Fatımat-üz Zehra'nın (s.a) Mirası Fedek Bağı

Tarih : 2010-05-21 / Kategori : Genel Haber

  BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
  Allah teala yüce kitabında buyurmuş ki: “Peygamber size ne verdiyse onu alın ve sizi neden sakındırdıysa ondan sakının ve Allah’tan korkun; kuşkusuz Allah’ın azabı çok çetindir.” (Haşr 7)

Hz. Peygamber efendimiz de buyurmuş ki: “Fatıma bedenimin parçasıdır, onu inciten beni incitmiştir beni inciten ise Allah’ı incitmiştir…” Yine Allah Teala buyurmaktadır ki: “Kuşkusuz Allah ve Peygamberini incitenlere, dünya ve ahirette Allah lanet etmiş ve onlara aşağılayıcı azap hazırlamıştır.” (Ahzap 57)
Hayber kalesi Allah’ın Aslanı Ali Mürteza’nın eliyle fetih olduktan sonra etrafta yaşayan Arap Yahudiler kendilerini tehlikede hissetmeye başladılar. (İslam ülkesinde, İslam devleti korumasında yaşayan gayri Müslimler İslam devletinin onlara sağlamış olduğu huzur ve emniyet karşılığında cizye vermek zorundalar.) Bunun üzerine Yahudilerden birisi savaş yapmayıp kendi Fedek bağını Rasulullah’a (s.a.a) öylece verdi. (Zaten böyle mallar Allah’ın hükmüyle peygamberindir.) “Sana enfaldan sorarlar. De ki: Enfal Allah’ın ve Resulünündür” (Enfal 1) Bunun üzerine yakınlarının hakkını ver ayeti nazil oldu, peygamber de (s.a.a) Fedek bağını kızı Fatıma’ya (s.a) verdi. Bunun en kesin kanıtı ise Ebubekir halife olur olmaz Fedek’ten Fatıma’nın işçilerini çıkarmasıdır. Burada olayın gelişmesini, rızası Allah’ın rızası, gazabı Allah’ın gazabı olan ve tathir ayetiyle de masum kılınan Fatıma’nın kendi dilinden öğrenelim:
“Ey Ebu Kuhafe’nin oğlu (Ebu Bekir)! Acaba senin babandan miras alman, ama benim babamdan miras almamam Allah’ın kitabında mı yazılmıştır? Gerçekten ortaya attığın söz büyük bir iftiradır. Acaba bilerek mi Allah’ın kitabını arkanıza atıp terk ettiniz? Kur’ân-ı Kerim buyuruyor ki: “Ve Süleyman Davud’dan irs aldı (ona mirasçı oldu).” (10)
Ve Yahya İbn-i Zekeriyya’nın kıssasını anlatırken de buyurmuştur: “Dedi ki (Ey Rabb’im,) Bana bir veli lütfet ki, benden ve Yakup soyundan irs alsın (mirasçı olsun).” (11)
Ve yine buyurmuştur ki: “Allah’ın kitabında akrabaların bazıları, bazılarına (nispet, irs hususunda) daha evladır.” (12)
Yine buyurmuştur ki: “Allah size evlatlarınız hakkında bir erkeğe iki kadının payını tavsiye eder.” (13)
Yine buyurmuştur ki: “Sizlerden birinin ölümü geldiği zaman kendisinden bir hayır (mal) bırakıyorsa baba ve annesine ve yakınlarına (verilmesi için) adalet ve iyilik üzere vasiyet etmek (Allah’tan) takvalılara bir borç olarak yazılmıştır.” (14)
“(Kur’ân ayetleri böyle buyururken acaba) sizlere göre benim bir payım yok mu ve benim babamdan miras almaya hakkım yok mudur?! Acaba Allah, Sizlere irs ayetinde bir özellik tanımış da yalnız babamı mı çıkarmıştır? Yoksa sizler, “Ayrı ayrı dinlere mensup olan kişiler birbirlerinden irs alamazlar mı” diyorsunuz (ve bu yüzden bana irs hakkı tanımıyorsunuz)? Acaba ben ve babam aynı dine bağlı değil miyiz? Yoksa sizler Kur’an’ın husus ve umumunu (genel hükümlerini ve o hükümlerden istisna edilen durumlarını) benim babam ve amcam oğlundan daha mı iyi bildiğinizi iddia ediyorsunuz?”
“Ey Ebu Bekir, bu eğerli, yularlı ve süslenmiş Fedek devesini al da götür! Ama bil ki, mahşere geldiğin gün yaptıklarınla karşılaşacaksın. O gün ki, hakim Allah’tır ve kefil Hz. Muhammed (s.a.a)! Ne güzel gündür o gün, o günde batıla uyanlar ziyana uğrarlar; o zaman pişmanlık da halinize bir yarar sağlamayacaktır! Her bir sözün (hakikatin) gerçekleşeceği bir yer ve zaman vardır.”
“Artık yakında zelil edici azabın kime geleceğini ve kalıcı azabın kimi yakalayacağını bileceksiniz.” (15)
Fatıma’nın elinden alınan Fedek bağı üçüncü halife Osman tarafından kendi damadı Mervan’a peşkeş çekildi ve Ömer bin Abdulaziz’in Fatıma oğullarına geri verdiği güne kadar Emevilerin elindeydi.
 Bedir savaşında Müslümanlar galip oldular, bol ganimet ve esir elde ettiler bu esirler arasında Harise bin Veheb’de vardı, yani peygamberin kızı veya kızlığı Zeyneb’in eşi. Esirlerden okuma yazması olup ta Müslümanlara okuma yazma öğretenlerde bir bedel ve karşılık almadan azat etti. Okuma yazması olmayanların ise akrabalarına haber gönderip fidye karşılığı azat ediyordu. Mekke’den gelen fidyeler arasında kızı-kızlığı Zeynep de Hatice Kübra anamızdan hatıra kalan bir gerdanlık göndermişti. Peygamber (s.a.a) gerdanlığı gördü gözleri doldu o vefalı ve her şeyini Allah ve Resulüne feda eden eşini hayırla anıp ağladı ve ashabına şöyle dedi: Bu fidyeler sizin hakkınızdır, ama ben izin verirseniz onu kızıma geri göndermek istiyorum. Sahabi de Resulullah’ın (s.a.a) hüzünlenmesiyle hüzünlendiler ve arz ettiler ki; Ya Resulellah bilecek senindir, biz buna razı olduk. Peygamber efendimiz Harise’yi zeynebi boşayıp Medine’ye gönderme koşuluyla gerdanlığı da vererek azad etti, ama Harise peygamberin bu güzel tutumundan etkilenerek Mekke’ye geri dönmeyip Müslüman oldu.
 Müslümanlarla savaşan, gerçek damadı olmayan ve Müslümanların çok zayıf döneminde Allah’ın elçisi bunu yapıyorduysa, Müslümanlar kendi kılıcıyla güçlendikleri ferdin eşine ve Allah’ın Resulünün (s.a.a) soyunu devam ettiren kızı Fatıma’nın hakkı olmasaydı bile Fedek bağının kendisine verilmesi Allah’ın ve Resulünün rızasına daha uygun olmaz mıydı? Eğer Beyt-ül mal idiyse Mervan Beyt-ül malın nesi idi. Onu Mervan’a peşkeş çeken ve Beyt-ül malda israf yapana ne demeli? Gerçekten Resulullah’ın bize bıraktığı iki büyük emanetten biri olan Ehl-i Beyt’e sarılma zamanı gelmedi mi? Birilerini haksız yere koruma altına almadan ne zaman vazgeçmeliyiz? Allah hakkı gören göz, hakka uyan gönül versin inşallah.
Şeyh Aslan BAŞARAN

Facebook Beğenenler

  1. Fariz Quliyev 2012-05-28 14:29:36

    Allah sizdən razı olsun! Allah Əhlibeyt düşmənlərinə lənət etsin!Bizi qiyamətdə onlarla məşhur etsin İnşallah. Amin! sizdən bir xahişim var məqalədəki hadisələrin əhli-sünnət mənbələrindən qaynaqlarını yazasınız. Çünki, bu vahabilərə dəlil göstərmək lazımdır.Çox sağolun.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.