Hafta sonu ülke gündemi bir anda karma karışık oldu… Euro-Dolar yükselişi, kapıya dayanan kriz, işsizlik bir anda unutuldu, tek gündem Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet komutanlarının istifası oldu…
Demokraside çareler tükenmez elbet. Kuvvet komutanları arasında bulunan Jandarma Genel Komutanı istifa etmeyen tek kişiydi.  İsmi Ak Parti Hükümeti tarafından Genel Kurmay Başkanlığına geçen kişi olarak anılan Jandarma Genel Komutanı Necdet Özel, istifalarla bir yıl erken Genel Kurmay Başkanlığını oldu…
          Ordu başsız kalmadı…
          Artık bu saatten sonra Ergenekon ve Balyoz davalı ordu mensubu kalmadı sanırım… Bundan sonra şehit cenazeleri görmeyeceğiz inşallah. Kendi askerini öldüren, öldürmesi için PKK’ya talimat veren subaylarımız da kalmadı artık… Şükür hepsi temizlendi(!)
          ÖSYM Başkanı Ali Demir’e soruşturma izni verilmezken, ordu mensupları iddialara dayanılarak tutuklanmış ve Türkiye kendi ordusunu lağvederek kurtulmuştur(!)  
         Tepki koyan var mı yok…
          Tepkisi dikkate alınan var mı o da yok…
         Ali Demir’le ilgili yapılan açıklamalar sıradan bir esnaf için yapılsaydı, o esnaf ya esnaflığı bırakırdı, ya da gidip kendini asar yayılan dedikodulardan kurtulurdu… Ama ÖSYM başkanı Ali Demir ne hikmetse hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, yargıda soruşturma izni alamadığı için bir şey yapamıyor(!)
Aslında tencere dibin kara, seninki benden kara’dan bir farkı yok bu ilişkilerin… Herkes gerçeği görüyor, ne olduğunu biliyor… Ak Parti iktidarı ilk göreve geldiğinde değişim rüzgârı estirmişti…
               Halkın taleplerini çok iyi okuduklarından, halka yöneldiler… Sahaya indiler… İnsanların ihtiyaçlarını karşılayarak siyasete başladılar… Yıllardır aranıp sorulmayan halk bir anda karşılarında Başbakanı, Bakanları, Valileri ve devletin müdürlerini görmeye başladılar…
              Belki küçümseyip makarna, bulgur, kömür, oyları diyorsunuzdur. Ama açlığın ve yokluğun ne demek olduğunu bilmeden bu sözleri söylüyoruz. Yoksul insan sofrasına koyduğu makarnaya, bulgura bakar. İşte bu duyguyu Ak Parti gördü, muhalifler göremedi… Doğal olarak kazananda Ak Parti oldu…
Kimilerinin karnı açtı… Kimilerinin de iktidar açlığı vardı. Kurumlarda görev alamama, fikirlerini uygulayamama, benimsetememe açlığı vardı… Karınlar doydu, şimdi sıra kadrolarda görev alıp fikirleri uygulamaya koymakta… Kısa sürede bu da tamamlandı sayılır…
Şimdi gelelim asıl meseleye…
              Yurt dışında görev yapan Subay ve Diplomatların tamamına yakını, bu gün ülke içinde fikriyle mücadele ettikleri Fetullah Gülen okullarına gönderiyorlar çocuklarını… Dışarıda sığındıkları liman, içeride mücadele ettikleri kişiler…
              Bu aslında bir çelişkidir…
             Ülke dışına çıktığında hele Türklerin azınlıkta olduğu ülkelerde var olan Gülen okullarının sosyal imkânlarıyla haşır olmaktan başka alternatifleri olmayanlar, ülkeye döndüklerinde bu fikre muhalif oluyorlarsa, fikirden ziyade alışkanlık ve günün koşullarına göre davranma hareketi kabul edilir bu davranışları…
Erdoğan ve Aliyev, Sakrisyan’a Haddini Bildirdi...
                Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan meydanı boş bulmuş işkembeden sallıyor…  Zoru görünce de, Dışişleri yetkilisine, Cumhurbaşkanımızın sözleri yanlış anlaşıldı, diyerek açıklama yaptırıyor…  
Densizliğin, pervasızlığın bu kadarına da pes doğrusu Sarkisyan… Her lider her aklına eseni söylese,  dünyada yaşamak mümkün olur mu? Boyunuzdan büyük söz etme cesaretini her kimden aldınız bilmem ama haddinizi gerçekten çok aştığınız ortadadır…
                   Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan ziyaretinde söylediği sözler yeterli olmuştur sanırım… Eğer tatmin olmadıysanız, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in  sözlerine kulak vermenizi dilerim… “Karabağ Azerbaycan toprağıdır. Ya barış yoluyla geri iade edeceksiniz, ya da savaşarak alacağız.”  Halkınızı seviyorsanız bu söze kulak vermelisiniz.

Tweet