IĞDIR’IN YAKIN TARİHİNE NOTLAR -XXX- OVA’DA BEYAZA BÜRÜNEN PAMUK TARLALARI

Tarih : 2022-10-18 / Kategori : Kültür & Sanat

IĞDIR’IN YAKIN  TARİHİNE NOTLAR -XXX- OVA’DA BEYAZA BÜRÜNEN PAMUK TARLALARI

Emir Şıktaş
1960/70 Yıllarında bu mevsimde ve Kasım ayı içerisinde havalar güneşli geçerse daha erken pamuk kozaları açılmaya başlardı. Kar yağana kadar açan pamuğu kozalardan toplar getirirdik, sonrasında açmayan kozasını toplar getirir evde kış geceleri toplanır koza çekerdik. Yani evde açılmaya başlamış olan toplanan kozalar açılır, içinden pamukları alınırdı. Bu ürüne üçüncü ürün, yada “gıcı” diye halk arasında anılırdı. Pancar ekimi teşvik edilip yaygınlaştıktan sonra olumsuz gelişmeler olmaya başladı. Havalar erken soğuyunca, pamuğu erken yetiştirmeyince ve ülkede pazar sıkıntısı oluşunca halk ekmek istemedi.

Topraklarımızın tüm gıdasını alan şeker pancarı ekilmeye başlandı, devlette teşvik etti.
Pamuk ürünü kış boyunca halkın cep harçlığı olabilmekteydi. Tarladan pamuk hasatını yapan çiftçi pamuğu direk kolculara satardı ve veresiye verirdi. Kolcular, tüccarın yüzdeyle çalıştırdığı insanlardı çoğu, bu mevsimlerde köyleri gezer ambarlarda toplanan pamuğu görür, sıkı bir pazarlıktan sonra fiyatlandırır ve anlaşırsa tüccara bilgi verir, mal ve fiyat beğenilmişse olur verilir ve tüccara verilmek üzere pamuk ürünü alınırdı. Pamuk sahibi kolcuyu tanırdı veresiye verdiği ürünün parasını alma hususunda. Meşhur pamuk tüccarları Karakoyunlular idi genelde. Kamil Güneş, Yakup Aşkar, Bayram Yana, Mirili Alagöz, Kurban Konçer, Nebi Göleli, Abdullah  Özdemir, Kerem Yldırım, Mehmet Iğdır, Ennağı Yıldız bir anda hatırlayabildiğim tüccarları.
Pamuk toplamaya genelde ailelerin hepsi giderdi. Akşama kadar toplanan pamuklar bardanlara doldurulur ve rica üzerine yardım edilerek tarlalara kadar gelen öküz arabaları yada at arabalarına yüklenirdi. Dönüş yolunda arabalar yarış halinde köylere girerlerdi. İnsanlarsa yorulmalarını dikkate almadan bir saatlik yolu yaya yürüyerek gelirlerdi.
Pamuk tarlasına eksiksiz her gün “çerçi” dediğimiz at arabaları ile gezen ve üzüm mevsimi olduğu için üzüm satan bir anlamda döneminde esnaf diyebileceğimiz “çerçileri” tarlaları dolaşıp üzümle pamuk takası yaparlardı. Karakoyunlu'lu hoppalan İrza emi vardı (ayağı özürlü olduğundan lakap takılmıştı), İrza (Rıza) amca üzüm satarken pamuk getiren kadınlar, birazda yaşlı ve sohbeti seven muziplik yapan birisi olması nedeniyle Rıza amcaya takılır ahı bizimki (getirdiği pamuğun fiyatını  kast ederek) galxıp (pahalanmış). Rıza amca da lafı hemen yapıştırmış ¸"sizinki(pamuk fiyatı) kalkmışsa (yükselmişse) benimki de (üzüm fiyatı da) kalkmış (yükselmiş) Bayanlarda “ay senin başına kül” deyip çalışmaya dönerlermiş.  Rıza amca yaşlıydı belki 80 i geçmişti ama dinçti. Gariban bir insandı rahmetli.
Evlerinde pamuğu olanlar parasız kaldığında bir teneke pamuk doldurur mahalle bakkalına satar parasını harçlık ederlerdi. Böyle bir takas pancarda yoktu mesela,
Bu mevsimde buğday, arpa tarlası hazırlanıp ekildiği için sulama işi olmaktadır. Bu nedenle babalar pamuk toplamaya akşama doğru gelir toplananı getirmeye yardım ederdi. Havalar soğuyunca sabah erkenden işbaşı da yapılamamaktaydı. Akşama kadar parmaklar açmış kozanın çöplerine  batmakta acı vermekteydi ama analarımız bir yıl çapasını yaptığı, yollarında sıcaklarda ser sefil olduğu Zengena gibi bir saate ancak yürüyerek gidilen tarlaya her gün gidip çalışıp dönerek emek verdiği için hasatı da göz ardı edememekteydi. Bazen de havçı ya da borçlanma şeklinde yardımlaşma yapılır beş-on bayan birden tarlaya girer toplarlardı. Birde nanay söylenilirdi;
“O tay bu tay arası
Elim kerki yarası
Yarıma gurban olum
Yarım keklik balası” 
sırayla söz alanlar aynı makamdan ayrı ayrı  sözlerden oluşan nanay maniler söylerlerdi.
“Gözleri var garadan
Ayırmasın yaradan,
Allah muradım versin
Eller çıksın aradan” 
gibi maniler birbirini takip ederdi. Akşam olduğu, herkesin birer ikişer tarlalardan gitmeye başladığı fark edildiğinde, dönüş yolu arabalar ve pamuk toplamadan yaya dönen çenekcilerle (pamuk toplayıcılarla) çoktan dolmuştur.
Pamuk tarlasından çıkan her aile biran önce eve varıp çocuklarının bakımını yapmak, hayvanlarının altını temizlemek, doyurmak, sütünü sağmak, evde ekmek yoksa tandırı yakmak, bu arada hamuru yoğurup hazırlamak, kirli elbise varsa üç taştan oluşan ocağın altını yakıp, yıkamak için su ısıtmak, akşama yemek hazırlamak ve sofrayı dizmek vs gibi görevler kadını beklemektedir evde.
Toplanan ürün buğday yada dönemin beyaz altını pamuk olsun en geç vade Nevruz bayramı öncesine veresiye verilirdi.
Nevruz ayında ödenen pamuk yada buğday gibi ürünlerin parasıyla 21 Mart Nevruz Bayramı öncesi evin yıllık giyecek ve yiyecek ihtiyacı bir kereye mahsus olmak üzere temin edilirdi. Çünkü çiftçinin geliri iki çeşitti, ya sattığı yetiştirmiş olduğu ürünler ya da elinde hayvanı varsa yavrusunu satıp ev halkının ihtiyaçlarını gidermek. Esnafa borçlandığında da bir dahaki ürün çıkana kadar borçlu kalmaktaydı.
Pamuk öyle değerliydi ki adına kooperatif kurulmuş, kocaman depolar olan yerler alınmış fakat kötü bir emsal olarak batmış, yerini de birkaç kişi alıp paylaşmışlardı. Bu gibi kötü emsaller güven sarsmış ve kooperatifçiliği yörede baltalamıştır. Üretici, tek tabanca kalan tüccarın elinde mağdur edilince Adana’dan Çukobirlik getirilip şube açtırılmış ve bir dönem hizmet vermişti.
Sonrasında da bu şubede buradan çekildi gitti ve pamukta bizim yörede ekilmemeye yüz tuttu. Ana pazarı Adana olan, oradaki fabrikalarda işlenen pamuk ürünümüz Çin ve Orta Asya bölgelerinde yetiştirilip ucuza satılınca maliyetten kaçınan ülkemiz de diğer nedenlerde eklenince üretmeyen ve tüketen konumuna düştü. Teknoloji gelişince eski cırcır fabrikaları da miadını doldurmuş oldular.
Pamuk ekilmeyince döneminin meşhur pamuk tüccarları da yok olmaya başladılar. Ayrıca pamuğun kullanıldığı alanları elyaf tarzı farklı sentetik ürünler almaya başladı. Binlerce ailenin ekmek yediği beyaz altın ülkemizde nerdeyse yok denecek kadar az ekildiği görülmektedir. Pancarda yıllar sonra aynı akibete uğramış oldu.

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.