1-Gulüv İnancını Reddetmiş, Sahih İnancı Beyan Etmişlerdir

Tarih : 2011-03-19 / Kategori : Genel Haber

1-Gulüv İnancını Reddetmiş, Sahih İnancı Beyan Etmişlerdir

Gülüv inancı, İmamlardan (s.a) veya başka birisinin ulûhiyet makamı olduğuna inanmak. İmamlarda nübüvvet makamı olduğuna inanmak da gülüvdür.

Aynı şekilde mutlak olarak kendilerinden gaybı bildiklerine inanmak da gülüvdür.
İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) dostlarından birisi olan Salih bin Sehl İmam’ın rububiyet makamı olduğuna inanıyordu. İmam Cafer-i Sadık (a.s) bir gün onu gördüğünde şöyle dedi;
“Ey Salih Allah’a andolsun ki biz kul ve mahlûkuz (yaratılmışız) biz de Rabbimize ibadet ediyoruz, eğer ona ibadet etmezsek bizi cezalandırır.[19]
“İmamlar insanların rızkını takdir/ tayin ederler.” İnancına karşı da İmam Cafer Sadık (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Allah’a yemin ederim ki bizim rızkımızı Allah’tan başkası takdir etmiyordur. Ben de ailemi geçindirmek için rızka ihtiyacım vardır; göğsüm sıkıldı fikrim meşgul oldu, onların rızkını temin ettikten sonra rahat nefes aldım.”[20]
Kendilerinde nübüvvet makamı olduğuna inananlara karşı da çok sert davranmış, muhalefetlerini bildirerek kendilerinden nefyetmişlerdir.
İmam Sadık’ın  (a.s) dostlarından ikisi o hazretin peygamberlik makamı olup olmadığı hakkında tartışıyorlardı, imamın (a.s) yanına vardıklarında, İmam (a.s) daha onlar bir şey demeden şöyle buyurdu;
“Bizim Peygamber olduğumuzu söyleyenden ben uzağım”[21]
İmam Cafer Sadık (a.s) başka bir yerde de şöyle buyurmuş:
“Bize Peygamberdir diyenlere Allah lanet etsin, bu konuda şüphe edenlere de Allah lanet etsin”[22]
“Mutlak gaybı ancak Allah bilir.” Bu konuda gulatın sözünü reddeden bir tevki-i şerif İmam Mehdi’den (Allah Zuhurunu çabuk etsin) Muhammed b. Ali b. Hilal-i Kerhi’ye hitap olarak sadır olmuştur:
“Ey Muhammed b. Ali, Allah tebarek ve teala tavsif edildiğinden daha yücedir, o münezzehtir. Biz ona hamd ve sena ediyoruz. Biz onun ilim ve kudretine ortak değiliz, ondan başka kimse gaybi bilmez, bunu kendi kitabında şöyle buyurmuştur:”De ki: Allah’tan başka gökte ve yerde kimse gaybı bilmez.”[23]
2-Gülüv İnancının Kökü:
a-Cahalet:
1-Bu konuda İmam Rıza’nın (a.s) sözlerinin bir bölümünü şahit olarak açıklayalım “…İmam Rıza (a.s) buyurdular: “O sapıtmış kâfirler bunları kendi nefsi cahilliklerinden çıkarmışlardır, onlara acayip geldi büyütmeyi (tazim etmeyi) çoğalttılar böylece fasit olan görüşleri üzerinde şiddetle direndiler”[24]
2-Kuleyn’i İshak bin Yakub’un sorusunu Amri’nin eliyle Sahibuz-Zaman’ın (Allah zuhurunu çabuk etsin) kendi hattıyla verdiği cevapta şöyle gelmiştir: “İmam Hüseyin’in (a.s) ölmediğini diyen kimse kâfirdir, yalancıdır, sapıktır.”[25] [26]
3-Tevhid kitabında kendi senediyle Davud bin Kasım’dan rivayet eder: Ali bin Rıza’nın (a.s) şöyle dediğini duydum: “Allah”ı yaratıklara benzeten müşriktir ve O’nu mekân ile tavsif eden Kafirdir.”
b-Aşırı Sevgi:
İmam Seccad (a.s) Ebu Halid KABULİ’ YE buyurduğu sözde, gülüv inancının sevgide aşırıya gitmeden kaynaklandığını açıklamış şöyle buyurmuştur: “Yahudiler UZEYR’İ çok sevdiler, onun için onun hakkında diyeceklerini dediler.”[27] Onlar dediler ki UZEYR Allah’ın oğludur, ne UZEYR onlardandır ne de onlar UZEYR’dendirler. Yine Hıristiyanlar Hz. İsa’yı o kadar sevdiler ki onun hakkında diyeceklerini dediler. İsa (a.s) onlardan değil onlarda İsa’dan değildirler, biz de onlardan değiliz.
Hz. Ali (a.s) gulüvün kökünün aşırı sevgi olduğuna delalet eden bir hadiste şöyle buyurmuştur.”Benim hakkımda iki grup helak olacaktır; bana sevgide aşırıya gidip gulüv edenler, bir de bana buğz ile düşmanlık edenler”.(Yani kinlerinden benim batıl üzere olduğumu söyleyenler.”
İmam Cafer-i Sadık (a.s) buyurdular ki:”Sabahladım, kendisini bize dost bilenden, bize karşı daha çok kin besleyeni görmedim”
C-Mali Yolsuzluk:

Bazı hadislerde gülüv inancının kaynağını oluşturan şeylerden bazısının ise mali yolsuzluk olduğu bildirilmiştir.Bu konuda İmam Cavad (a.s) Cafer bin vakid ve Haşim b.Ebi Haşim hakkında şöyle buyurmuştur:”… Bu Ebi’l-Ğamr ve Cafer bin Valid Haşim b. Ebi Haşim bizim adımıza halkın malını yediler ve halkı Ebul Hattabin çağırdığı şeye çağırdılar.”[28]
Gulat inancını yayan ve üzerinde ısrarla duran şahıslardan biriydi, Ebu’l Hattab, onun için hadiste ondan söz ediyordur.

İmam Hasan Askeri (a.s) de gulattan olan Muhammed bin Müzzir-i Fihri ve Hasan bin Muhammed Babayi KUMİ hakkında şöyle buyurmuştur:”Bu iki hokkabaz bizim adımıza halkın malını yiyorlar.”
3-Gulattan Beri Oldukları:
Masumlar, ne zaman böyle aşırı uçların ortaya çıktığını gördüklerinde hemen gereken tepkiyi göstermiş, onların yanlış olduklarını böyle insanların kendilerine mensup olmadığını, onların lanetlenmesi ve toplumdan dışlanması gerektiğini halka açıklıyorlardı. Bu konudaki bazı hadisler şunlardır:

1-Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: ”İki gruba benim şefaatim nail olmaz, adil olmayan zalim yöneticiye, bir de dinde aşırıya gidip gülüv yapıp, daha sonra tövbe edip kendilerini bundan ayırmayanlara.”[29]

2-Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ım, İsa bin Meryem’in Hıristiyanlardan bizar olduğu gibi ben de gulattan bizarım, Allah’ım onları daima zelil et ve onlara asla yardım etme”[30]
3-İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: ”Allah Ebu’l Hattaba, ashabına, onlara lanet etmede şüphe edenlere, bu konuda çekimser kalıp lanet etmeyenlere lanet etsin… Ey Ali onları lanetlemede kusur etme ki Allah onlara lanet etsin, gerçekten de Allah onlara lanet etmiştir. Resulullah (s.a.a) buyurmuş ki: Allah’ın lanetlediği kimsenin lanetlenmesinde şüphe eden kimseye Allah lanet etsin.”[31]
4-Yine İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurmuş:

“Allah Benan’a lanet etsin, O lanetli babamın adına yalan sözler uyduruyordu, şahadet ederim ki Ali bin Hüseyin (a.s) Allah’ın Salih kuluydu.”[32]
5-İmam Cafer Sadık buyurmuş ki: “Gulata de ki tövbe edin, çünkü sizler Fasık ve kâfirsiniz.”[33]

6-Bir başka rivayette ise şöyle der: ”Gulüva yönelenlerin şerri/kötülüğü Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Mecusilerden ve müşriklerden daha fazladır.”[34]
7-Yine İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Allah, Muğire bin Said’e lanet etsin, o babamın adına yalan uyduruyordu, Allah demirin sıcaklığını ona tattırsın, bizim kendi hakkımızda demediğimiz şeyleri bizim hakkımızda diyenlere Allah lanet etsin. Bizi Allah’ın kulluğundan soyutlayanlara Allah lanet etsin.”[35]
8-İmam Cafer Sadık (a.s) bir hadisinde gulatın elebaşlarından birisinden söz ederken şöyle buyurmuştur:
“Muğiyre bin Said, Bezi-i Seri, Ebu’l-Hattab, Muammer, Beşşar Şaire, Hamza ve Said’i Nahdi’ye Allah lanet etsin, biz, adımıza yalan uyduran akılsızlardan bir türlü kurtulamadık, Allah bizi her türlü yalancıdan korusun.”[36]
9-el-Uyun Hadis 142- Bize hadis etti Ahmed bin İbrahim bin Harun el-Fami Kufe Camisinde diyor ki-Bize hadis etti Muhammed bin Abdullah bin Cafer el-Himyeri babasından şöyle dediğini rivayet eder. Bize hadis etti : İbrahim bin Haşim Ali bin Mabed’ten, Hüseyin bin Halid’ten, Ebu’l- Hasan Ali bin Musa er-Rıza’dan (a.s) diyor ki dedim ki: Ey Allah Resulü’nün oğlu! İnsanlar bize teşbih ve Cebr isnat ediyorlar babalarınızdan hadisler naklederek bunu biz Şiilere isnat ederler. Buyurdu ki:”Ey Halid’in oğlu söyle bakayım ecdatlarımdan teşbih ve cebr hakkında rivayet edilen hadisler mi daha çoktur? yoksa Rasululah’tan (s.a.a) rivayet edilen hadisler mi? Dedim ki: Resulullah’tan (s.a.a) teşbih ve cebr hakkında rivayet edilen hadisler daha fazladır. ” Öyleyse Resulullah’ın (s.a.a) teşbih ve cebre kail olduğunu mu söylüyorlar? Dedim ki: Resulullah’ın (s.a.a) böyle şeyler söylemediğini, ancak, yalan yere isnat edildiğini söylüyorlar. Dedi ki “Öyleyse ecdadlarım hakkında da desinler ki onlar bu sözleri söylememiş, onlara yalan olarak isnat edilmiştir. Daha sonra şöyle buyurdular: “Her kim teşbih ve cebre inanırsa o kâfir ve müşriktir. Biz onlardan dünya ve ahiret uzağız (beriyiz) Ey Halid’in oğlu! Teşbih ve cebr hakkındaki haberler Allah Teala’nın azametini küçümseyen Gulat tarafından bizim adımıza uydurulmuştur. Onları seven bize buğzetmiştir, onlara buğzeden bizi sevmiştir. Onlara dost olan bize düşman olmuştur, onlara düşman olan bize dost olmuştur. Onlarla ilişkiye giren bizimle ilişkisini koparmıştır, onlarla ilişiğini kesen bizimle ilişkisini kurmuştur. Onlara cefa eden bize iyilikte bulunmuş Onlara iyilikte bulunan bize cefa etmiştir. Onlara ikram da bulunanlar bize ihanet etmiştir, onlara ihanet eden bize ikramda bulunmuştur. Onları kabul eden bizleri reddetmiştir, onları reddeden bizleri kabul etmiştir. Onlara ihsan da bulunan bize kötülük yapmıştır, onlara kötülük yapan bize ihsanda bulunmuştur. Onları tasdik eden bizi yalanlamıştır, onları yalanlayanlar bizi tasdik etmiştir. Onlara bağışta bulunan bizi mahrum bırakmıştır, onları mahrum bırakan bize bağışta bulunmuştur. Ey Halid’in oğlu eğer bizim şiamız ise kesinlikle onları kendisine dost ve yardımcı edinmesin.[37]
10-TABERSİ: İhticac Kitabında Ebil Hasan İmam Rıza’dan (a.s) rivayet eder: “Gulatlar ve Müfevvize sapıtmışlardır, kâfirdirler, onlardan uzak durun.” (teberri edin)[38]
4-Gulata Karşı Halkı Uyarmaları:
Masumlardan (a.s) bize gelen hadisleri incelediğimizde; Kur’an, İslam ve akıl dışı bu inanç akımını anında bastırmak için halkı bunlarla muaşeret etmekten sakındırdıklarını görmekteyiz. Açıktır ki tabanını halkın oluşturmadığı bir hareket kesinlikle hedefe erişemez, ilerleyemez. Allah’ın hüccetleri de bu taktikten istifade etmiş. Onların halktan oluşabilecek tabanlarını dağıtmışlardır. Bu konuyla ilgili bazı hadisler şunlardır:

1-Fuzeyl bin YESAR der ki İmam Cafer sadık (a.s) şöyle buyurdular: ”Çocuklarınızı gulatın saptırmasından koruyun.”[39]

Doğal olarak herhangi bir fikir, fizik yönünden güçlü ama fikir yönünden olgunlaşmamış gençler arasında daha erken kabul görür İmam (a.s) tam tehlikenin üzerine parmak basıp önlem almıştır.

2-Ali bin SALEM Babasından nakleder ki İmam Cafer sadık (a.s) buyurdu ki: “İnsanı imandan çıkaracak en basit şey, gulatlar ile oturup onların sözlerini dinlemek ve tasdik etmektir..”[40]

3-Ebi Haşim Caferi der ki Ebul Hasan İmam Rıza’dan (a.s) Gulat ve müfevvize hakkında sordum, buyurdular ki: “Gulatlar Kâfirdirler, Tefvizciler Müşriktirler. Onlarla oturanlar, onlara güvenenler, onlarla yiyip içenler, onlarla ilişkiye girenler, onlara kız verenler-alanlar Allah’ın( c.c) Resulullah’ın (s.a.a) ve biz Ehl-i Beyt’in velayetinden çıkmıştır.”[41]

4-Mufaddal bin YEZİD der ki İmam Cafer Sadık’ın (a.s) yanında Ebul Hattab ve ashabı hakkında söz açıldı, buyurdular ki; “ Ey Mufaddal onlarla oturup kalkma, onlara güvenme, onlarla yiyip içme, onlarla musafaha etme, onlarla miraslaşma.”[42]

5-Hüseyin b. Halid Ebul Hasan Rıza’dan (a.s) şöyle nakleder : “Teşbih ve Cebre inanlardan dünya ve ahiret biz beriyiz. Teşbih ve cebr hakkındaki hadisleri Allah’ın azametini küçülten gulat bizim adımıza uydurmuşlardır. Onları seven bize buğzetmiştir, onlara buğzeden bizi sevmiştir.”

6-Uyun-u Ahbari’r-Rıza’da İmam Rıza (a.s) Gulat hakkında şöyle buyurmuştur: “Gulat anlayışında olanlar kâfirdir, kaderiyeciler de müşriktir. Kim onlarla oturur, onların arasına karışır, onlarla beraber yer, içer, onlarla yakın ilişkilerini sürdürür, onlardan evlenir, onlarla bir yakınını evlendirir, onlara güvenir, onlara  bir şeyini emanet bırakır, onların sözlerini tasdik eder veya bir cümlenin yarısı kadar dahi olsa onlara arka çıkarsa, Allah’ın Resulullah’ın (s.a) ve biz Ehl-i Beyt’İn (a.s) velayetinden çıkmıştır.”[43]
7-Keşi Rical kitabında kendi senediyle Merazim’den nakleder: Eba Abdillah (a.s) buyurdular ki: “Gulüv edenlere de ki Allah’a dönüp tövbe etsinler. Çünkü sizler Fasıksınız, kâfirsiniz ve müşriksiniz.”[44]
5-Bazen Onları Katletmeye Emir Vermeleri:
Masum imamlar (a.s) gulat ile en makul yolu seçmiş, onları kazanmak için kesin ve açık deliller sunarak tövbeye davet etmişlerdir. Tövbe etmedikleri takdirde, onlardan beri olduklarını dile getirmiş, Şialarına onlarla olan ilişkilerini kesmelerini emretmiş, bu yol ile onları toplumdan soyutlamışlardır. Bu yol ve taktikler etkili olmadığı zaman vücuda giren kanserin çok kısa zamanda vücudun her tarafını saracağından korkulduğu ve tedavisi mümkün olmadığından sadece kanser olan yeri kesip atmakla tedavi gerçekleştirilir. Eimme aleyhisselam da bu yolu seçmişlerdir. Ne sözle, ne itilmekle, ne de dışlanmakla tedavi edilemeyen virüsü kesip atmada çareyi buldukları için, bunların katledilip yok edilmesi emrini vermişlerdir. Bu emirlerden bazıları şunlardır:
1-En tehlikeli gulatlardan birisi; Faris bin HATEM Kazvini idi. Bu adam İmam Hasan Askeri (a.s) zamanında yaşar, birçok bid’atın temelini atmış, birçok insanı yoldan çıkarmış, delalete sürüklemiştir. İmam Hasan Askeri (a.s) bunun kanının heder olduğunu ilan ederek şöyle buyurmuştur;
“Her kim beni onun elinden rahatlatır onu öldürürse, ben cenneti ona garanti ederim.”
Sonunda İmamın (a.s) ashabından Cüneyt adında bir yareni onu öldürdü.”[45]
2-İmam Cavad’ın (a.s) zamanında da Ebu’s –Simhari ve İbn-i Ebi Zarka diye iki tane gali vardı. İmam  (a.s) kendi yarenlerinden olan İshak Anbari’ye diyor ki ; “Bize yalan isnat eden Ebûs-Simheri ve İbn-i Zerka’nın kanı helaldir. İmam (a.s) İsahk’a bunları öldürürsen cenneti sana vaad ederim demiş, ama bunları öldürmeye muvaffak olamamış.”[46]
3-Sahl bin Ziyad rivayet eder: Ebal –Hasan Askeri (a.s) Gulat hakkında bazı ashabına şöyle yazdı: “Onlardan birisini tenha yakalarsan taş ile başını kır! “ [47]
4-Bazı rivayetlerde ise öldür diye tasrih olmamış ama başını taşla kır tabirleri belki öldür demek için kinaye olarak kullanılmıştır.
İmam Hasan Askeri (a.s) Muhammed bin Fazla, İbn-i Babayi Kumi’nin başını taşla kırması için emir vermiştir.[48]
Bir başka rivayette de gulattan olan Ali bin Haske’nin başını taşla kırmasını emretmiştir.[49]

Arslan BAŞARAN
Iğdırmava Cami İmamı

 

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.