Riya/Gösteriş

Tarih : 2012-12-14 / Kategori : Genel Haber

Riya/Gösteriş

Bismillahirrahmanirrahim
    Riya Arapça bir kelimedir. Görmek kökünden gelen bu sözcük bir işi başkaları görsün diye yapmaya denir. Dini literatürde ise Allah için yapılacak ibadeti başkaları görsün diye yapmaktır.
    Ebu Nasr Farabi der ki:”Onu riya olarak yaptı, yani insanlar görsünler diye yaptı.”
    Gazali de İhyau’l-Ulüm kitabında der ki:”Hayır bir işi başkalarına göstererek yapıp onların kalbinde yer tutmak için yapılan işe riya denir.”
    Riya için en güzel tanım şudur: Bir işi başkalarından ötürü yapmak veya başkalarından ötürü bir şeyi terk etmektir. Bunun geniş açıklaması ve kısımları, ayet ve hadislerdeki yeri aşağıda açıklanacaktır.
    Kur’an-ı Kerim şöyle buyurur:”Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarından gaflet ederler (namazlarına önem vermezler).  Onlar, gösteriş yaparlar. Maun, 4-5-6.
    Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuş:”Cehennem ve cehennem ehli, riyakârlardan nefret edeceklerdir.” Dediler ki: Ya Resulellah (s.a.a) niçin onlardan nefret ederler? Buyurdular ki:”Onların azabının acısından ve ateşin şiddetinden dolayı.”
    Yine buyurmuş  ki:”Riyakarlar kıyamet günü şu dört isimle çağırılırlar: Ey Kafir, Ey Facir, Ey ğadir/zayi eden ve Ey Hasir/hüsrana uğrayan, çalışman kayboldu, amelin batıl oldu sana bir pay yok, ameli kendisi için yaptığına sığın ey düzenbaz.”
    Berki Mehasin kitabında Yahya b. Beşir en-Nebbal kanalıyla İmam Cafer Sadık’ın (a.s) şöyle dediğini rivayet eder:”Her kim az ameliyle Allah’ı isterse, Allah kendisi için yapılan onun az amelini çok gösterir. Ama kendini yorarak, geceleri yatmayıp uykusundan kesip insanlar desinler diye çok amel yapanın amelini az gösterir.”
Riyanın Kısımları
Riyanın kısımları  çoktur, ancak asıl kaynağı şu iki şeydir:
1-Saf/karışımsız riya.
2-Karışık riya
    Karışımsız riya içinde sadece dünya ve insanların görmesi istenilen riyadır.  Mesela insanların arasında namaz kılması, yalnız olduğunda namaz kılmaz ama insanları gördü mü namaz kılar, hatta bazen abdestsiz namaz kılar. Bu tip insanlar hemen tövbe etmelidir. Böyle bir şey kesinlikle ibadet değildir günahtır.
    Karışık riyanın birçok şekli vardır: a- Başlangıçta niyeti halis, daha sonra ameline riya katanlar. Mesela namazı halis niyetle başlar, o sırada birileri gelir onlar görsünler diye daha bir huşu ve huzu içerisine girer, sesini yüceltir kıratını güzelleştirir.
    b-Şeytan hayır bir yoldan gelir; insana der ki falan ameli yap başkaları da sana bakıp öğrensinler böylece insanlar buna amel ettikleri süre sevabı senin olsun. Bu öncekinden daha tehlikeli ve daha büyük risk içermektedir.
    c-Önceki iki kısma teveccüh eder, insanların arasında öyle bir namaz kılmaya utanır, onun için gizlide kılmayı tercih eder. Gizli de kılması  biraz daha kendisini dindar ve riyadan uzak gösterir. Ama bununla daha çok değer kazanır o yüzden böyle yapar, onun için bu da riyadır.
    d-İnsan namaza durur insanlara ona bakar, şeytan onu bakanların dikkatini çekmeye gücü  yetmez. Başka bir yoldan girer ona der ki namazda Allah’ın azameti, melekti ve ceberuti hakkında tefekkür et kimin karşısında durduğunu dikkate al ona göre ihlâsla namazını kıl. İnsan buna göre güya namazını huzu ve huşu içerisinde kılırmış gibi olur. Hal bu ki bu da şeytanın oyunu ve riyadır.
    e-İnsan ibadeti tam bir ihlasla yerini getirir. Ama daha sonra şeytan onu harekete geçirir. İşte Allah’ın en seçkin kullarındansın ibadetini riyadan süm’e’den uzak yaptın. Başkalarına da de ki ibadet etmeği öğrensinler. Veya o ibadeti maddi bir çıkar sağlamaya vasıta kılar. Bu şekildeki ibadet de riya ve batıldır. İmam Cafer Sadık (a.s) buyuruyor ki: “Her kim gizlide amel yaparsa sevabı da gizlide yazılır. Onu açıp başkalarına dediği zaman sevabı yık olur açıktan yazılır. İkinci kez başkalarına dediğinde o amel silinir riya olarak yazılır. Gizlide yapılan amel açıkta yapılan amelden yetmiş kat daha üstündür.” Eğer doğru bir şey için açıklamada fayda varsa uhrevi bir yarar sağlayacaksa açıklayabilir.
    f-Riyadan korktuğu için ameli terk etmesi, bu da şeytanın büyük oyunlarından birisidir. Çünkü şeytanın asıl yapmak istediği insanları ibadetten uzaklaştırmaktır.
    g-Ben ibadet etsem insanlar diyecekler ki, bu adam riya yapıyor ve davranışlarıyla günahkar olacaklar. Yani onlar günaha girmesinler, ben daha sonra ibadetimi yaparım demek. Bu da şeytanın hile ve düzenidir, dikkat etmek gerekir. Başkalarının rızasıyla Allah’ı gazaplandırmayalım.
    Riya ruhi bir hastalıktır, mutlaka tedavi olması gerekir. Ruhi hastalıklar cismi hastalıklar gibi iğne-ilaç, serum ve hastaneye yatmakla iyileşmiyor. Ruhi hastalıkların tedavisi çoğunlukla fertlerin kendisine bağlı ve öz uhdelerinedir. Kur’an, sünnet ve akıl ışığında kendilerini tedavi edebilirler. Büyük âlimlerimizin İslami kaynaklardan istifade ederek bize tedavi yöntemi olarak sundukları birkaç cümleyi değerli okurlar ile paylaşacağım,  inşallah Allah’ın nuru ile bu ruhi hastalığı olanlar kendilerini tedavi ederler. Gazali İhyau’l-Ulüm kitabında diyor ki: İnsan, bir şeyin kendisine hemen veya gelecekte faydalı, hayırlı ve lezzetli olacağı inancı gereği o işi yapmayı ister. Bir şeyin şimdi kendisine tatlı, faydalı fakat gelecekte zararına olacağını bilse o işe yeltenmez, rağbet göstermez. Mesela balın tatlı lezzetli ve faydalı olduğunu canının çektiğini bildiği için onu yemeye heveslenir. Ama ona zehir katıldığını bilse veya ihtimal verse bu lezzetten vazgeçer. Çünkü kendisini öldüreceğini biliyor, artık balda olan o lezzet bu adama tatlı gelmez.
    Riya meselesinde de durum aynıdır. Biraz dikkat edecek olsa belki kısa sürede riya, bazı dünyevi işleri için faydalı olabilir. Ama gelecekte çok büyük zararı olduğunu dikkate almalıdır. Bu iş  (riya) Allah’ın kendisine sunacağı sonsuz rahatlık ve hayrın lezzetinden alıkoyacak alçaltıcı bitmeyen, çaresi olmayan bir azaba duçar edeceğini bilse ve inansa, riyadan vazgeçecektir. Bu inancı her zaman dikkate alıp korudukça bu hastalığını  tedavi edecektir.
    Pratik tedavisi ise gizlide ibadetini Allah’ın kendisini gördüğünü, sırf O’nun c.c emri olduğu Rabbinin kendisinden istediği için yapmalı  ve buna adapte olmalıdır. Yaptığı ibadetleri insanlardan gizlemelidir. Hz. İsa Havarilerine derdi ki:”Oruç tuttuğunuzda saçınızı sakalınızı yağlayın dudaklarınıza zeytinyağı sürün sizi gören oruçlu olduğunuzu bilmesin, sağ elinin verdiğini sol elinizden gizleyin, namaz kıldığınızda kapınızı kapatın kimse görmesin. Allah rızıkları taksim ettiği gibi övgüleri de taksim etmiştir.” İnsan Allah için yaptığını gizledikçe Allah onu insanlara bildirir. Allah için yapıldığında insanın gönlü de rahat olur birileri bilsin veya bilmesin övsün veya yersin fark etmez. Ama başkaları için yapan zavallılar gözleri sağda soldadır ki bakalım bizi övecekler mi? Övmediklerinde ise düşman kesilir, gıybet, töhmet, iftira demez her yola başvurur. Yüce Rabbim bizi ve tüm İslam ümmetini bu hastalıktan arındırsın.
            Arslan BAŞARAN

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.