IĞDIRDA SİYASİ KARDEŞLİK
Iğdır’ı çok önemsiyorum. Iğdır’daki siyasi barış ve samimiyeti çok önemsiyorum. Bu coğrafyada, acıları, tatlıları, hüzünleri, sevinçleri birlikte yaşadık, yaşadıklarımıza ortak olduk. Paylaştık tüm sevinçlerimizi üzüntülerimizi. Aynı topraklarda büyüdüler analarımız, babalarımız, aynı toprağa gömüldüler ölünce yan yana. Biri diğerini ötelemedi, ırkından dilinden ötürü, mutlu mesut yaşadılar, yaşadık. Ta ki şu kahrolası siyasi ötelemeler, yok saymalar içimize, beynimize yerleştirilinceye kadar. Kürt olduk, Azeri Türkü olduk, Laz olduk, Göçmen olduk, Terekeme olduk ama bir türlü Iğdır olmadık, Iğdırlı olamadık. Her birimiz diğerimizi yok saydık, öteledik. Seçimden seçime kardeş olduk, seçim bitince de birbirimize kalleş olduk. Gün oldu düşman, gün oldu hain ilan ettik birbirimizi. Oysa hepimiz Iğdır’ız, Iğdırlıyız. Birlikte ıslandık yağan yağmurda, birlikte güneşlendik doğan güneşte.
Iğdır il oldu, siyasi ve sosyal huzura kavuştuk artık, sevindik derken sevincimiz kursağımızda kaldı. Daha da siyasi ve sosyal çekişmelerin girdabına kapıldık. Şimdiye kadar her iki kesimden de seçilen hiçbir siyasi de Iğdır’ın bu ayrıştırıcı yarasına merhem olmadı, olamadılar, geleceğini görmediler Iğdır’ın, düşünmediler. Aksine bu siyasi çekişmeleri fırsat bilip, toplumu ayrıştırarak siyasi çıkar elde etmeye çalıştılar, çalışmaya devam ediyorlar. Dün de böyle idi bu günde. Seçilen siyasilerin ilk icraatları ya da hizmetleri, mevcut amir, memur, müdür kadrolarını değiştirip yeni atamalar yapmaları oluyor, Bu bizdendir, şu bizden değildir zihniyeti aynen devam ediyor. Bunu Iğdır’a hizmet zannettiler, etmeye devam ediyorlar. Bu güne kadar seçilen milletvekilleri hiçbir zaman, birlikte ortak açıklamalarıyla Iğdırlıların karşısına çıkmadılar, Iğdır’ın ortak sorunlarını dile getirmediler. hep birbirlerine uzak kaldılar. Birlikte yaşama kültürü ya da çok kültürlülük ortamında huzurlu bir siyasi yaşam için çaba sarf etmediler. Asırlar boyuncadır, birlikte yaşamanın temel dayanağı, hoşgörülü olmaktan, çok kültürlü olmaktan ve benimsenmekten geçer.
Geleneğimizde ve kültürümüzde yaşattığımız bu değerlerle birlikte, yaşamanın genel kurallarından birisi olarak, karşımızdakini de kabullenmeli ve onunla birlikte yaşamaya ilişkin kendimizi de kabullendirmeliyiz. Bu düşünce ve duygular, Iğdır da yaşamını sürdüren bizler açısından her geçen gün biraz daha değer kaybetmektedir. İlla ki farklılıklarımız olacaktır. Bu farklılıklarımızı birer üstünlük değil, birer sosyal ve kültürel zenginlik olarak kabullenmeliyiz. Aksi durumda toplumların birlikte yaşama arzuları zedelenir.
Seçilen milletvekillerimiz, Iğdır toplumunun barış, huzur ve birlikte yaşama arzularının lokomotifidirler, ön tekerleridirler, biliyoruz ki ön tekerler nereye giderse arka tekerler de onları takip eder. Ön tekerlerin raydan çıkması tüm vagonların raydan çıkmalarına, bağrışma ve kargaşalara yol açar. Birlikte yaşam felsefesi, biz Iğdırlıların temel yaşam felsefesi olmalıdır. Umarım bundan sonra, başta Sayın Milletvekillerimiz ve İktidarın il başkanlığına yeniden seçilen Sayın Ali Kemal Ayaz Bey olmak üzere, siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik çalışma ve Iğdır’ın geleceği ile ilgili projeleriyle, Iğdır’da, birlikte, huzurlu, siyasi ve sosyal bir barış ortamı yaratarak geleceğin Iğdır’ını birlikte kucaklarız.
Bu arada Sayın Ali Kemal Ayaz Beyi de yeniden seçilmesinden dolayı kutlar başarılı çalışmalar dilerim.