IĞDIR NEDEN KALKINAMIYOR?

Tarih : 2011-01-17 / Kategori : Genel Haber

    Bir: Iğdır, ülkemizin en doğusunda üç ülke ile sınırı bulunan tek ilimizdir. (İran, Nahçivan, Ermenistan) Değerlendirilebilmesi koşuluyla yanı başında büyük bir dış pazara sahiptir; bu ender rastlanan büyük coğrafi avantajdır. 

İki: Iğdır aynı zamanda büyük bir turizm potansiyeline de sahiptir. Ülkemiz’in ve Avrupa’nın en yüksek dağı olan ve medeniyetlere tanıklık etmiş efsanevi “Ağrı Dağı”, bu ilimizdedir.

Üç: 5084 Sayılı Yasa ile Iğdır’da yapılan yatırımların “işçilik maliyetleri” üzerindeki vergi ve SSK işveren  primleri %80, organize sanayi bölgelerinde ise %100’e varan oranda düşürülmüştür. Bunun anlamı; Iğdır’da yatırım yapanlar, diğer bölgelerde yatırım yapanlara göre daha az vergi stopajı ve daha az SSK primi ödemektedirler.
Dört: Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında 2009/15199 Sayılı Karar doğrultusunda Iğdır ili için; eğitimden sağlığa, hayvancılıktan tarıma, sanayi yatırımlarına; çeşitli imalat ve hizmet yatırımlarına kadar çok sayıda teşvik unsuru sağlanmıştır. Bunlar; gelir vergisi ve kurumlar vergisi indirimi, sigorta pirimi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi,  faiz desteği, gümrük vergisi muafiyeti ve KDV istisnasıdır.
Peki, yukarıda saydığımız tüm bu devlet teşvikleri ve diğer avantajlara rağmen, yatırımlar neden hala Iğdır’a akmıyor? Ya da yatırımlar Iğdır’a gelmek için daha ne bekliyor ki?
Onca destek ve teşviklere rağmen yatırımların Iğdır’a akmamasının tek nedeni var. O da “talep yetersizliği”dir.  Iğdır ekonomisi halihazırda sadece kendi “iç talebini” karşılayabilecek düzeyde yapılanmıştır. İç talep ise, Iğdır’ı ancak bu günkü duruma geliştirebilmiş, bu günkü var olan düzeye taşıyabilmiştir. Iğdır’ın bundan sonra büyümesi, ekonomik atılım sağlayabilmesi, sanayi yatırımlarını bölgeye çekebilmesi için iç talep yetmez; yetmiyor. Mutlaka “dış talep” yaratılmalıdır.
Dış talep yaratmanın, bu talebi Iğdır’a yönlendirmenin başlıca iki yolu var:
Bir: Halihazırda bazı komşu ülkelerle sınırlı olarak sürdürülmekte olan sınır ticaretinin Serbest Bölge oluşturularak yoluyla geniş bir ekonomik iş birliğine dönüştürülmesi...
Bu yapılanma, mal ve hizmetlere olan dış talebi artıracak ve bölgeye yönlendirecektir.
Artan dış talebe bağlı olarak yatırımlar da bölgeye akacaktır. Bu ekonominin gereğidir.
İki: Küçük bir turizm yatarımı ile Ağrı Dağı’nın turizme açılması, iç ve dış turizmi hareketlendirerek bölgeye yönlendirebilecektir. Kanımca bu iki yatırımla dış talep oluşturulmaz, bölgeye yönlendirilmez ise devlet, bölgeye yapılacak yatırımların tamamını finanse edeceğini taahhüt etse bile yatırımları bölgeye çekemeyecektir. Yukarıdaki açıklamalarımız da bu gerçeği ortaya koymaktadır. Dünyayı yeniden keşfetmemize gerek yok; ekonominin temel kuralıdır. “Talep” olmayan yerde üretim de, yatırım da, kalkınma da olmaz, olamaz. Iğdır Havaalanı’nın Nisan 2011’de tamamlanıp hizmete açılması bekleniyor. Nahçivan-İran- Kars demiryolu bağlantısının yapılmasının ulaşımın kolaylaşmasına, iç talebin artmasına ve dış talep yaratılmasına büyük katkı sağlayacağı bekleniyor.
Sonuç  olarak; coğrafi üstünlüğe ve devlet tarafından sağlanan tüm teşviklere rağmen yatırımın bölgeye akmadığı, bölge kalkınmasının sağlanmadığı açıktır. Bunun temel nedeni ise talep yetersizliği; özellikle de dış talep yetersizliğidir.
Dış talebi artırmanın ve bölgeye yönlendirmenin yolu ise; komşu ülkelerle protokolü imzalanmış SERBEST BÖLGENİN gerçekleştirilmesi ve AĞRI DAĞI’NIN turizme açılmasıdır. Bunlar yapılmadan, en ileri devlet teşvikleri de sağlansa, finansmanın tamamı devlet tarafından karşılansa da yatırımlar bölgeye akmayacak, bölgenin kalkınması sağlanamayacaktır; bu böyle biline. Ötesi zaman kaybıdır…
                       İslam  ÇANKAYA

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.