Bu başlığı görünce aklınıza başka bir şey gelmesin. Başlıkta kullandığımız “Düş Peşime Iğdır” TRT’nin açmış olduğu çocuk kanalının bu sabahki programında kullandığı programın ismiydi.

TRT çocuk kanalı her gün ayrı bir ilimize gidiyor ve o ilden yayın yapıyor. Dün sabah ilk bölümü yayınlanan programın ikinci bölümü yine aynı gün saat 12.00’da TRT Çocuk kanalında yayınlandı.
    Programın ilk bölümünü izlerken beni bu yazıyı yazmaya sevk eden iki sebep olu. Birincisi saat 12.00’de ikinci bölümü yayınlanacak olan programdan sizleri haberdar etmek. İkinci sebep ise biraz sıkıntılı. Zira program gereği hep çocuklar konuşturulur ve bu defa da öyle oldu. Mikrofonun uzatıldığı Iğdırlı çocuklar kendi dünyalarından Iğdırın sorunlarına eğildiler.
    Biliyorsunuz çocuklar siyasetten arınmış ve o saf, temiz dünyaları ile sorunlara en doğdu, en saf teşhisleri koyarlar. Herhalde Kral Çıplak isimli efsaneyi duymuşsunuzdur. Ama hatırlayamayanlar için efsaneyi buradan tekrar etmek istiyorum. Bu efsaneyi okuyunca Iğdırlı çocukları daha iyi anlayabileceğiz. Ama önce çocukların gündeme getirdiği konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.
    Iğdırlı çocuklar kendi dünyalarından baktılar Iğdır’a ve hep bir ağızdan Iğdır’da yeşilin ne kadar azaldığını, Iğdır’ın betonlaştığını, çarpık yapılaşmanın hazin sonuçlarını ve oynayacak park bulamadıklarını yalın bir halde ifade ettiler. Oysa biz yıllarca Iğdıra “Yeşil Iğdır” demiştik. “Doğunun Çukurovası” demiştik. Ama şimdi Iğdırlı çocuklar Iğdır’da yeşilden eser kalmadığını söylüyorlar.
    Iğdır’lı çocuklar oynayacak park olmadığını söylüyorlar. Aslında o saf dünyalarında siyasetin çirkef yüzünün olmadığı çocuklar yıllarca Iğdırın yanlış yönetildiğini, çarpık yönetildiğini söylüyorlar. Aslında Iğdırda kral çıplakmış ve bunu bugün çocuklar bize söylüyor. Programın devamını dün  saat 12.00’da TRT çocuktan ve tekrarını da sanırım TRT sitesinden  www.trt.net.tr izleyebilirsiniz.
     Kral Çıplak
 “Ülkenin birinde giyimine düşkün, kendini beğenmiş bir kral varmış.Kendini çok akıllı sanan kral,giyim kuşamdan başka bir şey düşünmezmiş.  Günlerden bir gün komşu ülkenin kralı kendisini ziyaret etmek istediğini bildirmiş. Elbette ki, bizim kralın ilk aklına gelen yine ne giyeceği olmuş. Hemen adamlarını çağırtmış"Tüm dünyaya haber gönderin "demiş."Öyle bir elbise istiyorum ki, dünyada bir eşi daha olmasın. Bana böyle bir elbise dikecek terziyi zengin edeceğim. Misafirlerimi karşılarken bu elbiseyi giyeceğim." Kısa bir süre sonra, haber her yana yayılmış. En iyi terziler, ellerindeki kumaşlarla,saraya gelmişler.
    Hepsi yapacaklarını krala anlatıyormuş. Ama kral anlatılanlardan hiç birini beğenmiyor;
 -"Çok daha güzel olmalı!"diye bağırıp duruyormuş. Sonunda çok genç bir terzi çıkmış kralın karşısına.
 -"Sen ne getirdin bakalım "diye sormuş kral. Terzinin genç ve tecrübesiz duruşu kralın umudunu iyice kırmış.
        
    Sinan OGAN

Tweet