"AZİZ TÜRK MİLLETİNİN GELECEĞİ İÇİN "HAYIR" DİYELİM"

Tarih : 2010-08-31 / Kategori : Genel Haber

     Birinci sınıf hâkimlikten istifa ederek siyasete atılan ve MHP Milletvekili adayı olan Av. Gündüz Güneş, gazetemizi ziyaret

ederek Genel Yayın Yönetmeni Cabbar Şıktaş’la bir süre görüştü ve Evet-Hayır referandumu ile görüşlerini açıkladı…              
    Sayın Güneş; Anayasa Referandumu sırasında “Hayır” çalışması yapmak üzere, Iğdır’a geldiğinizi ve bu yönde çalışma yaptığınızı biliyoruz. Bir hukukçu gözüyle, görüşünüzü almak istiyoruz.
     Sayın Şıktaş, öncelikle gazeteniz aracılığı ile tüm Iğdır Halkına, sevgi ve saygılarımı sunmak istiyorum. Ben, Iğdırlı bir hemşeriniz olarak; AKP hükümetinin hem Uluslar arası alanda izlediği tavizci politika, hem üke geneli, hem de Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesi ve  Iğdır özelinde  izlediği politika yüzünden, hem AKP’ye hem de art  niyetle referandumda önümüze koyduğu tatlandırılmış zehir misali, Anayasa değişikliği paketinden dolayı “ Hayır” diyorum. Vatanını, milletini seven tüm değerli Iğdır Halkının da  “Hayır” demesini diliyorum.
    2002 yılından beri AKP hükümetinin, dış politikada   izlediği “sıfır sorun” adına verdiği tavizlerle, hep kaybeden ülke konumuna bizi sokmuştur.  Kuzey Kıbrıs Türk halkına,  referandumda AKP hükümeti  “Evet” dedirtti. Rum kesimi aynı gün, büyük çoğunlukla “Hayır” dedi. Yine  Rum kesiminin Avrupa Birliğine girişine, garantör ülke olmamıza rağmen engel olmadık.
     AKP hükümeti,  gizli gizli Ermenistan’la görüşmeler yaptı. Ermenistan’ın gerek Soykırım iddiasını tanıma, gerek toprak, gerek tazminat iddialarından  ve Azerbaycan Türklerine yaptığı zulümden vazgeçmediği ve  Karabağ’ı boşaltmadığı gerekçesiyle, kapattığımız Alican sınır kapısını, hiçbir olumlu gelişme olmadığı halde, açmaya kalkmıştır. Gizli görüşmeyi önceleri inkar etmiştir. Gelen tepkiler üzerine geri adım atmış, yine de ders almamış, protokol imzalamış, Azerbaycan Türk halkını küstürmüş, Ermenistan tarafı ise  imzaladığı protokolü    Meclisinde onaylamayı reddetmiştir. AKP hükümeti, Azerbaycan bayrağını Bursa Stadına sokmamıştır.
    Irak politikasında da ABD’ye söz vermiş, “Teskere” henüz meclise dahi gelmeden, ABD savaş gemilerini karasularımıza sokmuş, Mardin gibi illerimizde de ABD askeri amaçlı yerler kiralamıştır. Meclisten tezkere geçmeyince, Türk Milletine ve İslam dünyasına, sanki büyük kahramanlık  yapmış gibi lanse etmiştir. Peki, bir gün sana sormazlar mı “ Bu teskereyi meclise hangi hükümet getirdi ? “ Yine de ABD’ye söz verip  yerine getirmediğin için, askerinin başına çuval geçirdiler, peki sen ne yaptın?
     Irak halkı bir gün demez mi “Sen Meclisten teskereyi geçirmedin ama lojistik desteği niye verdin, hava alanlarını niye kullandırdın. “ Her gün Müslümanlar ölürken, niye tepki göstermedin diye sormaz mı? Bu Irak halkı ki, Kıbrıs savaşında sana gemilerle petrol verdi. Depremde sana maddi yardım yaptı. Iraklı anaların, kızların namuslarına yapılan tecavüzün hesabını kim verecek ? Biz, başımızda AKP hükümeti vardı, ne yapalım mı diyeceğiz!
    Bir taraftan İsrail’e “Bir dakika  (Van Münıt) “ diyeceksin, bir taraftan Gazze’ye hiçbir önlem almaksızın yardım göndereceksin. İnsanların öldürülecek, gemilerine el konulacak, sen nutuk atmaktan başka bir şey yapmayacaksın ! Askeri ihaleleri vereceksin, Orta Doğuyu bölme projesi (BOP) eş başkanlığını kabul edeceksin, Amerikan Yahudi komitesi tarafından 104 yılda sadece 10 kişiye verilen üstün hizmet ödülünü alacaksın, insanların öldüğünde ise bunu iade etmeyeceksin.
    Soru : Sayın Güneş, Anayasa’ya neden Hayır Diyorsunuz?
    Ben Uluslar arası alanda nasıl yerle bir edildiğimizi birkaç örnekle anlattım. Kendi ülkemde “Türküm” demek, adeta suç haline gelmiştir ! Milliyetçilik neredeyse vatan hainliği gibi algılanmaya başlamıştır. AKP Hükümeti satmaktan başka ne yapmıştır ? Özelleştirme adı altında olup bitenleri anlatmama gerek var mı? Ya da AKP hükümetinin Iğdır’da yaptıklarını anlatmama gerek var mı?
    Anayasa Değişikliğini, ABD ve AB’nin istediğini bilmeyenimiz yoktur.
    AKP hükümeti Kürt sorununu çözeceğim iddiasıyla önce ortaya çıkmış, tepkiler üzerine geri adım atmış, “demokratik” açılım demeye başlamış, şimdi ise “barış ve kardeşlik açılımı” demeye başlamıştır.
    Ben, benim ülkemde “Kürt sorunu” olduğuna, hiçbir zaman inanmadım. Kürt kökenli Hakim ve Savcılarla çalıştım. Bu ülkede, Kürt kökenli Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan ve üst düzey bürokratlarımız olmuştur. Kız alıp vermişiz, kirve olmuşuz, dost olmuşuz.
    Antalya’nın Demre ilçesinin Çağman Köyünün sorunu ile Van’ın Saray İlçesinin Turan Köyünün sorunları arasında hiçbir fark yoktur. İkisinde de yoksulluk, eğitimsizlik ve gelişmemişlik sorunu vardır.
    Anayasa değişikliğine neden “hayır” dediğim hususuna gelince: Ben AKP nin ABD ve AB’ye güvenceler verdiğini, onlar tarafından iktidara getirildiğini bildiğim için ve  art niyetli oldukları için  “Hayır !...” diyorum.
    Anayasamızın Eşitlik ilkesini düzenleyen  10. maddesinde yapılmak istenen; ‘Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin, dul ve yetimleri ile malul olan ve gaziler için alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olamaz’ şeklinde ki değişikliği normalinde hiçbir MHP’linin karşı çıkacağına inanmıyorum. Yine vergi borcundan dolayı yurt dışına çıkmanın yasaklanmasının kaldırılmasına, pek kimsenin itiraz edeceğine inanmıyorum. Ayrıca bunları anayasada düzenlemeye de gerek yoktur. Yasal düzenlemelerle bu hususlar düzenlenebilir. Ancak bu değişikliklerle,  asıl yapılmak istenenleri aynı anda bana tercih hakkı bırakmadan, kabul edemeyeceğimiz maddeleri  bizlere kabul ettirmeğe çalışıyorlar. Biraz önce söylediğim gibi zehri tatlandırarak, Türk Milletine içirmek istemektedirler.
     AKP hükümetinin asıl amacı, meclis görüşmeleri sırasında Parti Kapatmayı zorlaştırmak, yani Yargıtay C.Başsavcısı kapatma davası açmadan önce TBMM’den izin alacak örneğin: çoğunluğu olan ama  Laikliğe karşı eylemlerin odağı olan bir partiyi Y.Cumhuriyet  Başsavcısı kapatmak için Meclis’ten izin isteyecek. Yine Partinin kapatılmasına sebep olan milletvekilinin, milletvekilliği düşmeyecek. AKP hükümetinin bu amacı sağduyulu birkaç AKP’li milletvekilinin, kendi hükümetlerine oy vermemesi sebebiyle meclisten 330 oyun altında kaldığından geçememiştir.
    AKP hükümetinin ikinci asıl amacı ise ileride, ABD nin ve AB nin ve hatta PKK’ nın istediği hususlarda yapacağı düzenlemeleri  geçiremeyeceği, Yüce Divan sıfatıyla  Başbakanın ve Bakanların yaptıkları yolsuzluk vesair suçlamalar karşısında,   kendilerini kurtarmak amacıyla Cumhurbaşkanı’nın atayacağı Anayasa Mahkemesi üye sayısını 11’ den 19’a çıkarılması suretiyle, çoğunluğu elde etmek yani Anayasa Mahkemesini de ele geçirmek istemektedirler. Durup dururken başka ne amaçla bu yapılabilir ? Amerika’dan örnek vermek istemem, ancak Amerikan Anayasa Mahkemesinin üye sayısı 9’ dur.
   AKP hükümetinin üçüncü asıl amacı,  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üye sayısını 7’ den, aynı şekilde 21’e çıkarma gayreti de, Yargıyı tamamen ele geçirme amacından başka bir şey değildir !
    Ben, değerli okuyucularınızı fazla sıkmadan, sadece şunu söylüyorum. 1986 yılından beri yani 24 yıldır, Yargı’yı en üst düzeyde takip ediyorum. Yargı hiçbir zaman bu kadar sıkıntı içinde olmamıştı. Yargıya güven de hiçbir zaman bu kadar sarsılmamıştı ve Yargıya hiçbir zaman bu kadar müdahale olmamıştı. Siyasilerinden bazılarının Savcılık, bazılarının da avukatlık rolünü üstlenmeleri yüzünden Yargı yerle bir olmuştur.
    Sayın Şıktaş, AKP hükümeti samimiyetten uzaktır. Demokratik açılım yaparken neden dokunulmazlığı kaldırmamıştır. “Türban… türban…” diyerek geldiler, neden türbanla ilgili bir düzenleme yoktur ? AKP hükümetinin samimiyetsizliği ile ilgili bir örnek vermek istiyorum. Şu ana kadar benim bildiğim Anayasamız 16 kez değiştirilmiştir. Bu değişiklikler yapılırken, darbecilerden hesap sormak amacıyla mı bu  değişiklikler yapıldı ? Şu anda Anayasanın geçici 15. maddesinde düzenlenen ihtilali gerçekleştirenlerle ilgili yani darbecilerin yargılanmasını yasaklayan madde yürürlükten kaldırılmak isteniyor. Gerçekten darbecilerin yargılanmasını istiyorlardıysa, neden 2 Ekim 2007 tarihinde zamanaşımı (Müruru zaman) önergesini  reddettiler.?  Şu anda geçici 15.maddenin,  kaldırılmasının  zamanaşımı sebebiyle, pratik bir sonucu var mıdır ?
    Ben bu yaşıma kadar, ne ağlayan  bir Başbakanımızı ne de bir Başbakan yardımcısını hatırlıyorum! Duygu sömürüsü, yapıldığını düşünüyorum.
    Sayın Şıktaş  Iğdır halkının, kültür düzeyi yüksektir. Olup bitenleri görmektedir, AKP hükümeti, en son terörist başı ile görüşme yapmıştır. Bizzat Başbakanın görüşmesi de şart değildir. Birileri, “ Öçalan’ı muhatap alın ! “ diyorlardı. AKP hükümeti sonuçta, bunu da yapmıştır. Muhatap almamışlarsa, neyi görüştüklerini neden açıklamıyorlar?
   Sayın Şıktaş şehidine “ kelle ! “  diyen bir zihniyetten, siz ne bekleyebilirsiniz? İşte ben bu ve benzeri sebeplerle, hem AKP’ye “Hayır” diyorum, hem de AKP  Anayasasına “Hayır” diyorum.
   Genel Başkanım sayın Devlet BAHÇELİ’nin buyurduğu, MHP Genel Merkezinin aldığı karar doğrultusunda ve değerli Iğdır halkının arzuladığı şekilde, milliyetçi ve ülkücü bir davanın mensubu olarak, ”Hayır” demenin, ülkemiz ve milletimiz açısından hayırlara vesile olacağına inanıyorum… 
    Av. Gündüz Güneş’e yaptığı açıklamalardan ötürü teşekkür ederiz…

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.