- Iğdır’da 2023 yılında 2 bin 857 çocuk dünyaya geldi
- 19 Mayıs çelenk sunma töreni yapıldı
- DEFTERDAR ABDULKADİR BÜYÜKFIRAT’TAN VEDA MESAJI
- BAKAN ŞİMŞEK’TEN SONRA VALİ TURAN’DA TASARRUF TEDBİRLERİNİ MASAYA YATIRDI
- Iğdır'da Dünya Çiftçiler Günü kutlandı
- İL JANDARMA KOMUTANLIĞI TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLERİ BELİRLEDİ
- İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLER,
- TAZİYE VE TEŞEKKÜR MESAJI
- TAZİYE TEŞEKKÜR MESAJI
- Taziye Teşekkür Mesajı
- ALAGÖZ CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜ
- İL BAŞKANI AYAZ 14 MAHALLE MUHTARIYLA BULUŞTU
- SENGER BAŞKAN MAZBATASINI ALDI
- TUZLUCA BELEDİYE BAŞKANLIĞI TÜRKAN’A VERİLDİ
- MEHMET NURİ GÜNEŞ MAZBATASINI ALDI
SÖZDE SOYKIRIM İDDİASINDA OLAN ERMENİ TOPLUMUNUN ASIL, HAKİKİ TARİHE İHTİYACI VAR
Büyük rus ağabeylerin desteği ile Azeri Türklerinin ata baba topraklarını işğal ederek arazide kendilerine devlet yaratan Ermeniler hesaplarına gelmeyen tarihi gerçeklikleri görmezlikten gelmeyi bir nevi adet etmişlerdir.
Dile getirilmeyen hakikatleri unutturmaya çalışan bir toplum, uygun
yalanları uydurmak mecburiyyetindedir. Fakat yazıklar olsun ki,
Ermeniler uydurdukları sahte tarih, blöfe “bazı” Hiristiyan
devletlerini inandırdılar, kendileri de bu blöfün etkisi altında
kaldılar.
Onlar için olup bitenler cereyan eden prosesler tarihi
gerçeklikler sayılmaz. Onların kabul ettikleri “hakikatler” görmek
istedikleri arzu ettikleridir. Ama yinede tarihi gerçeklikleri
hatırlamakta yarar var. Ermenilerin başkenti olarak tanınan Erivan
(İrevan) şehri Azeri türklerinin ata baba topraklarıdır. Azerbaycanın
tarihinin önemli devri sayılan 18.yüzyılın 2. yarısında Azerbaycan
bağımsız hanlıklara sultanlıklara ve yarım bağımsız melikliklere
parçalanmıştır. Ekonominin zayıf olduğu bölgede feodal dağınıklık
merkezleşmiş devletin oluşmasına engel olmuştur. Ağrı vadisi, Dereleis
toprakları ve Gökçe gölü arasındakı topraklarda bir devlet kurumu gibi
mevcut olan İrevan hanlığı da o zamanlar Azerbaycanın inziati arazi
bölgüsüne dahil idi. Ahalisinin büyük kısmı Azeri Türklerinden ibaret
olan İrevan hanlığı onbeş bölgeden ibaret hanlığın merkezi İrevan şehri
idi.
Kurulma tarihi yedinci yüzyıla ait olan İrevan şehri Akkoyunluların
ve Karakoyunluların hükümranlığı devrinde Çukurset vilayetinin inzibati
merkezi olmuştur. Şehrin adının Şah İsmayilin serkerdesi (paşa) Revan
kulu hanın adıyla bağlanması doğru olmazdı. Hanlığın esasını Mir Mehdi
han koymuştur. Ondan sonra (1764-1783) hakimiyyete gelen Hüseyin Ali
Hanın devrinde Ermenilerin desteğinden yararlanan Gürcüler hanlığa
hücum ederek İrevanı yağmalamışlar. 1779. yılda Gürcü çarı ikinci
İrakli İrevan hanlığına hücum etmiş güçlü mukavemetle karşılaştığında
geri çekilmek mecburiyyetinde kalmıştır. Fakat bununla İrevan hanlığı
ile Kartli-Kahetya Çarlığı arasındakı zıddiyet aradan kalkmamıştır.
Hiristiyanlar bölgedeki Müslüman hanlığını rahat bırakmamışlar.
Azerbaycanın başka hanlıkları ile alakalarını sağlamlaştıran İrevan
Hanı Hüseyin Ali Han ikinci İraklıya haraç vermekten imtina etmiştir.
1783. yılda İrevanda baş gösteren isyan sonucunda Hüseyin Ali Han
öldürüldü. Onun yerine hakimiyyete oğlu Kulan Ali Han geldi. İki yıldan
sonra saray tartışmaları sonucunda Kulam Ali Han da öldürüldü. İrevan
hanlığının hakimiyyeti Ali Muhammet Hanın eline geçti. O zaman İrevan
hanlığının çok az Ermeni ahalisiç Karabağın büyük azınlıkta olan
Melikleri ile işbirliği yaparak arazide Hiristiyan devleti yaratmak
için Rusyanın o zamanki Çariçesi ikinci Ekatirinaya müracaat
etmişlerdir. Rusya ile Osmanlı devleti arasında (1787-1791) savaş
Ermenilerin arzularını gerçekleştirmeye imkan vermedi. 1795. yılda
İrevan Hanlığı 35 gün ablukadan sonra Ağa Muhammet, Şah Gacar
tarafından tutuldu. Hanlığın idare edilmesi Ali Kulu Hana devredildi.
1797. yılda Ağa Muhammed şahın ölümünden sonra Ali Kulu Han şehirden
kovuldu. Iranın yeni şahı Fatalihan Muhammed hanı yeniden İrevana
hakim tayin etdi. 1813 yıl Gülüstan mükavelesine esasen İrevan Hanlığı
İranın hakimiyyetinde kaldı. 1828 yıl Türkmençay mükavelesine esasen
İrevan hanlğı Rusyanın gözetimi ve etki dairesine geçirildi. Çar
Rusyasının hakimiyyeti devrinde Azerbaycan toprakları
parçalanmaya-bölüştürülmeye maruz kalmıştı. 1826-28-ci yıllarda İranla
Rusya arasındakı savaş Rusların qalebesi ile sonuçlanmıştır.
Qoşunlarını Tebrize kadar çeken ruslarla sulh mukavelesi sağlamak için
Abbas Mirze arazilerinin bir kısmından vaz geçmek mecburiyyetinde
kalmış, Paskoviç ve Qribayedovun planı esasında Araz çayı sınır
sayılarak Azerbaycanın kuzey kısmı Türkmençay mukavelesiyle Çar
Rusyasının işğali altına alınmıştır.
İran devletinin yüksek maddi tezminat ödemesi şartlarıyla imzalanan
mukavelenin gizli bentlerinden biri de İran arazilerinden göçürülen
ermenilerin İrevan, Nahçivan ve Karabağ arazilerinde yerleştirilmesi ve
onlara ödenilen tezminat hesabına maksimum yaşayış şeraitinin
sağlanması, hemde göçürüldükleri arazide onlara muhtariyyat veya devlet
yaratılması maksadı vardı. Türkiyeye karşı elverişli strateji istinat
noktası olan arazide (Türkiye, İran ve Azerbaycan toprakları arasında)
İrevan hanlığını (Müsluman) dağıtan, Rusya Ermeni vilayeti adlı
yapmacık bir bölge yaratmayı başardı ki, halende var, başımızın
belasıdır. 1917. yılda Rusyada çar hükümeti devrildikten sonra Çar
Rusyasının işğal ettiyi arazilerde devlet sturukturu değiştirildi.
Sosializm usul-idaresi tatbik olunmağa başlandı. Yeraltı-yerüstü
zenginliklerin, fabrika-zavotların, maden ve şahtaların, arazide var
olan bütün maddi varlıkların devlet mülkiyyeti olduğu bir sistemde,
SSCi dahilinde muttafık Cumhuriyyetlerin sınırlarının değiştirilmesi,
arazilerin-köylerin bir cumhuriyyetten alıp başka bir cumhuriyyete
verilmesi, bunların icraatının gerçekleştirilmesinde, zarar gören
halkın “aktif” iştırakı (Referendum ve ya ülke parlamentosunun kararı)
temin edilirdi.
İşğalçılık siyasetinin farklı olduğu Sosializm cemiyyetinde siyasi
ve inzibati tazyikler altında 29 mayıs 1918 yılında Azerbaycan Halk
Cumhuriyyeti Azerbaycanın eski medeniyyet-kültür merkezlerinden biri ve
geçmiş Azerbaycan devletlerinden olan İrevan halığının başkenti olmuş
İrevan şehrini ermenilerin “bir siyasi merkezleri olması” hatrına
onlara güzeşte getdi. Böylece, ermenilere 100 yıl bundan önce
toprağında yer veren Azerbaycan bu defa onlara başkent şehir de bahşiş
verdi.
Böylelikle, tarihte ilk defa olarak 1918. yılda Guney Kafkazda – tarihi Azerbaycan arazisinde ermeni devleti yaradıldı.
Ahalisinin 30%-u etnik qruplarla birlikte ermenilerden 70%-nin ise
Azerbaycanlılardan ibaret olan İrevan şehrini (şimdiki Erevan)
Azrbaycan Halk Cumhuriyyeti hükümeti bağısızlığını ilan eden, fakat
siyasi merkezi olmayan Ermenistan Cumhuriyyeti hükümetine bahşiş verdi.
Sovyetler birliyinin baş devleti sayılan Rusyanın tesiri ve ciddi
tazyiki sayesinde Ermenilerin Azerbaycan topraklarında kendilerine
devlet yaratarak arazilerimizi şahsileştirdiklerini tasdikleyen
faktlara dikkat edin.
1920. yılın aralık ayında parlamento Azerbaycanın tarihi
topraklarının umumi sahası 4,5 bin kv km olan (tahmini Dağlık
Karabağ arazilerine eşit) – Zengezur bölgesinin Ermenistana verilmesini
tasdik etdi.
Kars mukavelesine esasen Nahçivan bölgesi, Uluslararası komisyon
tarafından sınırları tanınarak Nahçivan Sovyet Sosialist Cumhuriyeti
ilan edildi.
Sovyetler birliyi döneminde Ermenistan Rusya, Türkiye, Gürcüstan,
Azerbaycan, Ermenistan hemde Nahçivan numayendelerinin imzaladığı Kars
mukavelesinin bu maddesinden Ermenistan bazı bahanelerle imtina etmeye
cehd göstermiş, onun Ermenistana birleştirilmesine çok ciddi olarak
çalışmıştır. Uluslararası mukavele esasında elde olunan bağımsızlığın
elden alınmasına karşı Azerbaycanın ozamankı idareçiliyi ciddi
mukavemet göstermemiş, iddiaların gündemden çıkarılmasını
başaramamıştır. Sonuçta 1929-1931-ci yıllarda Nahçivan MSSR-in
arazisinin bir kısmı kanunsuz olarak Ermenistana verilmiştir. Şöyle ki,
1929. yılda Şerur kazasının Qurdqulaq, Xaçik, Nahçivan kazasının Şahbuz
nahiyesinin Ağbine, Ağxaç, Almalı, Dağ-Almalı, İtkıran, Sultanbey
köyleri, Ordubad kazasının Karçivan bölgesine dahil olan Mehri, Buğakar
mıntıkaları Kilit kendinin bir kısmı, umumen 657 kv km arazi
Ermenistana verildi. Şerur kazasının Sederek ve Kerki köylerinin
etrafındakı arazilerin bir kısmı, hemde Eldere, Lehvaz, Astazur ve
başka yaşayış bölgelerinide ozamankı yıllarda Ermenistana
birleştirildiler.
17 yanvar 1990. yıl tarihte arazide mevcut olan SSC-i silahlı
kuvvetlerinin hegemon destelerinin yardımından istifade eden ermeni
silahlı birleşmeleri Kerki köyünü işğal etdiler. Böylelikle, Nahçivan
Muhtar Cumhuriyyeti devletlerarası Kars mukavelesiyle tasdik edilmiş
arazisinin takriben 15%-i Kars mukavelesinin imzalanmasından geçen 70
yıl arzında Ermenistan tarafından kanunsuz olarak zapt edilmiştir.
1927. yılda Zaqafkaziya MİK-in kararıyla Mehri-Cebrail kazasından 24
köy, Aşağı Zengezurdan 1065 desyatin toprak sahası, 1929. yılda daha 11
min hektar Azerbaycan arazisi – Nüvedi, Tuğut ve Yernezir köyleri,
üstelik Nahçivandan 9 köy, Kaymaklı ile Kürumuzlu arasındakı sahalar
228,9 desyatin topraklar Ermenistana verildi.
1984. yılda Qazak rayonunun Kemerli köyüne mahsus 2105 hektar saha Ermenistan verilmiştir.
Mukayese için dikkat edin, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyyeti 114 bin
kvadrat kilometre araziye malik olup. Şimdi ise bizim 86 bin kv. km
arazilerimiz var. Ermenistan respublikasının ise umumi arazisi 28 bin
kvadrat kilometredir. Bu iki rakamı toplarsak tam tamına 114 bin
kvadrat kilometre ediyor. Demek Ermenistan devleti bizim topraklarımız
hesabına yaradılıb. Zaman – zaman bu topraklardan bizi kovmuşlar ve
hemde tarihi abidelerimizi mahv edib, binyıllık coğrafi adlarımızı
değiştirmişler. Tarihten görüldüğü gibi ezeli Müslüman asırlar boyu
Türk toprağı olan İrevan Hanlığının arazilerinde Hiristiyan – Ermeni
devleti yaratıldı. Sovyetler Birliği zamanında anti Türk tebliğatı ile
şımartılan Ermeniler şimdi bizden toprak, Türkiyeden sözde soykırımı
iddiasındadır. Işte bu bir gerçek ki, Türk oğlu tarihi yaratmış,
yaşamış ve çevresindekilere o tarihi yaşatmıştır. Ama ne yazık ki, onun
tarihini her zaman düşmanları yazmış. Her zaman önüne bakan Türk,
zaferler üstüne zaferler kazanmış, girdiği davadan zaferle çıkmak onun
kişilik borcudur, diye düşünmüştür. Kazandığı zaferler hakkında
destanlar yazıp gururlanmadığı gibi Türk yazıları acı hakikatlerle dolu
1914-1919. yıllarda (mağlubiyyete uğradığı, halkının ezildiği,
topraklarının işğal olunduğu bir devir) hakkında, bedii tarihi romanlar
yazarak milletinin şanlı geçmişine gölge düşürmük istememiştir. Ama bu
o demek değil ki tarih unutulmuş, o zamanlardan şimdiye kadar tarihi
belgeler saklanılmamıştır. “Geçmişini bilmeyen, geleceğini düşünemez.”
demişler. O ağır yılların acı hakikatlerinin her anını aksettiren
devlet belgeleri, o zamanın komutanlarının el yazmaları, raporları,
emirleri Anadolu arşivlerinde saklanılmaktadır. Ve bu arşivlerin
kapıları dünyanın tüm araştırmacı tarihçilerin yüzüne açıktır. Bu
arşivlerin yardımı ile sözde soykırımı iddiasında olan toplumu tutarlı
cevap verilebileceğinden eminim. Sovyetler Birliği Ülkelerinde Dünya
Tarihi doğru dürüst yazılmamıştır. Her zaman, her ülkede tarih devleti
idare edenlerin isteği üzerine yazılmıştır. Kendi arazilerinde hakim
olan devlet rehberleri, tarihi kendi arzuları ile yazdıklarından
dünyaya hakim olan egemen devletlerin siyasetine uygun olarak bazı
hakikatler ya açıklanmadı, ya da söz konusu devletlerin siyasetine
uygunlaştırıldı. Örneğin; 90 yıl önce baş gösteren hadiseler (Ermeni
Müslüman davasını) yazmak Sovyetler Birliğinin siyasetine uygun
olmadığından yasak edilmiştir. “Sovyet halklarının dostluğu ebedidir”,
“Sovyet halkları kardeştir”, “Sülh”, “Özgürlük-Beraberlik”, Gibi
sloqanlarla dünya halklarını yanıltmaya çaılşan SSC-i de iki halkın
arasında (Azerbaycan – Ermeni) baş gösteren davanın açıklanması
yasaklanmıştır. Bu davanın baş gösterme sebeplerini açıklamak için
cereyan eden hadiseler, türetilen cinayetler, dökülen kanlar, kesilen
başlar hakkında yazıbta halkı ayıltmaya çalışmak milletler arasına
nifak tohumu serpmek gibi bir cinayet –suç işlemek sayılırdı. Bizler
Sovyetlerin yazılmamış konunlarına uayarak, zara gören taraf olarak
susmuşuz. Başımıza getirlenleri kitaplara yazmamışız okullarda ders
olarak öğrencilerimize öğretmemişiz, (Şükürler olsun ki, o günleri
gören insanlardan hala ayakta olanlar da vardır ve o kişileri
yaşadıkları tarihi bize anlatırlar) gör ki komşularımız (Ermeniler)
yüzlerce köylerimizi, kentlerimizi yakıp külünü göğe savurup,
insanlarımızı bin-bir işkencelerle öldürüp zülme maruz koydukları halde
bu dava hakkında kendilerine sahte tarihi düzenleyerek (“soykırım”ına
uğradıklarını iddia ediyorlar) Düzelttikleri sahte tarihi okullarda
derslik olarak mecburi surette genç nesillere öğreten Ermenilerin
uydurdukları blöf kendilerini de etki altına almıştır. Artık
Ermenistanda herkes bu uydurmaların hakikat olduğuna inanmaktadır.
Bizler milletimize olup bitenleri “unutturmaya çalıştığımız zamanlarda”
– Sovyetler Birliği bayrağı altında yaşadığımız devirlerde, Ermeniler
devlet siyasetlerinde iddia ettikleri bu meseleye hususi yer ayırmış,
tebliğat kampanyaları düzenlenmiş. Dünya halklarının dikkatini çekmek
için çok büyük miktarda paralar harcamışlar. Şöyle ki, hala Sovyetler
Birliği zamanında sözde soykırımı abidesini inşa etmeye muvaffak
olmuşlar. Irevan şehrinin görkemli yerlerinin birinde böyle bir abide
yükselterek dünya halklarının nazar dikkatini üzerlerini çekebilmişler.
Şu bir gerçek ki, her yılın nisan ayının 24 de Ermenilere siyasi ve
maddi destek veren Hiristiyan dünyasının gelişmiş devletlerinin
temsilcileri, adı geçen abideyi seyretmeye gelir, orada uydurma sözde
soykırımı hikayesini dinleyip kendi devletlerinde şu uydurma sözde
soykırımını tanınmasında Ermenilere siyasi destek olmaya kampanyalar
başlattılar ve ne yazık ki bunda “başarılı” da olmuşlar. Hazırda
dünyanın birçok Hristiyan devletleri sözde soykırımı tanımaktadırlar,
hatta bazı ülkelerde bu soykırımın yalan olduğunu, asıl hakikatlerin
üstünü açmaya çalışanlara karşı tazminat davası açılır. Şu devletlerin
anayasa kanunlarına esasen bu insanlara muayyen cezalarda verilmesi
nazarda tutulmuştur. Örneğin 2005 yılında Profesor Doktor Doğu Perincek
Belçikada böyle bir tacize maruz kalmıştır. Birinci cihan savaşında
İngilisler, Fransızlar, Ruslar tarafından toprakları işğal edilen
Türklerin asıl soykırıma maruz kaldığını, Türkiye arazilerinde
ermenilerin ayaklanarak Rus ordusuna katkı sağlaması sayesinde İğdırda,
Ağrıda, Karsda, Vanda, Erzurumda, Erzincanda, Muşta, Bitliste ve bir
çok bölgelerde Türklerin – Kürtlerin- Azerilerin – Alevilerin bir sözle
müslümanların katledilerek soykırıma uğratıldığını söyleyen, tarihi
hakikatlere açıklıl getiren profesöre Belçikada tutuklanma hükmü
çıkarılmıştı. O devletlerin vatandaşı olmak istemeyen bizler, kendi
topraklarımızda, Kendi vatanımızda, yaşamaktan gurur duyuyor,
hakikatleri yüzeye çıkarmaya soykırıma uğrayanların Ermeniler değil, 90
yıl önce Rusların, İngilizlerin, Fransızların harbi yardımlarından
yararlanarak kendi topraklarında Türklerin Ermeni işğaline maruz
kaldığı tarihi belgelerle ispatlamaya hazır olduğumuzun bilincindeyiz.
Zengin Anadolu arşivleri şu işin çözümündü bilgi kaynağımız olabilir.
Harici menbualardan elde olunan bilgileri esas alarak diyebiliriz ki,
hala 1914. yılın ağustos ayıda Erzurumda geçirilen Taşnak sütun
Partisinin kurultayında kabul edilmiş karar savaşın Ermeniler
tarafından başlatıldığına açık delildir. Karar kayıtlara geçmiştir.
“Rusların Türklerle savaşa başladıkları zaman, bizler Türkiyede yaşayan
Ermeniler din kardeşlerimiz olan Ruslara katılıp Türklere karşı
dövüşmeliyiz”. Bu böylede oldu. Rusların Türkiyeye saldırdığı zaman
Türkiye topraklarında yaşamakta olan tüm Ermeniler Ruslara katılıp
arazide yaşayan Müslumanları, Türkleri-Kürtleri-Azerileri-Alevileri
hepsini katletmeye kalkıştılar. Sonuçta; Van, Ağrı, Iğdır, Kars,
Erzurum, Erzincan, Muş, Bitlis işğal edildi. Müslümanlara acımasızca
işgenceler verildi. Bir gerçeğe dikkat edelim, Erzurumda taşnakların
kurultayı 1914.yılda, Rusların Türklerin üzerine saldırısından önce
geçirilmiştir. Demek o ki, Ruslarla işbirliği olan Ermeniler bu
saldırıdan önceden haberdarmış yukarıda anlatılanlar bunun
göstergesidir. Istanbul Patriyakı ve Ermeni milli Asanbleyasının
Ermenistanla Türkiyede yaşayan Ermenilerin Ruslarla işbirliği olduğunu
Ermeni çetelerinin ihaneti Ermenilerin ayaklanması bütün olayların
Taşnaksütun ve Ermeni komitelerinin planı olduğu açıkça göz önündedir.
Örneğin; Beş ağıstos 1914. yılında Eçmedzin katalikosu rusyanın
Kafkaslardakı General Gubernatoru Voronotsova yazıyrodu: “emek taşımız
olan İstanbul patriakı ve Milli Ermeni asanbleyasında alınan
malumatlara esaslanarak Türkiyede yaşayan onun Ermeni vatandaşlarının
sadakatini samimiyetini ve sayqılarını imparator hazretlerine
söylemenizi rica ederim.” Sovyetler Birliği devrinde de şimdiki zamanda
da ermenilerin Ruslarla işbirliği içinde olduğunu ve onlardan her türlü
destek aldıklarının şahidi oluruz. Sovyetler Birliğinde “Büyük Rus
kardeşlerimizin (ağabeylerimizin) himayesi” altında yaşadığımız
zamanlarda ata babalarımıza olup bitenler hakkında yazmak yasak
edilmiştir. Ermeni saldırısına karşı koyan Türk oğullarının Sibiryaya
sürgün eden Sovyet hükumetinin korkusundan baba kendi oğluna
milletimizin başına getirilen müsibetleri anlatamazdı “Rus
ağabeylerimiz” bize Müslüman, Tatar, Azerbaycanlı bir sözle mensup
olduğumuz Türk soyundan başka her isim kullanarak bizlere Türk
olduğumuzu unutturmaya çalışıyordu. Bundan istifade eden Eremeniler 70
yıl içinde kendi Milletlerine uydurdukları yalanı” işte sözde soykırımı
“ iddiasında haklı olduklarına inandırdılar. Tarih tekrarlanır. Birinci
Dünya Savaşı zamanı Ermeniler Haçlı kardeşlerini her türlü desteğine
güvenerek, onların maddi, manevi, fiziksel ve Askeri yardımları ile
Türk topraklarında Müslümanların başlarına açtıkları müsibetleri 70 yıl
sonra Karabağda, Laçında, Nahçıvanda, Kelbecerde, Şuşada, Hocalıda,
Zengilanda, Kubatlıda, Ağdamda, Fuzulide yeniden hayata geçirmeye
başladılar. Çünki Mihail Garboçovun hakimiyete gelmesi ile Ermeniler
için arazilerini genişlendirmeye elverişli şerait yaratılmıştır.
Sonuçta adları geçen Rayonların (illerin) (Nahçivan hariç) hepsi işğal
oldu. Şimdi Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisi Ermeni işğali
altındadır. Nahçivanlılar zorlukla olsada topraklarını korumayı
başardılar. Nahçivanın sınırlarından 7 km uzaklıkta Ermenistan
sınırları dahilinde bulunan, ankılavda (federe) olan toprağı, Kerki
köyü hariç (Kerki 17 Ocak 1990 yılında Ermeniler tarafından işğal
edildi.Hatırladım ki, Sovyetler Birliğinin yaratılmasında önce bu köy
ankılavda değildi etraf arazisiyle beraber Hosrov goruku (yasaklığı)
olarak Nahçivanın inzibati arazi bölgesine dahil idi) (yüzlerce şehit
veren Nahçivanlılar daha toprak vermedi) Azerbaycana (Adları geçen
illere) Ermeni saldırısı Karabağ savaşı adı ile kayıtlara geçmiştir.
Sanki, Azerbaycanın topraklarının yüzde yirmisini Ermenistan değil
Karabağ Ermenileri işğal etmiştir. Dağlık Karabağ ile yüzlerce
kilometre uzakta tamamen Ermenistanın ablukasında olan Nahçivan için
bunu söylemek olurmu? Bu bir gerçek ki, Nahçivana yalnız ve yalnız
Rusların katkısıyla Ermenistan ordusu saldırıyordu. Nahçıvanın mudafası
uğruna, onun arazi bütünlüyünün korunması, özgürlüyünün kurtarılması
namına, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin saldırısına karşı mücadelede
yüzlerce şehitler vermişiz, yaralananlarımız, özürlü olanlarımız var.
Kerki adlı köyümüz işğal edilib. Bizler bütün olanları dünya halklarına
beyan edib, savaşın adını doğru-dürüst olduğu gibi Ermenistanın
Azerbaycana karşı silahlı saldırısı (ilan olunmamış savaş)
adlandırmamışız.
Ermenistanın işine yarayan sade, basit bir isimle Dağlık Karabağ
munakaşası gibi isimlendirilmesiyle razılaşmışız. Buda Ermenilerin
Nahçivan konusunda masum olduklarına ve şu olayları alehimize
kullanmalarına zemin yaratmıştır.
Bütün bunların sonucudur ki, Avrupalı gençlerle müşavere geçiren
ermenistan cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan Karabağla birlikte Nahçivanında
Ermenistan toprakları olduğunu ve Nahçivanında “işğalden” kurtulması
uğruna mücadele edeceklerini beyan etmiştir. Gerçekten yıllardır Ermeni
Diasporası hariçte Nahçivan cemiyyetleri yaratır ve bu ad altında çoklu
para toplamaktadır ve bu paraların gücü ile başımızın belası olacaklar.
Neden Ermenistanın tecavüzkar işğalci bir devlet olupta azerbaycan
topraklarının yüzde yirmisi halende işğal altında tuttuğunu bir kimse
hatırlamak istemiyor? Ama 90 yıl önce olup bitenleri Ermenilerin lehine
uydurulmuş sahte “sözde soykırımı” olarak tanımaya çalııyorlar. Bumudur
insan hakları ? bu mudur Avrupa adaleti?
Türkün-türkten başka dostu yoktur söyleyen ulu önder Mustafa kemal
Atatürkün akıl dolu nasihatlarına sadık kalalım, şu konuda Amerikaya,
Rusyaya, Avrupaya güvenilmez. Şunun çözümü Türk oğlunun kendi elindedir.
Soykırım iddiasından vaz geçmeyen, Türkiyenin arazilerini
haritada kendi toprakları gibi gösterip, Türkiyeden arazi iddiasında
olan, Azerbaycanın topraklarının 20%-ni halende işğal altında tutan
Ermenistanla Ermenistan-Türkiye münasebetlerine çözüm ararken kapıların
açılması, Azerbaycanın işğal olunmuş topraklarının geri alınması, yol
haritası konusunda sonderece titiz ve hassas olalım.
Soykırım yalanı sadece Ermenilerin uydurması mı? Yoksa ...?
Şu soruyu cevaplandırmak için tarihin bir kaç sayfasını
araştırdım. Tarihi belgelerin kronoloji faktlarına dikkat ederizse o
zaman sözde soykırım iddiasının Eremenistanı destekleyen üstdüzey
devletlerin uyguladığı politikanın vaz geçilmez hattı olduğunu göre
biliriz.
Zamanında Türkiyenin içinde Ermeni çeteleri oluşturup,
çeşit-çeşit atıcı silahlar, cephane-mühimmat ve parayla çete üyelerini
temin eden, Türkiyeyi dağıtmaya yönlendirilmiş politikayla Ermenileri
ayaklanmaya sevk eden emperialist devletler, şimdide sözde soykırım
yalanını tanımakta yarışmaya girmişlerdir.
Örneğin: Tarihten ermenilerin, Rus çariçesi ikinci Ekatirinaya,
türk topraklanrında, ermenilere devlet kurmakta yardımcı olmasını rica
etdiklerini biliyoruz. Türküye arazilerinde müslüman ahaliyi teröre
maruz koyup, insanları acımasızcasına katl edip arazide kendilerine
devlet kurmak isteğiyle, Eçmadzin katalikosu tarafından fanatizme sevk
edilen gönüllü ermeni ordusu iki kez Rus ordusunu destekleyerek 1828
yılı nisan ayı beşinci Rus-Türk savaşı zamanı Laris Melikovun komutası
altında Anadolu topraklarının işğalinde iştirak etdi.
Andrianopol mukavelesi esasında Ruslar işğal ettikleri
arazilerden geri çekilmeli olduğundan, Türkiye arazilerinde arzu olunan
Ermeni devleti kurulmadıysada, Türkiye Batumu kaybetti. 27 yıl sonra
1855 yılı ikinci Aleksandr Karsı tutmayı başardı. 1856 yılında Pariste
imzalanan mukavele esasında Kars geri verildi, hatta geçmiş hududlarda
berpa olundu.
1877 yılında Ruslar üçüncü defa Karsı işğal etdiler. Karsta iyice
yerleşmek için Kars-Tiflis demir yoluyla birleştirmeye çaba sarfettiler.
Ruslara karşı sadakatından –Türklere karşı ihanetinden dolayı,
her defa Ruslar Türkiye arazilerine saldırdığı zamanda ihanetkar-
kıyamçı ermenileri yanlarında götürmüş, silah – mühimmat- cephaneyle
temin ettikleri ermenileri türk ordusunun arasında yerleştirmiş ve türk
ordusunun parçalanmasına yöneltilmiş tebliğatını işe salmıştır.
Ermenileri silahlandırmakta İngiltere, Rusiya ve Fransa adeta yarışmaya girmişlerdi.
Ermeniler soykırım iddiasından vaz geçmezler, çünki bu onları yönetenlerin idolojisidir.
Ermenilerin soykırım yalanını uydurmaya mecbur edildiyini sezmek
o kadarda zor olmasa gerek. Ermenilerin kim oluğunu, nereden-nereye
geldiklerini, tarih boyu Türklere karşı hangi ihanetlerde
bulunduklarını, hangi sebepten şu arazilere göçürüldüklerini, ezeli ve
ebedi Türk topraklarında onlara devlet kurulduğunun nedenini unutmamak
lazım.
PKK ermenistanın 100 yıl bundan önceki halidir, başka sözle
söylersek Ermenistan PKK-nın gelişmiş, arazi bütünlüyüne sahip, devlet
modeli kurulu, dünya devletleri tarafından tanınan formasıdır. 90
yıldan fazla bir zamandır ki, kendilerini “soykırıma” maruz kalan masum
bir halk olarak göstermeye çalışan, haritalarında Türkiye topraklarını
kendi arazileri gibi gösteren, sözde “soykırım” hakkında kitaplarında
kendilerinin uydurdukları yalanları yazıpta, okullarında dünyadan
habersiz çocuklara öğretip onların beyinlerini zehrileyen, asıl tarihi
gerçekliklerden uzak tutmaya çalışan bir toplumun pilanlı-projeli
ihanetlerinin istiqrarlı bir şekilde sinsicesine hayata geçirmelerine
izin vermemeliyiz.
Elman Abbasov
Nahçivan
Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.