- 19 Mayıs Nedeniyle El Emeği Göz Nuru Eserler Sergilendi
- Bir yıldır veri alınamayan puhu kuşuna ulaşıldı
- 19 Mayıs Gençlik Yürüyüşü Yoğun katılımla gerçekleşti
- İlimizde Gençlik Konseri düzenlendi.
- ACI HABER !!!
- İL JANDARMA KOMUTANLIĞI TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLERİ BELİRLEDİ
- İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLER,
- TAZİYE VE TEŞEKKÜR MESAJI
- TAZİYE TEŞEKKÜR MESAJI
- Taziye Teşekkür Mesajı
- ALAGÖZ CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜ
- İL BAŞKANI AYAZ 14 MAHALLE MUHTARIYLA BULUŞTU
- SENGER BAŞKAN MAZBATASINI ALDI
- TUZLUCA BELEDİYE BAŞKANLIĞI TÜRKAN’A VERİLDİ
- MEHMET NURİ GÜNEŞ MAZBATASINI ALDI
CUMHURİYETİMİZ 85.YILINI KUTLUYORUZ
“Tek bir egemenlik var,o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır.”
1. Dünya Savaşı, bizim taraf olduğumuz ülkelerin yenilgisiyle sona
erdi. Yapılan anlaşmaya göre, yurdumuz düşmanlar tarafından
paylaşılmaya başlandı. Padişah ve yandaşları bir şey yapamadılar.
Mustafa Kemal, yurdu kurtarmak için Anadolu'ya gitmeye karar verdi.
Yakın arkadaşlarının yardım ve işbirliği ile görev bölgesi Samsun ve
dolayları olan 9.Ordu Müfettişliğine atandı. 16 Mayıs 1919 günü
Bandırma Vapuru ile yola çıktı. Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 sabahı
Samsun'dan Anadolu'ya çıktı. Burada bir hafta kaldıktan sonra Havza'ya
geldi. Buradan Amosya'ya geçerek valilere, komutanlara, ulusal
örgütlere bir genelge gönderdi. Bu genelgede yurdun bağımsızlığını
sağlamak için bütün yurttaşlara çağrıda bulundu. Daha sonra yol boyunca
uğradığı il ve ilçelerdeki yetkililerle görüşerek, onlara yurdu
kurtarma ve bağımsızlığına kavuşturma tasarısını anlattı.
Havza'dan Amosya'ya ve Sivas'a oradan da Erzurum'a gitti. Bu
sırada padişah kendisini istanbul'a çağırıyordu. Artık ülkemizin
kurtulması ve egemenliğin sağlanması için gerekli ortam hazırlanmış
olduğundan Mustafa Kemalordu müfettişliği görevinden ve askerlikten
ayrıldığını istanbul'a bildirdi. 23 Temmuz 1919 günü bir ilkokulun
salonunda toplanan Erzurum Kongresi'ne başkanlık etti. Bu toplantıda,
yurdun düşmanlardan kurtarılması için çalışma kararı alındı. Mustafa
Kemal bu kongreden sonra 4 Eylül 1919 günü Sivas Kongresi'ni topladı.
Bu toplantıda da Erzurum'da alınan kararlar üzerinde durdu. Bundan
sonraki çalışmaların Ankara'da yapılmasına karar verildi. Mustafa Kemal
Paşa 27 Aralık günü Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı yöneteceği kent olan
Ankara'ya geldi. Çalışmalarını Ankara'da sürdürdü. illere bir genelge
göndererek Millet Meclisi'nin hemen toplanabilmesi için temsilcilerin
seçilmesini istedi.
23 Nisan 1920 günü ulusun temsilcilerinden oluşan ilk Türkiye Büyük
Millet Meclisi açıldı. Meclis Mustafa Kemal'i başkanlığa seçti. Böylece
Ankara'da ulus temsilcilerinden oluşan bir meclis işe başlamış oldu. Bu
meclisin kuruluş esası egemenliğin kayıtsız şartsız ulusta olması
ilkesiydi. Meclis, Osmanlı hükümeti ile düşman ülkeleri arasında
imzalanan Sevr Antlaşması'nı tanımayacağını bütün dünyaya duyurdu.
Ankara'da Millet Meclisi'nin açılması, Mustafa Kemal'in başkan
seçilmesi padişah ve onun hükümetini çok korkuttu. Özellikle Sevr
Antlaşması'nın tanınmayacağı yolundaki karar onları büsbütün
kuşkulandırdı.
Düşmanlarla işbirliği yapan bir takım gericileri Anadolu'nun
çeşitli yerlerinde örgütlendiler. Büyük Millet Meclisi'ne karşı
ayaklanmalar başladı. Mustafa Kemal ve ardaşları istanbul Hükümeti
tarafıdan
vatan haini olarak ilan edildi. Haklarında ölüm cezası kararı verildi.
Bütün bunlar olurken Ankara'da ve bütün Anadolu'da yürekleri yurt
sevgisi ile dolu insanlardan oluşan bir ordu kuruluyordu. İstanbul'dan
kaçarak gelen subay ve aydınlar bu orduda görev alıyorlar, yurdun dört
bir yanından koşup gelen erlerimiz de silahlandırılarak cephelere
gönderiliyordu.
Eskişehir yöresinde İnönü'nde, Yunan ordusu ile karşı karşıya gelen
bu genç ordu, Yunanları I. ve II. ınönü Savaşı adı verilen iki büyük
savaşta yenerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin varlığını, sesini
bütün yurda ve dünyaya bir kez daha duyurdu. Büyük Millet Meclisi,
Mustafa Kemal'i olağanüstü yetkilerle başkomutanlığa getirdi.
Ordularımız Sakarya kıyılarında 22 gün 22 gece süren savaş sonucunda
Yunan ordularına karşı yeni bir zafer kazandı. Bu başarısı üzerine
Mustafa Kemal'e orduda en büyük rütbe olan mareşallikle birlikte "Gazi"
unvanı verildi. Sakarya Meydan Savaşı adı ile tarihe geçen bu savaşta
ordumuzun gücü dünyaya bir kez daha tanıtıldı. Artık düşmanı
yurdumuzdan atacak son ve kesin savaşın hazırlıkları başlamıştı. Bu
amaçla bütün yurttaşlar savaşa hazırlandı. Kadınlar, dedeler, nineler,
kağnılarla cepheye silah ve yiyecek taşıdılar. Birliklerimiz düşmanı
can evinden vurmak için yerlerini aldılar. 26 Ağustos 1922 sabahı çok
erken saatlerde, yeri göğü titreten topçu ateşiyle saldırıya geçti. Çok
kanlı çarpışmalar oldu. Atatürk'ün yönettiği bu savaşa tarihimizde"
Başkomutanlık Meydan Savaşı" denir. Düşmanlar erlerimizin kahramanca
saldırısına dayanamadılar. Ellerindeki silah ve cephaneyi bırakarak
canlarını kurtarmak için kaçtılar. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 1
Eylül günü ordumuza ; "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri!.."
emrini verdi. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başarıya ulaşması özlemiyle
yanıp tutuşan kahraman erlerimiz, kaçan düşmanın ardından gece gündüz
demeden hızla ilerledi. 9 Eylül sabahı birliklerimiz İzmir'e girdi.
Yabancı bayrakların dalgalandığı yerlere bayrağımız çekildi.
Düşmanların çoğu limanda bulunan savaş gemilerine binerek kaçtılar.
Kalanlar tutsak edildi. Böylece Kurtuluş Savaşımız bitti. Öncelikle
ulusa ve yurda artık zarardan başka bir şey vermeyen padişahlığı
kaldırdı. Son padişah Vahdettin, ordumuzun zaferini öğrenince düşmanla
birlik olup yurttan kaçmıştı. 1 Kasım 1922 günü altı yüzyıldan beri
yurda ve ulusa egemen olan Osmanlı saltanatı tarihe karıştı. 24 Temmuz
1923 tarihinde imzalanan " Lozan Barış Antlaşması" ile tüm uluslar
Türk'ün zaferini kabul etti. Artık Türk ulusunun yönetim şeklinin kesin
olarak belirlenmesinin zamanı gelmişti. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının
isteği ile Büyük Millet Meclisi 29 Ekim 1923 günü alkışlar arasında
Türkiye'nin devlet şeklini Cumhuriyet olarak kabul etti. ilk
Cumhurbaşkanlığına da Mustafa Kemal seçildi. O tarihte 42 yaşındaydı.
Ulusu, O'nu yüce yere getirmiş, böylelikle O'na olan borcunu ödemek
istemişti.
* ATATÜRK DİYOR Kİ;
- Türk ulusunun yaratılışına ve bilgisine en uygun olan yönetim şekli cumhuriyettir.
- Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir.
- Cumhuriyeti biz kurduk, fakat sizler yaşatacaksınız.
- Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafa etmektir.
- Benim ölümlü vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek ayakta kalacaktır.
- Az zamanda çok ve büyük işler başardık. Bu işlerin en büyüğü, temeli
Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan cumhuriyettir.
Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.