Azerbaycan’da 2019 Nesimi Yılı

Tarih : 2019-01-17 / Kategori : Genel Haber

Azerbaycan’da 2019 Nesimi Yılı

Veten olup ezelden sohbetimde sözümde 
Vetenle ucalıp evladım da özüm de 
Goy dünya baştanbaşa cennet olsun gözümde 
Üregimle ganımla bu toprağa bağlıyam 

 
Veten olup ezelden sohbetimde sözümde 
Vetenle ucalıp evladım da özüm de 
Goy dünya baştanbaşa cennet olsun gözümde 
Üregimle ganımla bu toprağa bağlıyam 
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Azerbaycan’da 2019 yılını “Nesimi Yılı” ilan etti
Nesimi 14.yy’da yaşamış Azerbaycan Türkçesiyle ve farsça divan şiirleri yazmış önemli bir Türk şairdir.
Asıl adının Ömer, Ali ya da İmâdüddîn olduğu düşünülen Nesimi’nin Bağdatlı, 
 Şirvanlı, Şirazlı, Diyarbakırlı yahut Tebrizli olduğu sanılmaktadır.1 Mahlasını, “Nesim” adlı mahalleye binaen aldığı söylense de Nesimi’ye bu mahlası üstadı Fazlullah tarafından verilmiştir (Kürkçüoğlu, 1973: 4-7). Hüseynî, Seyyid, Hâşimî gibi birden çok mahlasa sahiptir (Şenödeyici, 2013). 1360 tarihinde doğduğu çeşitli kaynaklarda zikredilmekle birlikte ailesi hakkındaki bilgiler meçhuldür. Nesimi’nin Şâh Handan adında bir kardeşi olduğu bilinmektedir. Ölümü için de 1404, 1408, 1418, 1433 gibi muhtelif tarihler ortaya atılmış bulunmaktadır. (Olgun, 1970: 53)
, edebiyat tarihçileri tarafından “divan şiirinin Yunus Emre’si” olarak tarif edilmektedir. Sade Türkçe ile yazdığı şiirler, onun geniş kitleler tarafından ilgi görmesine, sevilmesine yol açmıştır. Nesimi’nin hazin sonunun müsebbibi Hurûfîlik inancıdır. (Banarlı, 1983; 374-5) Divanında Hurûfîlik ile alakalı pek çok söylem vardır. Hurûfîlerin düşüncesine göre; insan yüzü “Allah aynasıdır; oradan O görülür ve bu durumda insan yüzüne yönelip ona secde edilmesi gerekir. Nesimi bu inancı savunup, faaliyette bulunduğu için “zındık” olarak ilan edilir ve zindana atılır. Nihayetinde Halep’te derisi yüzülür ve halka teşhir edilir. Kabrinin bugün Halep’te bir tekkede olduğu bilinmektedir. (Ayan, 1990; Usluer, 2013) 
Nesimi’nin gözünü kırpmadan ölüme meydan okuması, İslam dünyasında onu bir kahraman olarak yükseltmiş, onunla ilgili menkıbevi anlatıların teşekkül etmesine sebebiyet vermiştir. (Olgun, 1970: 55). Sadece sûfî şairler ve nâsirler arasında değil, aynı zamanda halk şairleri, divan şairleri hatta Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatının (Aktaş, 2004) şairleri ve nâsirleri arasında da onun menkıbelerinin revaçta olduğu bilinmektedir. Özellikle Alevî-Bektaşi geleneğinde şâh-ı şehit olarak yedi ulu ozandan biri sayıldığı için hakkında pek çok anlatı vücuda getirilmiştir.
Edebiyat tarihimizde bir divan şairinin efsanevi bir kahraman olarak görülmesi hususu istisnaî bir durumdur. Divan şairleri genellikle “fıkra” gibi bazı anlatı türlerinde görülebilmektedir.4 Ancak efsanevi bir şahsiyet olarak bir divan şairinin divan şiirinde yer alması, tespit edebildiğimiz kadarıyla Seyyid Nesîmî’ye nasip olmuştur. Görüleceği üzere bir beyit dışında kalan diğer tüm manzumelerde onun efsanevi yönü üzerinde durulmuştur. Elbette Yunus Emre de bu şekilde anılmıştır. Fakat Yunus, ekseriyeti mutasavvıf şairlerin divanlarında olmak üzere çok az sayıdaki şiirde görülmektedir. Ayrıca Yunus’un divan şairliği de tartışmalıdır. Nesimi ise mutasavvıf olmayan şairlerin divanlarında da yer almaktadır. Ebubekir Kânî (ö.1791), Nesimi’nin başından geçen hadiseyi “efsane” olarak görmektedir. Bu durumda Nesimi de efsanevi bir kahramandır. Şair, leff ü neşr sanatından istifade ederek ikinci mısrada “dâr” ve “deri” kelimelerini kullanır. Buna göre Kânî şöyle demektedir: “Ben Nesimi ve Mansur’un efsanesini ne yapayım. Senin kendine has bir darağacın, soyulacak bir derin yok mudur?” 
Efsâne-i Nesîmî vü Mansûrı n’eyleyem
Bir bellü başlu dâr u derün yok mıdur senün (Kânî Divanı, K.37/22)
Nesimi’yi de bu inancın savunuculuğunu yaptığı için Halep’te katlederler. Nesimi’nin Halep’teki ölümü halk arasında derin akisler uyandırmış, Doğu Anadolu ve Azerbaycan çevrelerinde bu vecidli şaire dair çok sayıda evliya menkıbeleri meydana gelmiştir (Banarlı, 1983: 374). Nesimi’nin soyulmuş derisini omzuna alarak Haleb’in 12 kapısından birden çıkıp gayba karıştığı gibi rivayetler mevcuttur (Kortantamer, 2010: 122). Nesimi’nin derisinin yüzüldüğü sırada bir hadise meydana gelir: Künhü’l- Ahbar’da yer alan bir rivayete göre; devrin müftüsü konumundaki kişi Nesimi’nin derisi yüzdürülürken şahadet parmağını kaldırır. “Bu öyle bir kâfirdir ki kazara pis kanı insanın bir uzvuna temas etse orasını kesmek lâzım gelir” diyerek Nesimi’yi lânetler. Bu sırada Nesimi’nin bir damla kanı müftünün şahadet parmağına sıçrar. Bu olayı izleyenlerden birisi müftü efendinin parmağının kesilmesi gerektiğini söyleyince, o da
“biraz su ile temizlenir” şeklinde karşılık verir. Bu sırada Nesimi’nin derisi yüzülmektedir. Bu olaylar yaşanırken gülümseyerek şu beyti söyler:
 Zâhidin yek parmağın kessen dönür, Hakk’tan kaçar
Gör bu miskin âşıkı ser-pâ soyarlar ağlamaz
Nesimi divan şiirinde derisinin yüzülmesi münasebetiyle pek çok yerde anılmıştır. Hatâyî’ye (ö.1524) atfedilen bir dörtlüğe göre; Nesimi’nin derisini anlayışsız zahidler yüzmüştür. O ise, -yukardaki beyitte de ifade ettiği gibi bundan kaçmamış ve Hakk’ın takdirine rıza göstermiştir:
Mihr ü vefâ biri birinden azdı
Behlûl baykuşleyin virânda gezdi
Seyyid Nesîmi’yi zâhidler yüzdü
İncinmedi Hak’tan gelen cefâya
(Hatâyî Divanı, s.21).
Seyyid İmâdü’d-din Nesîmî, İslâmî Türk edebiyatının büyük şairlerinden olup, divan edebiyatının kuruluş yüzyıllarında yaşamış, bu kuruluşta büyük emeği olmuş, bu edebiyatta kullanılan “mazmunları klişeleştirmiş”, daha gençliğinde çeşitli şairlere tesir etmiş, kendisine de nazîreler yazılmış, şiirlerini “samimi bir inanç” ve “lirik bir ifadeyle” dile getiren, coşkun duygu ve sanat dehasına sahip bir şairimizdir. Nesîmî 15.yy. Âzerbaycanlılar sahası şairlerindendir. Klâsik Türk şiirinin kuruluş ve gelişmesine katkıları tartışılamaz. Özellikle Fuzuli’nin söyleşinde hâkim unsur olan lirizm ve samimiyette kendisiyle aynı sahadan olması hasebiyle Nesimi’den öğrenilmiş pek çok unsur bulabiliriz. 16.yy. Osmanlı sahasının önemli isimlerinden olan Usûlî üzerinde de, hayat ve şiir anlayışı bakımından derin tesir uyandırmış ve bu sebeple Usûlî kaynaklarda ‘sırr-ı Seyyîd Nesîmî’ diye anılmıştır.
Nesimi, ideolojisi uğruna hayatını feda edecek kadar inanmış cesur bir propagandisttir. (Ünver, 2007: 132) Şairlerin Nesimi’nin takdir ettiği ve örnek aldığı bir yönü de onun dik duruşu, kararlılığı ve ucunda ölüm olmasına rağmen yolundan dönmemesidir. Âşıklar arasında Ferhat ve Mecnun’un yeri ne ise, gözünü kırpmadan ölüme gidenler için de Nesimi’nin yeri öyledir. Bu durumu Sutûrî’nin (ö.1828’den sonra) bir beytinde açıkça görmekteyiz. Kendisi, Nesimi gibi parça parça edilse dahi mahbubundan asla vazgeçmeyeceğini, onun yolundan ayrılmayacağını beyan etmektedir:
Şerha şerha itseler cismüm Nesîmî tek beni
Ben Sutûrî vâz gelüb dildâr senden dönmezem (Sütûrî Divanı, G.336/7
Yapılan incelemelerde hareketle Nesimi’nin, bir divan şairi olmasına rağmen aynı zamanda -mitolojik Fars kahramanları gibi- bir mazmun olarak divan şiirinde yer alan efsanevi bir kahraman olduğu anlaşılmıştır. Nesimi mazmunu, ehli-i sünnet mensubu şairlerden ziyade Hurufi, Alevî-Bektaşi şairlerin divanlarında daha fazla görülmüştür. Divan şiirinde Nesimi, davası uğruna ölüme pervasızca koşanların, varlığı hiçe sayanların, cesaretin sembolüdür. Aynı zamanda bir şehîd-i aşk olarak örnek alınması gereken ideal bir kahramandır. Şairlerin manzumelerinde en fazla yer verdiği özelliği; “derisinin yüzülmesi” yönüdür.
Yine dünyadan yüz çevirmiş olması, bedeninden vazgeçmiş olması gibi
Efsanevi Kahraman Olarak Seyyid Nesîmî tasavvufî yönleri de şairlerin üzerinde durduğu bir diğer husustur.
Neredeyse manzumelerin tamamında “gibi” edatlarının kullanımı göze çarpmaktadır. “Nesimi gibi” olabilmek bazı mutasavvıf şairlerin erişmek istediği bir gaye olmuştur. İncelediğimiz şairleri içinde, Nesimi’yi divanında en fazla anan şairin Muhyiddin olduğu anlaşılmıştır. Şairler, Nesimi’yi Hallâc-ı Mansûr ile eşdeğer tutmuş, bir nevi “Mansûr-ı sânî” olarak kabul etmiş, birçok beyitte bu iki kahramanı birlikte zikretmişlerdir. Nesimi’nin şairlik yönüne ise pek az temas edildiği görülmüştür.
Sonuç Olarak:
• Nesimi sâdece yaşadığı asrın değil, bütün Türk edebiyatının da en usta 
           şairlerindendir.
• Türkçe ve Farsça ile mesneviler, gazeller, rubailer ve tuyuglar yazmıştır.
• İlâhî aşkın verdiği heyecanla yazdığı Türkçe şiirlerinde ahenkli ve çok düzgün
           bir dil görülür. 
• Asırlarca okunmuş ve şiirlerine nazireler yazılmıştır.
• Fuzuli gibi büyük bir şair üzerinde etkili olmuştur.
• Kanunî Sultan Süleyman da onun meşhur bir gazeline nazire yazmıştır.
• Türkçe ve Farsça olmak üzere iki divanı vardır.
• Türkçe şiirlerinde Nesimi, Farsça şiirlerinde Hüseynî mahlasını kullanmıştır.
• Nesimi, Azerbaycan edebiyat tarihinde felsefî şiirin temelini atmış; güzel ve 
Mükemmel eserlerin sanatkârı olarak büyük şöhret bulmuştur. Onun şiirlerinde tasavvufî ve Hurufîliğe ait fikirler, zamanın hâkim ideolojisine karşı yöneltilmiştir.
• Allah-insan fikrini ileri süren şairin bütün eserleri, insan hakkında yazılmış şiirlerden ibarettir.
• Nesimi, insanı Tanrılaştırarak veya Tanrı’yı insanlaştırarak Ortaçağ hayatının beşerî ilişkilerine karşı gelmekteydi. “Kâmil insana derin sevgi besleyerek onu ilâhileştiriyordu. Cisim ve can sahibi olan insanın dünya ve kâinata sığmamasını, onun aklî ve manevî büyüklüğünde görüyordu.
• Nesimi’nin dünyevî ve gerçek konuları işleyen eserleri de vardır. Bu tarzda yazdığı şiirlerinde terennüm ettiği duygular ve düşünceler, samimî ve hayatîdir.
• Büyük şairin ölümsüz sanatı, Azerbaycan halkının sanat ve kültür tarihinde yeni bir düşünce tarzının ifadesidir.
• O’nun felsefî fikir ve yüksek sanat örneği olan şiirleri, Yakın ve Ortadoğu ülkelerinin şiirinde de bir uyanışa vesile olmuştur.
• Şiirlerini tümüyle Azerbaycan Türkçesi dilinde söylemiştir.
 
 Ruhu Şad Olsun. Bu vesileyle Can Azerbaycan’a en derin sevgilerimizi yollar, 2019 Yılını Nesimi Yılı olarak ilan eden Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham ALİYEV’i kutluyoruz. 
Ziya Zakir ACAR
Iğdır-Azerbaycan Dil, Tarih ve Kültür Birliğini 
Yaşatma ve Destekleme Derneği Başkanı

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.