- 19 Mayıs Nedeniyle El Emeği Göz Nuru Eserler Sergilendi
- Bir yıldır veri alınamayan puhu kuşuna ulaşıldı
- 19 Mayıs Gençlik Yürüyüşü Yoğun katılımla gerçekleşti
- İlimizde Gençlik Konseri düzenlendi.
- ACI HABER !!!
- İL JANDARMA KOMUTANLIĞI TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLERİ BELİRLEDİ
- İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLER,
- TAZİYE VE TEŞEKKÜR MESAJI
- TAZİYE TEŞEKKÜR MESAJI
- Taziye Teşekkür Mesajı
- ALAGÖZ CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜ
- İL BAŞKANI AYAZ 14 MAHALLE MUHTARIYLA BULUŞTU
- SENGER BAŞKAN MAZBATASINI ALDI
- TUZLUCA BELEDİYE BAŞKANLIĞI TÜRKAN’A VERİLDİ
- MEHMET NURİ GÜNEŞ MAZBATASINI ALDI
HAK VE BATIL TEMSİLCİLERİ
Kur-an’ı Kerim’de çoğunluk kınanmıştır. Çoğu anlamaz, çoğu akıl etmez, çoğu ayetlerimizi inkâr eder, çoğu fasıktır, çoğu hakkı bilmez, çoğu bilmez,
şükredenler ne de azdır, gibi sözler ve tabirler sıkça Kur-an’da
rastlanılan sözlerdir. Kur-an ayetleri her zaman canlı ve zinde olduğu
için, her akıl eden ve düşünen bir de kalbinde hastalık olmayanlar bunu
çok çabuk fark ederler. Mesela çoğunluk akıl edebilse, anlasa devamlı
olarak toplumun başına en bilgin ve en adil kimse gelmelidir. Hâlbuki
genellikle acımasız, cahil ve zalim insanlar tarih boyu iş başında
olmuşlardır. Bunun en seçkin örneği İslam tarihinde Muaviye ile Ali
(a.s) dir. Muaviye’nin kendisi bile Ali’nin (a.s.) adalet, ilim,
sadakat ve üstünlüğüne ikrar etmiştir. Ama halk kütlesi bilmezlikten ve
fasık oluşlarından, Muaviye’yi tercih ediyorlardı. Şimdi Hz. Ali’nin
(a.s) hayatından bir parça sunacağım ki insanlık tarihinde Ali ve
Resulullah’tan (s.a.v) başkası yapamaz ve yapmamıştır da.
Bir gün Müslümanların halifesi Ali (a.s) (bu günkü İslam
topraklarının yüzde yetmiş veya seksenine hâkim olan bir halife) bir
gün kızının boynunda bir gerdanlık görür! Kızım bu gerdanlık beyt-ul
malın olsa gerek senin boynunda ne işi var? Babacığım Kurban bayramı
münasebetiyle Küfeli kadınlar bayramlaşmaya gelecekler, bende kefil
koyarak bu gerdanlığı aldım dedi. Zaten öyle yapmasaydın ilahi ceza ile
seni cezalandırırdım, şimdi hemen beyt-ul mal hazinesine geri ver.
Haznedarını ihzar etti. Ben seni emin bildiğim için haznedar yapmışım,
bu gördüklerim nedir? Haznedar, ya Emir-il Mü’minin sana feda olayım,
ben kefaletle verdim dedi. Zaten öyle yapmasaydın seni ilahi ceza ile
cezalandırırdım! Buyurdular. Bir daha böyle duyarsızlık görürsem seni
azlederim haberin olsun.
Bir diğer olayda kendi kardeşiyle yaşadığı olaydır. Kardeşi Akil,
O hazret halifeyken kendisine gelerek, ailesinin çokluğu ve fakirlikten
yakındılar. Kendisine teveccüh etmediğini görünce, açıkça dile getirdi.
Sen benim kardeşimsin ve Müslümanların halifesisin elinde bir sürü
beyt-ul mal var. Ben de muhtacım bana yardım etsene? dedi. Hazret
kardeşine olayı anlatmak için buyurdular ki: Bak falan yol ticaret
kervanlarının geçtiği yerdir, gel geceleyin beraber onlara saldıralım
istediğimiz kadar mal ve servet elde edelim. Akil, hemen itiraz etti:
Kardeşim sen beni yol kesip hırsızlığa mı davet ediyorsun? Hazret
buyurdular: Ne fark eder sen beni daha tüyü bitmemiş Müslümanların
malını çalmaya davet etmiyor musun? Akil yine ısrar edince bir demir
parçasını ısıtarak kendisine yaklaştırdı. Kızgın demirin yakıcılığını
hissedince kardeş, bana yardım etmedin, şimdi de beni ateşle yakmak mı
istiyorsun? Hazret buyurdular ki: Peki sen nasıl kardeşsin? Bu dünyada
rahat yaşaman için beni ebedi ateşe mi atmak istiyorsun? Dediler.
Bu adalet simgesi Hz. Ali’nin (a.s) halkın malına gösterdiği
hassasiyet. Birde karşıdaki Emevi hanedanı Muaviye, Yezit gibilerinin
yaptıklarına bakalım.
Muaviye ikinci Halife Ömer’in onca katı davranmasına rağmen Şam’da
kendisine beyt-ul maldan yeşil saray yaptırmıştı. Aldığı humus, zekât
ve haraçlarla kendi ve oğlu Yezit’in halifeliği için zemin
hazırlıyordu. Osman’ın ölümünden sonra halkı Hz. Ali’den uzaklaştırmak
için kabile reislerini parayla satın alıyordu. Meşhur sahabe Ebu
Hureyre O’nun cömertliğinden bahsetmektedir. Sıffin savaşında yaptığı
hileyle Muaviye’ni halife yapan Amir bin As ki Mısır’ın valisiydi,
öldüğünde çocukları kendisinden kalan altınları balta ile parçalayarak
bölüyorlardı. Bu konuda daha geniş bilgi için tarih ve sire kitaplarına
bakınız. Allah bizi kınadığı ve yaptıklarından pişman olan cehennem
ehli etmesin, övdüğü ve ameliyle cennet kazananlardan etsin. İnşallah
Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.