Cabbar ŞIKTAŞ Men Birem
Tarih : 2011-04-04
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



12 Haziran seçimleri yaklaştıkça heyecanda artıyor. Aday adayları listede üst sıralarda yer almak için yoğun çaba sarf ederken,  ilgimizi çeken ilginç bir ayrıntı çıkıyor karşımıza… Hangi parti olursa olsun, adaylık başvurusu yapan kişiler “ben birinci sırayı aldım, benimki garanti” diyorlar.
Ak Partiden 16 aday adayı adaylık için başvurmuştur. Bunlardan istisnasız 15’i ben kesin birinci sırayı almışım diyorlar. Ha keza MHP’den 10 kişi adaylık başvurusunda bulunmuş ve bu aday adayları da ben birinci sırayı almışım demektedirler… Bir tek BDP’nin bağımsız adayı için böyle bir söylem yok… Merkezin göstereceği adaya kayıtsız şartsız itaat edileceği düşünüldüğünden, aday adaylığı yarışı da gösterişten ve medyadan uzak yapılmaktadır…
Siyasete atılan kişi, siyasetin üç aşamalı zorluğundan geçtikten sonra muradına erebilir…
Birinci aşama, aday adayı olmak.
İkinci aşama, Aday olmak.
Üçüncü aşama da, kazanabilmektir…
Son haftaya girdiğimiz bu günlerde, her aday adayı Birinci aşamayı geçmiş ve aday adaylıklarını açıklamışlardır… 
Bu hafta ise aday adayları ikinci aşamayı geçmek için yarışacaklar… Aslında aday adaylarından ziyade partilerde bu yarışın içinde… Partiler aday tespiti yaparken muhakkak diğer partilerin göstereceği adayı hesaba katarak adaylarını belirleyeceklerdir…
İkinci aşama, aday olan kişi açısından ne kadar önemliyse, partiler içinde o kadar önemlidir… Zira gösterilecek aday, üçüncü aşamayı başarıyla geçmelerini sağlayacaktır…  İkinci aşama oyları sandığa yansıtabilecek adayın tespitiyle alakalı olduğundan, önem taşımaktadır. Bu açıdan partiler verecekleri kararla, üçüncü aşamanın zaferini, ikinci aşamada verecekleri kararla belirleyeceklerdir…
Aday tespiti çok kolay değil elbet. Ancak süreci iyi hesaplayan, teşkilatlanmasını iyi yapan, sandık görevlilerini çok önceden hazırlayıp eğiten parti, şüphesiz ki daha avantajlı olacaktır…
Yani gösterilecek aday partinin lokomotifi olacak… Ancak lokomotifin hızlı ilerleyebilmesi için partinin ülke genelinde ki durumu da önem taşımaktadır.  Parti ülke genelinde veya bölgede güçlüyse, adayın gücüyle bütünlük sağlar. Yok, eğer parti güçlü, aday zayıfsa burada sıkıntılı süreç başlayacak demektir…
Şüphesiz tüm bu kriterler en ince ayrıntısına kadar hesaplanmakta, aday tespiti bu kriterler üzerinden yapılacağı varsayılmaktadır…  
Aday adaylarının “Men Birem” demelerine gelince, kimse yoğurdum karadır demez…  Aday adayı olan her bir siyasetçi, siyasetin gereğini yapıyor olacaklar ki, ilk adımlarında pembe yalanlar telaffuz etmekte veya genel merkezden aldıkları ufak bir göz kırpma işaretine istinaden ben birinci sırayı garantiledim sözünü göğüslerini gererek dile getirmektedirler…
Hele bu ülkeyi yönetmeye talip olan bazı aday adayları, adaylık yarışında ki rakibine genel merkezde torpil yaptırtmaya çalışıyor. Bununla da yetinmiyor, rakibi aday adayının genel merkeze olan yakınlığından etkilenip, onun sözü üzerine birilerine tavır alıyor ve bununla da bu ülkeyi yönetmeye talip olduklarını düşünüyorlar…
Tüm aday adayları için söylüyorum. Şunun şurasında 7 günlük bir zaman kaldı. Yedi gün sonra içinizden birisinin “Men Birem”  sözü gerçek olacak, diğerlerinin ki ise Pembe bir yalan olarak orta yerde kalacaktır… Esasta o pembe yalanı söyleyen değil de, söyletenin yalanı olacaktır… Nasıl kabul edilirse edilsin, sonuçta bildiğimiz siyasetin klasik söylemlerinden birer demet kabul edip, fazlada üzerinde durmayacağız.
Asıl üzerinde durulması gereken konu, aday adaylığı sürecinde insanların zorla bir taraf yaptırılmamasıdır… Sonuçta 7 gün sonra içinizden birisi aday gösterilecektir. Bu zaman diliminde de o ötekileştirdiğiniz insanların oylarına ihtiyaç duyacaksınız…

  1. ali çevik 2011-04-05 08:44:33

    S.A.<br />Zaten hep men birem dedik ve hep beraber kaybettik.Bu tabuyu yıkmak gerekiyor.Men birem yerine BİZ BİRİZ demeliyiz. <br /><br />Saygılar,Selamlar.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.