Bismillahirrahmanirrahim
Dün ilimizin hacılarından bir grubu daha uğurladık. Hacı, Allah’ın evine gittiği için Allah misafiridir.

Dünyada bundan daha büyük misafirlik ve daha büyük bir ikram olmaz. Onun için Rahmanın misafirleri yolculuğun en güzelini yaparlar. Arkadaşlığın da en mükemmelini yaparlar, malın da en güzelini harcarlar. Çünkü peygamberimiz buyuruyor ki: Yolculuğun en güzeli hac için yapılan yolculuktur. Arkadaşlığın en güzeli hac da olunan arkadaşlıktır. Malın en güzeli de hac için harcanılan maldır. Allah Teala ilimizden giden, gitmekte olan ve gidecek hacılarımızın hepsinin haccını kabul Sa’y’ını meşkur etsin. Bu yapılacak haccı ekber-i sağlıklı, kazançlı, içi maneviyat dolu ve Müslümanların birlik ve beraberliğini sağlamlaştıran hac kılsın.
Ne güzeldir ki bu grup hacıların hareketi 25 Zi’l-Kade yani Dahv’il-Arz gününe denk gelmektedir. Dahv’il-Arz günü yeryüzü suyla kaplıyken Allah’ın evi Kabe’nin olduğu yeden karanın oluşmaya başladığı gündür. İslam’da çok önemli ve kutsal bir gündür. Yılın ramazan ayı orucu dışında dört gün vardır ki sevabı bir ömür tutmaya bedeldir, bunlardan birisi işte 25 Zi’l-Kade Dahv’il-Arz günüdür. Allah Teala bu günün orucunu tutup amellerine yapmaya bizi muvaffak etsin. İnşaallah.
Kutsal İslam dini insanı kemale erdirecek, imanını kâmilleştirecek, onu Allah’a yakınlaştıracak amellerle doludur. Bu amellerin en başta geleni ve üstünü ise hac amelidir. Hem mal, hem de bedenle yapıldığı için, namaz, oruç, humus, zekât ve cihat gibi amellerden çok üstündür.
Her amel zorluğu kadar büyük sevaplar içerir. Hac da zor olduğu için hem çok tekit olunmuş hem de sevabı bol olan bir ameldir. Allah tebarek ve Teala Kur’an-ı Kerim’de buyurmaktadır: “Yoluna gücü yetenlerin o evi ziyaret etmesi (haccetmesi) Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır.” Maide, 67. Ayette tekit ve teşvik olduğu açıktır. O evi ziyaret edip maneviyatına nail olmak için Allah’ın insanlar üzerine koymuş olduğu bir haktır. Bazıları bunu küçümser, saymazlık yapar. Hatta kimileri ne dediğini fark etmeden ben paramı Araplarına karnına mı doldurayım? Gibi sözler eder. Kimileri de cimriliğinden veya mal servet sevgisi ağır bastığında teveccüh etmez. Bakın onlar hakkında ise şöyle buyuruyor:”Kim de inkar ederse, (bilsin ki) Allah tüm alemlerden müstağnidir.” Maide, 67. İmam Cafer Sadık’tan (a.s) “Kim de bu dünyada kör olursa, o ahrette de kör olur ve yolunu daha fazla şarır.” İsra, 72. Ayeti sorulduğunda buyurdular:”Hac kendisine farz olduğu halde hacca gitmeyen kimsedir.” Yine buyurmuştur:”Sağlığı ve mali durumu olduğu halde hac yapmadan ölen kimse! Allah’ın “Kıyamet günü onları kör olarak haşredeceğiz” dediği kimsedir.
Haccın sevabı hakkında ise şöyle buyurmaktadır:”Hacı bağışlanır,  cennetlik olur. Amelini baştan alması gibi olur. Malı ve ailesi mahfuz kalır. Güzel bir hac amelinin karşılığı ancak cennettir. Hacı anasından doğduğu gibi olur. Dört ay boyunca ona sevap yazılır. Günahı gerektiren bir şey yapmadıkça günah yazılmaz. Dört aydan sonra halka karışır. Hacılar üç grup halinde dağılırlar: Bir grup ateşten kurtulmuş şekilde. Bir grup annesinden yeni doğmuş gibi temizlenmiş şekilde. Bir grup da malı ve ailesi korunmuş şekilde. Sondaki hacdan alınan en değersiz karşılıktır. Hacı Mekke’ye girdiğinde onun tavafını, namazını ve Sa’y’ını koruyan iki melek görevlenir. Arafat’ta vakfe yaptığında o iki melek ellerini hacının omzuna koyar ve der ki:”Geçmişin biz yeteriz, geleceğine bak.” Hac amelleri bittiğinde onlara denilir ki:”Büyük bina inşa ettiniz onu yıkmayın, geçmişiniz temizlendi geleceğinizi güzelleştirin……”
Hac hakkındaki yüzlerce hadis ve rivayetlerden sadece birisidir bu. Haccın ömürde bir sefer farz olmasının felsefesi şudur ki: Hac yapan insanı ömür boyu kötülüklerden korumalıdır. Eğer hac hakkıyla yapılırsa döndükten sonra Allah’a olan o yakınlığını ömrünün sonuna kadar korumalıdır. Gerçek haccın etkisi böyledir. Allah bize kendisine yakışan haccı yapmaya muvaffak kılsın. Amin.
Arslan BAŞARAN
[email protected]

Tweet