Toplum olarak kendimize bir ayna tutmalı, öz eleştiri yapmalı ve hatalarımızı görerek düzeltmenin yollarını aramalıyız. Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki, bireylerin çoğu sorumluluk almak, emek harcamak ve fedakârlık yapmak yerine, yalnızca “iyi adam” görüntüsü vermeyi tercih ediyor. Bu kişiler, zahmetli işlerden kaçınıp, eleştiri yaparak sorunların çözümüne katkı sağlamaktan uzak duruyor.
Bir şehirde sorunlar varsa, çözümü sadece yetkililere bırakmak doğru değildir. Sokaktaki vatandaştan en üst yönetime kadar herkesin duyarlı olması ve toplumsal yaşam kültürünün gerekliliklerine uygun hareket etmesi gerekir.
Ne yazık ki, Iğdır’ın siyasi ve genel gidişatına baktığımızda, insanlar arasında bir umursamazlık ve belirsizlik havasının hâkim olduğunu görmek mümkün. Oysa bir sorun ele alınacaksa, bunu medeni bir şekilde masaya yatırmak gerekir. Kişileri karalamak veya kavga etmek çözüm getirmez. Medeni toplumlarda bireyler, taleplerini usulüne uygun bir şekilde dile getirir ve çözüm talep eder. Şehirlerinin değerlerini haksızca eleştirenlere karşı çıkar ve gerektiğinde savunurlar. Dahası, bunu yaparken bir teşekkür ya da karşılık beklemezler.
Buna karşılık, temelsiz eleştirilerle bireyleri hedef almak, kişisel çekişmeler uğruna yapılan saldırılar ya da kıskançlıklar, bilinçsizce yapılmış hareketler değildir. Bu tür davranışlar, toplumsal uyumu zedeler ve şehrin gelişimine engel olur.
Bu nedenle, şehrimizde elini taşın altına koyan, karşılık beklemeden fedakârlık yapan insanlara sahip çıkmalıyız. Dedikodulara karşı durmalı, kıskançlık ya da siyasi ayrılıkları bir kenara bırakmalı ve doğru olanın yanında yer almalıyız.
Cantürk Alagöz’ün Örnek Fedakârlığı
Iğdır’a önemli katkılar sağlayan iş insanı Cantürk Alagöz’ü eleştirenlere bir hesaplama yaparak yanıt vermek istiyorum. Alagöz, özel uçağıyla bir yıl içinde 55 kez Iğdır’a gelip dönmüş; toplamda 110 sefer yapmış. Her bir seferin maliyeti yaklaşık 18.000 dolar. Yalnızca bu uçuşlar için harcadığı toplam miktar, bir yılda 1.980.000 dolar, yani yaklaşık 70 milyon TL.
Peki, Cantürk Alagöz, Iğdır’da yaptığı hangi işten bu parayı geri kazanabilir?
Bu kadar fedakârlık yapan birine, yalnızca kıskançlık ya da siyasi çekişme nedeniyle yöneltilen eleştiriler ne kadar adil? Sosyal medyada akla geleni yazanlara “Yanılıyorsunuz” demek gerekmez mi? Empati yapmayı öğrenmedikçe, bu tür fedakârlıkların kıymetini anlamamız mümkün olmayacak.
Samimi Bir Yaklaşım Gerekiyor
Çevremde sık sık şu soruyu duyuyorum: “Cantürk Alagöz’ün Iğdır’da ne işi var?” Onlara cevabım şu: Cantürk Alagöz, ayrıntılara takılmadan Iğdır’a faydalı olmaya çalışıyor. İyi niyetini suistimal edenler olabilir; ancak Alagöz, “Bir kişi de bir kişidir” diyerek çabalarını sürdürüyor.
Etrafındaki insanları eleştirmek yerine, siz de yanına giderek taleplerinizi iletebilirsiniz. Kendi iş yerinize gelen birine “Gelme” diyemediğiniz gibi, onun çevresindeki insanları yalnızca bu nedenle eleştirmek adil değildir. Eğer Iğdır’a yatırım yapmak için gelen bir iş insanını sürekli eleştirirsek, bir süre sonra şehrimizde kimseyi bulamayız.
Elbette sorunlarımız var. Ancak bu sorunların temelinde “sahiplenme” eksikliği yatıyor. Birbirimizi sahiplendiğimiz ölçüde, şehir olarak ilerleme kaydedebiliriz.
Empati ve Vefa Şart
Şehrimizdeki yöneticiler, siyasiler ve vatandaşlar, “vefa” kavramını bir semt adı olmaktan çıkarıp hayatlarına dâhil etmelidir. İnsanları küçümsemek ya da yok saymak yerine, yapılan fedakârlıkları takdir etmek gerekir.
Unutmayalım ki, Iğdır adı büyük, yüzölçümü küçük bir il olabilir. Ancak sahiplenme duygumuz büyük olduğunda, bu şehri her anlamda büyütmek mümkündür. Sağduyulu ve yapıcı bir yaklaşımla şehrimizi ve değerlerimizi koruyalım.
Vesselam.
Cantürk başkan gibi bir insanı ığdır veli nimettir Allah ona yardımcı olsun inşallah