Cabbar ŞIKTAŞ Ateş Çemberi ve Iğdır
Tarih : 2011-09-12
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



          Ateş düştüğü yeri yaksa neyse de, maalesef ki düştüğü yerde kalmıyor...
          Çok zamandır komşularımızda yanan ateşin kızgın rüzgârlarından etkilenmiş, kaleme aldığımız yazılarımızı bölgemizi de ilgilendirmesi hasebiyle Ülkemiz etrafında ki ateş çemberine yoğunlaştırdık...
           Elbette bizim yorumlarımızın Dünya genelinde veya Ülke genelinde belirleyici bir etkisi olmayabilir...  Mahallinde ve Iğdır'la bağlantılı olan kişiler tarafından okunuyor ve yorumlanıyor olması bile kendi çapında bir kamuoyu yaratır...
Şüphesiz ki küçük damlalar, büyük dalgalar oluşturur... Kaleme alınan her fikir, mutlaka kabul görür ve damlacıklar zamanla dalgalara dönüşerek etkisini hissettirir...
           İsrail'in Mavi Marmara gemisi baskını ve 9 vatandaşımızın yaşamını yitirmesiyle başlayan Türkiye-İsrail gerginliği çığırından çıkmıştır...
           Türk halkı olarak top yekûn kenetlenmiş, İsrail'in sınır tanımaz densizliğini kınamış ve hükümetin ortaya koyduğu tavır desteklenmiştir...
           Ancak İsrail'i korumaya alan Füze kalkanlarının Ülkemize kuruluyor olması da, kabul edilir bir durum değildir...      Yani Türk halkının büyük bir çoğunluğu İsrail'in densizliğini nasıl kınıyorsa, Füze kalkanı saçmalığını da o denli kınıyor ve tepki gösteriyor...
            ATEŞ ÇEMBERİ İÇİNDE, GEÇİM DERDİ
            Ülkemiz büyük sıkıntılar ve zorluklarla mücadele ederken, hem hükümette kendini bilmezlerin yaptığı gereksiz açıklamalar ve hem de yaşanan olumsuz gelişmeler mahallinde bizleri de olumsuz etkilemekte, ticaretimizi sekteye uğratmaktadır...
             İran ile Türkiye arasında devam eden ticari hareketlilik, yaşanan gelişmelerle sekteye uğrarsa ülke ekonomisi çok ciddi anlamda sıkıntıya girer... Yani bu da demek olur ki, Iğdır tam manasıyla ticari anlamda kilitlenir...
Iğdır'ın bu gün itibariyle ekonomisini ayakta tutan şüphesiz ki nakliye sektörüdür. Nakliye sektörü beraberinde inşaatçılığı ve dolayısıyla tüm sektörlere etki eden bir yelpaze oluşturur... Gelinen noktaya baktığımızda Tarım ve hayvancılık her zaman olduğu gibi can çekişirken, ekonomik kalkınma adına uygulanan kalkınma projeleri maalesef ki uygulanır gibi değildir...
             Iğdır 1992 yılında il olduktan bir yıl sonra Iğdır'a atanan Vali Şemsettin Uzun, yıllar geçmesine rağmen Iğdır'da unutulmayan isim  olmuştur. Nedeni çok basit, yeni il olan Iğdır'da elini taşın altına koyan valilerden birisiydi... Kendisi     Iğdır'da iken hakkında birçok iftira ve dedikodu yapıldı, 6 yıldan sonra gittiğinde herkes birbirine, "günahını aldık" deyip gidişine hayıflandı...
             Vali Uzun, o yıllarda gerçekten elini taşın altına koymuş, Iğdır'ın kalkınması için gerekeni yapmış ve şimdi de ismi muhabbetle anılmaktadır...
              Şu an Iğdır Valiliği görevini başarı ile yürüten Amir Çiçek, Iğdır'ın ilk valilikten gelen valisiydi... Bu Iğdır için bir kazanımdır. Daha önce gelen Valilerin büyük bir çoğunluğu Kaymakam ve başka görevlerden gelen kişilerdi. Vali Çiçek ise Yozgat Valiliği deneyimi ile Iğdır'a atandı... Iğdır'a atandıktan hemen sonra, kazasız, belasız bir de genel seçim geçirdi...
            Şehrin kalkınması için elinden gelen tüm imkânları seferber ettiğini her açıklamasında beyan eden Vali Çiçek, yatırımcının önünü açtıklarını da vurguladı konuşmalarında...
             Iğdır için en önemli pazarlardan birisi şüphesiz ki Nahcivan'dır...
            Gerek Iğdır'da üretilen ve gerekse diğer illerde üretilen ürünler Nahcivan'da pazarlanmakta, bu sayede nakliye sektörü de, üreticide işsizlik yaşamamaktadırlar...
            Gelinen nokta itibariyle ihracatta ki, yüksek limit sınırı, hem ihracatın önünü kesmekte, hem de küçük işletmelerin yaşam koşullarını zorlaştırmaktadır...
              Bu noktada Iğdır Valisi Sayın Amir Çiçek'in devreye girmesini isteyen işletme sahipleri ve Nakliyeciler Dilucu gümrüğünde birtakım iyileştirmelerin yapılmasını, disiplinin tesis edilmesini talep etmektedirler...
               BU GÜN 12 EYLÜL
               12 EYLÜL 1980 İhtilalı'nın yıldönümü.  31 yıl önce sağ sol çatışmalarının durmak bilmediği bir dönemde Kenan Evren yönetimindeki ordu, yönetime el koymuştu...  Yüzlerce insan işkencelerde can verdi.
               Ülke yıllarca geri gitti. Ama kardeşin kardeşi boğazladığı günler de geride kaldı...

  1. Ağacan 2011-09-14 21:47:10

    Füze kalkanı konusu NATO üyesi olmamız dolayısıyla mecburen evet dediğimiz bir konudur.Kaldı ki Türkiye'ye (Malatya'ya)kurulacak olan sadece radar ve gözetleme sistemidir füzeler değil.Bu önemli bir detay.Sadece İsrail'i korumak için kuruluyor demek fazlaca abartı hatta kuruntudur.Bununla beraber eleştiriye açık bir konudur.Tarım ve hayvancılığın can çekişmesi meselesine gelince:Ben kırk yıla yakındır tarım ve hayvancılıkla uğraşanların hiç "çok şükür" dediğini duymadım.Son yıllarda hayvancılık ve tarıma ayrılan neredeyse sınırsız,ve faizsiz krediler sayesinde ,artık memurlar bile kredi çekip ahır yapıyor ve hayvan besiciliği yapıyor.Tarımda çalışan nüfusumuz son 8 yılda % 40’tan ,%24 e inmiş buna mukabil üretimimiz ve ihracatımız yıllara oranla artış gösteriyor.Tarım bitti diyenler sadece kahvehanelerde oturup yakınan çiftçilerimizi değil biraz da bakanlığın verilerini dikkatle izlesinler lütfen.Mesela ihracattaki tarım ürünlerine,OECD verilerine,azalan tarım nüfusuna rağmen üretim artışına,desteklemelere,son 10 yılda tarımdaki makineleşme oranına,tarım arazilerinin toplulaştırılmasına,toprağı olmayan köylüye hazine arazilerinin devredilmesine,tohumculuktaki son 10 yılın müthiş gelişimine(Bu çok önemli) vs iyi bakılmalı. Sınır ticaretimize gelince: Bu konuda gerçekten söylenecek çok şey var.Üstelik Nasrettin Hoca’nın misali gibi “herkes haklı” maalesef.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.