Cabbar ŞIKTAŞ Madem Öyle Bizde Değişelim
Tarih : 2011-06-21
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



           Ak Partinin değişim rüzgârı ortalığı kasıp kavuruyor. Siyasiler de, halk ta bu değişim rüzgârına kendine kaptırmış durumdalar…
            Belki garip gelecek ama “değişmeyen tek şey değişimdir” diyenlerden biri olarak, bir gün her şey mutla değişime uğrar… Çünkü etrafımızda ki insanların değişkenliğini gördüğümüzde, ya biz hatalıyız, bizde değişmeliyiz demek geliyor insanın içimizden, ya da değişenler hata yapıyorlar demekten kendimizi alı koyamıyoruz… 
            Ben, siz veya başkaları çoğunluğu oluşturmasalar da ta, değişimi benimseyenler bu ülkede çoğunluğu teşkil etmektedirler…  Dolayısıyla bizlerin kalıbımızdan çıkması kısa zamanda belki zor olacak, ama birçok şeye alıştırıldığımız gibi, zamanla bu değişimlere de alışırız diye düşünüyorum… 
            12 Haziran seçimlerinde kaybeden, başarısız olan hiçbir siyasi parti ben başarısız oldum demedi…
          Ak Parti üç ilde birinci olamadı diye üzüldüğünü ifade ederken, CHP sahillere bir tek Tunceli’yi ekleyebildi. MHP ise yalnızca Iğdır’da birinci oldu…
         Öz eleştiride bulunmak, biz nerede hata yaptık sorgulaması yapmak zordur biliyorum, ama değişime ayak uyduramayan, değişim yaşamayan bir oluşum ya var olduğu sürece yerinde sayar, ya da değişeceğim hayaliyle her şeyi yerle bir eder…
          Gerçekleştireceğimiz değişimde mutlaka dengeli olmalı, ayaklarımızı yere sağlam basmalı, alacağımız kararları toplumun kabul değerleriyle bütünleştirip, inanaraktan almalıyız… 
            Ak Parti’nin %50 ile 3. Dönem işbaşına gelmesi ülkede bir değişim başladığını ortaya koymuştur… Bu değişim zaman içersinde ülke damarlarının hangi uzuvlarına ulaşır bilinmez. Ancak bir reform yaşanacağı kesindir…
Mesela bakanlıkların değişimi, yeni bakanlıkların eklenmesi, kurumların isimlerinin ve görevlerinin değişimi gibi birçok yenilikler yapılıyor… Bürokraside ki hantal yapının giderilmesi için, yeni istihdam yaratılması için yapılacak olan bu reformlara karşı çıksanız da, kendi yandaşlarını buralarda işe alacaklar deseniz de, yaşanacak bu değişime hiçbir şekilde engel olamaz, süreci durduramazsınız…
          Çünkü kendimizde ki eksikliği görüp, hatalarımızı sorgulanmaz hale getirirsek, kalıbımıza sıkışır, başkalarının kurduğu kalıbı görmemiz imkânsızlaşır… 
          Komşularımız da malum ateş bacayı sarmış durumda, iç karışıklık ortalığı kan gölüne çevirmiş, istikrar kaybolmuş, çatışmalar devam ediyor, ülkeden kaçan kaçana, gözyaşı ve acı her yerde kol geziyor…
          Peki, bizim değişimimiz de böyle bir ortam olsun ister misiniz? Şahsen ben asla istemem. Fikri, dini, dili, rengi benden olmayan bir insanın bile ölümü beni üzer. Bırakın ölümünü ayağına taş değmesi bile beni rahatsız eder.
            Bu duygu benim insani duygumun dışa vurumudur. Ancak bazı şeylerde vardır ki kaçınılmazdır. O zaman da benim anam ağlayacağına, onun anası ağlasın derim… 
         Gelin biz kötü düşünmeyelim. Süreci iyi takip edip, iyi yorumlayalım. Hele bir hükümet kurulsun. Anayasada hangi maddelerin değişeceği masaya yatırılsın, hukukçular ve bilim adamları değişecek olan maddeleri enine boyuna yorumlasın…  Askeri anayasanın, sivil anayasaya çevrilişinde bakalım halkımıza ve devletimize ne gibi faydaları veya zararları varmış görelim, ona göre de zamanı geldiğinde fikrimizi söyleyelim…
            Dediğim gibi bu süreci iyi takip etmek ve asla tahriklere kapılmamak gerekiyor. Ülkemiz Ak Parti hükümetinin tekrar iş başına gelmesiyle birlikte yeni bir yola girmiş bulunmaktadır… Bu yolun sonunda talepleri karşılamak ta var, reddetmekte… PKK’nın talepleri reddedildiğinde ortaya çıkacak olan durumu şimdiden kestirmek zordur elbet, ancak sürecin sancılı olacağından hiç şüphem yoktur. Dolayısıyla değişimin, gelişimini görmemiz ve ona göre yorumlamamız gerekmektedir…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.