- 19 Mayıs Nedeniyle El Emeği Göz Nuru Eserler Sergilendi
- Bir yıldır veri alınamayan puhu kuşuna ulaşıldı
- 19 Mayıs Gençlik Yürüyüşü Yoğun katılımla gerçekleşti
- İlimizde Gençlik Konseri düzenlendi.
- ACI HABER !!!
- İL JANDARMA KOMUTANLIĞI TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLERİ BELİRLEDİ
- İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLER,
- TAZİYE VE TEŞEKKÜR MESAJI
- TAZİYE TEŞEKKÜR MESAJI
- Taziye Teşekkür Mesajı
- ALAGÖZ CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜ
- İL BAŞKANI AYAZ 14 MAHALLE MUHTARIYLA BULUŞTU
- SENGER BAŞKAN MAZBATASINI ALDI
- TUZLUCA BELEDİYE BAŞKANLIĞI TÜRKAN’A VERİLDİ
- MEHMET NURİ GÜNEŞ MAZBATASINI ALDI
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİNE DİKKAT
Iğdır İl Sağlık Müdürü Dr. Seyfettin Yeşilboya Bahar aylarının gelmesi ile ülkemizde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarında gözle görülür bir artış meydana geldiğini belirterek uyarılarda bulundu.
Yeşilboya, İlimizde henüz resmi bir vaka bildirimi yapılmamış olmasına
rağmen ilimizde tarım ve hayvancılık yaygın olarak yapıldığından vaka
görülme olasılığı yüksektir.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), Nairovirüslerin neden olduğu
ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden
kene kaynaklı bir enfeksiyondur. Son yıllarda tedavide görülen
gelişmelere rağmen, bu enfeksiyonlarda ölüm oranları hala yüksektir.
İnsanlarda klinik ve subklinik olarak seyreden, kenelerin vektörlük
yaptığı ve insanlarda sendromlar halinde görülen önemli bir
enfeksiyondur. İnsanlarda başlıca ensefalitler, kısa süren ateşli
hastalıklar, kanamalı ateşler, poliartrit ile ön plana çıkan sendromlar
şeklinde görülür. Virüs, sığır ve koyun gibi Hyalomma keneleri için
konak olan hayvanlarda belirtisiz enfeksiyon ve bir hafta kadar süren
geçici viremi (kanda virüsün bulunması) oluşturmasına rağmen,
insanlarda hastalığa neden olmaktadır. Küçük memeli hayvanlarda da
viremi ve hafif enfeksiyon oluşup keneler için kaynak
oluşturabilmektedir. Bir bölgede, kenelerin ve keneler kan emdiğinde
bulaşmayı sağlayacak kanında virüs bulunan hayvanların bol olması
salgın için önemli bir faktördür.
İnsanlar virüsü; Enfekte kenelerin yapışması/kan emmesi sırasında
salgıladıkları tükürük salgısı ile, Enfekte kenelerin çıplak elle
ezilmesi sırasında temasla, Viremik hayvanların kan ve dokuları ile
temasla, Viremik hastalarla (kan ve diğer vücut sıvıları)temas ile
olmaktadır.
Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
Kırım-Kongo kanamalı ateşine yakalanmış insanlarda hastalık belirtiler nelerdir?
İnsanlarda; hastalık ateş, üşüme-titreme yaygın kas ağrıları,
bulantı-kusma, ishal, yüzde kızarıklık, karaciğerde büyüme ve kanama
ile kendini gösterir. Ateş, kırıklık, kas ağrısı, iştahsızlık, baş
ağrısı, aşırı duyarlılık, sırt ağrısı, kol ve bacaklarda ağrı, mide
bölgesinde ağrı, bel bölgesinde ağrı gibi belirtiler ile ani olarak
başlamaktadır. Bazen bu bulgulara kusma, karın ağrısı ve ishal ilave
olabilmektedir. Gövde ve kol ve bacaklarda cilt içi kanama görülebilir.
Burun kanaması ve değişik alanlarda kanama bulguları bulunabilir.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi nasıl kontrol edilir ve nasıl korunulur?
Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KKKA’da da korunma ve kontrol önlemlerinin alınması çok önemli ve gereklidir.
a- Hasta ve hastanın sekresyonları ile temas sırasında mutlaka koruyucu
önlemler (eldiven, önlük, gözlük, maske vb.) alınmalıdır. Genellikle
hava yolu ile bulaşmadan bahsedilmemektedir. Ancak, kan ve vücut
sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir temasın söz konusu
olması halinde, temaslının iki hafta süreyle ateş ve diğer belirtiler
yönünden takip edilmesi gerekmektedir. (ateşin 38,3 °C veya üzerinde
olması halinde acilen tam teşekkülü hastaneye başvurulmalıdır. Hasta
olan kişilerin kullandığı malzemeler ve tuvaletler çamaşır suyu ile
dezenfekte edilmelidir
b- Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında da gerekli korunma önlemleri alınmalıdır.
c-Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zor
görülmektedir. Keneler yumurta dönemleri hariç diğer biyolojik
evrelerinde insanlara hücum ederek kan emebilir. Hem mera keneleri hem
de mesken keneleri gelişmelerini sürdürebilmek ve nesillerini devam
ettirebilmek için konakçılarından kan emmek zorundadırlar; genel olarak
da konakçı spesifitesi göstermezler. Bu nedenle öncelikle konakçılar
kenelerden uzak tutulmalı ve kenelerin kan emmeleri engellenmelidir.
d-Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınılması
gerekmektedir. Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği
alanlarda bulunulması durumunda, vücut belirli aralıklarla kene
yönünden muayene edilmeli; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice
toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise kesinlikle ezilmeden ve
kenenin ağız kısmı koparılmadan bir pensle doğrudan alınmalıdır.
(Isırılan yer; bol sabunlu suyla yıkanıp temizlendikten sonra, iyotlu
antiseptik sürülmelidir.)
e- Diğer önemli hususlardan birisi de piknik amaçlı olarak su kenarları
ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar döndüklerinde, mutlaka
üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun
olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot bulunan
yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa
giysilerle girilmemelidir.
f- Özelikle kırsal alanlarda dolaşılırken açık renkli vücudu örten
elbise ve çizme giyilmeli veya ayakkabı giyilecekse pantolon paçaları
çorap içine alınmalıdır.
g-Hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkan vermeyecek şekilde
yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır.
h- Hayvan sahipleri ; hayvanların sağım ve kesim zamanını dikkate
alarak; hayvanlarını ve hayvan barınaklarını kene ve diğer dış
parazitlere karşı uygun ektoparaziter ilaçlarla yılda iki kez
ilaçlamalıdır.
i- Gerek insanları gerekse hayvanları kene enfestasyonlarından korumak
için repellent olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde
kullanılabilir. (Repellentler; sıvı, losyon, krem, katı yağ veya
aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya
elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir. Aynı maddeler hayvanların
baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca, bu maddelerin
emdirildiği plastik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına
takılabilir.)
j- Kenelerin çevrede çok olması halinde; mera, çayır, çalı, çırpı ve
gür otların bulunduğu yerler gibi kenelerin yaşamasına müsait
alanlarda, diğer canlılara ve çevreye zarar vermeden, çok dikkatlice
akarisid uygulamalarına başvurulabilir. Genel olarak geniş çevre
ilaçlamaları faydalı görülmemektedir.
k-Açık alanlarda yapılabilecek kene mücadelesi amacıyla, her bir
hektara aktif madde olarak carbaryl ve propoxur hektara 2 kg,
deltamethrin ve lambda-cyhalothrin 0,003-0,3 kg, permethrin 0,03-0,3
kg, pirimiphos-methyl ise 0,1-1 kg olarak uygulanabilmektedir
İlkbahar ve sonbahar döneminde olmak üzere yılda en az iki kez ağıllar
ve ahırlarda, hayvan gübrelerinin döküldüğü alanlar, çeşme başları ve
hayvan durakları ile parazitlerin bulunabileceği muhtemel alanlarda
pülverizatör ile ilaçlama yapılmasının yetiştiricilere iyi bir şekilde
anlatılması gerekmektedir. Aynı dönemde büyük ve küçükbaş hayvanların
ektoparaziter ilaçlanmanın yapılması, Kene Mücadelesinde; hayvan
yetiştiricilerinin desteğinin sağlanması sorunun çözümünde zorunluluk
arz etmektedir.
Günümüze kadar kullanılan hiç bir mücadele yöntemi (bir kaç sınırlı
alan hariç), tam bir kene eradikasyonu sağlayamamıştır. İnsan ve
hayvanlardan kan emen kenelerin sayısını düşük maliyetlerle kabul
edilebilir sınırlara indirilmesi hedeflenmelidir.
Akarisid ile kene kontrolünün başlıca 7 zorluğu vardır
1. Kenelerin yoğun biçimde tarım ve orman alanları içinde yayılmış
olması, çevreye zarar verecek düzeyde akarisid kullanımını
gerektirmektedir.
2. Akarisidlerin kenelerin konakları üzerinde tutundukları bölgelere
ulaşabilmesi ancak konağın tüm vücudunun yıkanmasını gerektirmektedir
3. Konak üzerinde bulunmadıkları süre içinde keneler akarisid ilaçların ulaşamayacağı yerlerde saklanmaktadır.
4. Kenelerin yüksek orandaki üreme yeteneği (3000-7000 yumurta) ilaçlamaların düzenli bir sıklıkta yapılmasını gerektirmektedir.
5. Kenelerin uygun olmayan çevre koşullarında çok uzun süreler boyunca canlı kalabilmeleri.
6. Kenelerin konak seçiminde çok alternatifinin olması
7. Akarisid direncinin oluşması
Kene ısırığında ne yapılmalıdır?
Yapışan keneler ise kesinlikle öldürülmeden, ezilmeden/patlatılmadan ve
kenenin ağız kısmı koparılmadan, bir pensle doğrudan düz olarak,
döndürmeden yavaşça çekilip alınmalıdır. Isırılan yere; bol sabunlu
suyla yıkanıp temizlendikten sonra iyotlu antiseptik(tendürdiyot)
sürülmelidir. (şayet sabunlu su bulunmaz ise alkol içeren mendiller
kullanılabilinir).Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor
olabilir.
Çıplak elle keneye temas edilmemeli eğer elle tutulacaksa eldiven
giyilmeli veya naylon bir poşet yardımı ile keneler toplanmalıdır.
Vücuttaki kenelerin üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, klonya,
gazyağı v.b) dökülmemeli, sigara veya ateş kullanarak keneler
uzaklaştırılmamalıdır. Çünkü bu maddeler kenenin kusmasına sebebiyet
vereceğinden hastalık bulaştırma riskini artırmaktadır.
Isırılan kişi iki hafta süreyle ateş,yoğun halsizlik, baş ağrısı,
bulantı, kusma gibi belirtiler yönünden takip edilmesi gerekmektedir.
(ateşin 38,3 °C veya üzerinde olması halinde acilen tam teşekkülü
hastaneye başvurulmalıdır)
Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.