Şii Hilali Teorisi

Tarih : 2012-10-05 / Kategori : Genel Haber

Şii Hilali Teorisi

Bismillahirrahmanirrahim
Allah tebarek ve Teala bazen kendi dostlarını düşmanının koynunda besler.

Hz. Musa (a.s) ile Firavun olayı bu ilahi sünnetin en açık örneği ve delilidir. Bu konu Kur’an-ı Kerim’in farklı sürelerinde çok geniş tafsilatlı anlatılmıştır. Ben bu olaydan çıkabilecek derslerden sadece birisini örnek almak istiyorum. Her güzel ve büyük işin riski de bir o kadar büyüktür. Onun için derler ki büyük insanın hatası da büyük olur.
Hz. Musa (a.s) Allah’ın elçisi ve 5 tane Ulu’l Azim şeriat peygamberlerinden birisidir. Kendi zamanında halkı kendi rabliği ve ilahlığı ile aldatan Firavunla karşı karşıya geldi. Allah tebarek ve Teala Musa’yı (a.s), Firavun’u bulunduğu konumdan ve iddiasından vazgeçip Allah’a boyun eğmesini bildirmek için gönderdi. Firavun tanrılığı bırakıp halktan birisi olamayacaktı ya, bu yüzden her peygamberden mucize istendiği gibi Hz. Musa’dan da mucize istediler. Hz. Musa (a.s) mucizelerini gösterince, (aslında işin ne olduğunu bildiler de) çıkış yolu için sihirbazlara başvurdular.
Belirlenen günde sihirbazlar toplandığında, Hz. Musa’nın (a.s) Asa’sı onların sihrini batıl edince, sihirbazlar da hemen inanıp secde edince, şeytan bunlara çıkış yolu olarak şunu bildirdi: Firavun dedi ki; demek ki Musa da sizin üstadınız imiş? Ey Mısırlılar bunlar sizi bölüp parçalamaya ve yurdunuzdan çıkarmaya çalışıyorlar. Dedi. Tağutların hile ve düzenidir bu. Çünkü aynı sözü Nemrut da Hz. İbrahim hakkında demişti. Hal bu ki Musa’yı (a.s) her kesten daha iyi tanıyan Firavun’un kendisi idi. Çünkü onun evinde ve elinde büyümüştü. Hakeza İbrahim (a.s) de Nemrut’un yanında ve toplumunda büyümüştü. Ama halkı aldatmak için böyle hilye yolunu seçtiler.
Şimdi kendi konumuza geçelim bazı kimseler yaptıkları zulüm, yanlış siyaset, ABD ve batıya alet olma, özellikle de Siyonistlerin ekmeğine yağ sürme işleri artık kimseye gizli kalmadığı için, haysiyetlerini korumak için kendilerine çıkış yolu bulmuşlardır. Bu çıkış yolu ise şudur: Diyorlar ki ABD bölgede bir Şii hilali oluşturmuştur, bunun kırılması gerekir. Ben bu sözü söyleyeni, gizli ve açıkta propaganda yapanları çok iyi biliyorum. İnşaallah yanılgılarından dönerler diye isimlerini şimdilik açıklamıyorum, gerekirse ileride kim olduklarını da açıklarım.
Bu iddialarına delil olarak ABD’nin Irak işgalinden sonra orada bir Şii yönetimi kurulduğunu savunuyorlar.
Öncelikle bu söz-yorum veya iddia belli ki herkesten çok ABD ve Siyonistlerin işine gelen bir sözdür. Çünkü içinde ayrımcılık, bölücülük ve mezhepçilik vardır. Bu söze inananlar Siyonistlere tamamen inanmış ve güvenmişlerdir.
İşin hakikati asla böyle değildir. Irak’ta bir Şii devleti kurulmadı, şimdiye kadar nüfusun yüzde 65’ni oluşturan Şiiler de yönetimdeki yerlerini aldı. Bölgeye demokrasi dersi verenler, bu demokratik hakkı neden kabullenemiyorlar. Eğer bunlar gerçekten demokrasiye inanan kimseler ise Irak’taki önceki yönetimlerin diktatörlük olduğunu, daha yeni demokrasiye (Kağıt üzerinde) geçildi demeleri gerekir. Bunun dışında bir söz deniliyorsa, mezhepçilikten kaynaklanmaktadır. Her kes bunu çok iyi biliyor ki; Irak’ta bölüşüm vardır. Bu da demokrasinin gereğidir. Ama ne kadar hayata geçer geçmez ona bir diyeceğim yoktur.
Suriye’ye gelince, biz bunu anlamış değiliz Suriye Baas partisi rejimi ve Esat ne zamandan beri Şii oldu da bizim haberimiz yoktur. Suriye’yi yöneten ne Şii’dir, ne Nusayri’dir ne de Alevi’dir. Suriye’yi yöneten öz be öz sünnidir. İşlerine gelmediği için başka şeylerle suçluyorlardır.
Diyelim ki İran, Irak, Suriye ve Lübnan Şii hilali oluşmuştur. Hem de bunu ABD oluşturmuştur. Peki, neden ABD oluşturduğu bu hilali kırmak istiyor. Her kim aksini iddia etse ya kendisi dünya gündemini bilmiyor veya başkalarının bilmediğini zannediyor. ABD genelkurmay başkanı Ankara’da demedi mi Suriye konusunda Türkiye ile çıkarlarımız aynıdır.Eğer Şii hilalini ABD oluşturmuşsa Türkiye ile ortak oluşturmuş olur.!
Bir de 1945 İsrail devleti kurulduğundan bu yana ABD İsrail’in aleyhine olabilecek hangi sözü söylemiş veya hangi eylemi gerçekleştirmiştir? Hemen, hemen haftada bir sefer ABD yetkilileri İsrail’in güvenliği bizim güvenliğimizdir, İsrail’in çıkarı bizim çıkarımızdır diye bas, bas bağırmıyor mu? Daha dün BM’de Obama buna benzer sözleri tekrarladı. Şimdi bu zihniyetteki ve Siyonistlerin elinde olan ABD İran, Irak, Suriye ve Lübnan Şii hilalini oluşturacak değil mi?!!
Bu yorum Muaviye’nin Ammar b. Yasir’in (r.a) Ali b. Ebutalip (a.s) tarafından öldürdüğü yoruma benzer.
Bu iddia ve komplo teorisi konuyu saptırma ve başka zihniyet oluşturmadır. İran, Irak, Suriye ve Lübnan Şii hilali değil de İsrail’e (Siyonistlere) karşı direnme hilalidir. İşte bu Siyonistlerin ve ABD’nin işine gelmediği için bunun kırılmasını istiyor.
Ayrıca bu iddia ABD ve Siyonistlerin oyunlarını bozan, Şii Müslümanları karalama kampanyasıdır. İslam tarihini okuyan araştıran bir kimse Şiilerin siyasi konumunu bilirler. İslam tarihinde Peygamber efendimizin (s.a.a) vefatından bu yana ne bireysel olarak ne de devlet olarak, hiçbir Şii, bir başkasını inancından ötürü öldürmemiştir. Ama İslam tarihini okuyan ve ona aşina olan kimse biliyordur ki Peygamber’den hemen sonra Ali (a.s) Şiileri inançlarından dolayı öldürüldüler. Özellikle de Emeviler ve Abbasiler tarafından, Şimdi de Vahhabiler, Selefiler ve Talibanlar tarafından öldürülmektedirler.
Tarih boyu Şii ve Şiilik İslam düşmanlarının korkulu rüyası olmuştur, Müslümanların değil.! Onun için bir Müslüman olarak böyle bir şeyden (sözde Şii hilalinden) korkmaya gerek yoktur.
Allah halkımıza şuur ve bilinç versin, ülkemizi yabancıların oyununa gelerek tehlikeye düşürmek isteyenlerin şerrinden korusun. Amin
Arlan BAŞARAN

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası