Arada bir gerek Yeşil Iğdır Gazetesinde ve gerekse facebook sayfamda gündemle ilgili yorumlar yazıyorum… Yazdığım yorumlara büyük çoğunluğu seviyeli olmakla birlikte,  bilgilendirici yorumlar yazılmakta, fikirler beyan edilmekte ve farklı görüşlerle tartışmaya güzellik ve renk katılmaktadır…   Genel anlam itibariyle bir hadise vuku bulmazsa, gündem de olmaz… Şüphesiz ki yaşanan gelişmeler gündemin oluşmasına vesile olur…
               Önceki gün MHP’li Belediye Meclis Azası ve Hudut Postası Gazetesi sahibi Atalay Sever, MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’a atfen;  ” MHP İl teşkilatını değiştireceğini, Iğdır’da MHP teşkilatı dışında kendine ayrı bir gurup kurduğunu, birleştirmesi gerekirken böldüğünü”  konu alır bir yazı kaleme almıştır.
Aslında bu yazı her ne kadar Atalay Sever’in kaleminden çıkmış olsa da, MHP içindeki rahatsızlığın bir dışa vurumu olarak ta algılanabilir…
                 Milletvekili Sinan Oğan bu konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmış değil.  Ancak şehirde dolaşan dedikodular da yok değil… Oğan’ın MHP il teşkilatını değiştirmeyi düşündüğü, bu konuyla ilgili çalışması olduğu dilden dile dolaşıyor… Sever’de bir partili olduğundan konuya vakıf ki kaleme almış, muhtemelen de partide bu konu gündeme getirilmiş ve bu sebepten ötürü de serzenişini dile getirmiştir… 
             Öncelikle şunu belirtmeliyim…
            Parti ile Milletvekili mutlak suretle uyum içinde çalışmalıdırlar… Hele MHP gibi bir partide disiplinin, hiyerarşik yapının üst seviyelerde olduğu düşünülürse,  böylesi çekişmelerin yaşanması asla kabul görmez…
Şunun altını çizmek isterim. MHP Iğdır’da Türkiye birincisi oldu. Bu durum ne MHP Iğdır teşkilatını şımartmalı, ne de seçilen Milletvekilini şımartmalıdır… Iğdır halkı büyük çoğunlukla oy vermiş ve MHP’de bu sayede kazanmıştır. Halkın kenetlenmesini kimse ben kazandım havasıyla solumaya kalkmasın... 
             Diğer bir husus, daha 3 ay dolmadan böylesi bir hususun hem halk arasında yayılması ve hem de gazetelere yansıması hiç hoş bir manzara değildir… Milletvekili Oğan’ın Iğdır’a geldiğinde teşkilatıyla birlikte hareket etmediği görülüyor ve konuşuluyorsa, oturup bu işi mutlaka sorgulamaları gerekmektedir…
               Anonim anlayışla şunu söylemek istiyorum… Her şeye rağmen insan kendini kaybetmemeli… Ne oldum delisi olmamalı, zafer sarhoşu olup her şeyi ben bilirim, benim yaptığıma herkes el pençe divan durmalı yaklaşımları doğru bir tarz değildir. Her kim böyle olursa kaybetmeye mahkûm olur… Biz burada evcilik oyunu oynamıyoruz. Birilerinin gönlünü hoş etme çabası içinde de değiliz. Tavır alanlar, taraf olanlar bedel ödemişlerdir. Siz seçilmiş olanlar, siyaset yapanlar insanların duygularını hiçe sayarak, önemsemeyerek bir yere varacağınızı düşünürseniz yanılgı içinde olursunuz… Sizden ötürü birileri küs iken, sizin gidip el uzatmanız, yanınızda olan kişilere hakaret sayılır…  Şayet el uzatılacaksa, toplumda böyle bir uzlaşının olması gerekiyorsa, sizinle birlikte hareket eden insanlarınızı toplarsınız, top yekun bir birlik ve beraberlik tesis edilir… Yoksa ferdi olarak yapılan, sonu düşünülmeden atılan adımlar yarınlarda bedeli ağır sorumluluklar getirir…
               Bu tarz hareketleri alışkanlık edinenler, insanların iyi niyetini suistimal edenler, bu toplumdan çok fazla bir şey beklememelidirler…
                Dediğim gibi gündemi ben belirlemiyorum, sizler belirliyorsunuz... Sizler gündemi oluşturuyorsunuz, bizlerde yorumluyoruz. Çirkin sen şöyle dur, ben güzel arıyorum, bulamazsam sana gelirim mantığı artık işlevliğini kaybetmiştir… İnsan her nerde olacaksa, yüreğiyle var olmalı… Köylü kurnazlığı yaparak günü kurtarmak, insanın kendini kandırmasından öte bir şey değildir…

Tweet