Cabbar ŞIKTAŞ Mutluluk Anlayışımız Farklıdır
Tarih : 2011-10-07
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



           Kimi insan kuru ekmekle mutlu olurken, kimi insan “yediği önünde, yemeği arkasında” mutsuz bir hayat sürmektedir…  Her türlü imkânı, parası, pulu var olan niceleri, belki de uzunca bir zamandır hiç kahkaha atmamıştır mesela… Fakir, ama kanaatkâr, elindekilerle yetinmesini bilen, “pirzola değil de, ayda bir tavuk yediğine şükreden”, ayakkabısında dikilecek yer kalmayan, elleri çat çat, yüzü kırış kırış ama mutlu bir insan…
        Hangisi olmak istersin diye soracak olsam…
        Eminim yükselen ses bizleri şaşırtacaktır…
       Varsın mutsuz olayım, ama param olsun diyecek insan yok değil maalesef… Parayı mutluluk aracı görenler, ömürleri boyunca ne parayı görebilirler, nede mutlu olabilirler…
       Gelin bizler mutluluğu parada, pulda aramayalım… Yaptığımız iyiliklerde arayalım. Edindiğimiz dostluklarda, kardeşliklerde, yardımseverlikte arayalım…
Kiminin parası, kiminin duası… Dualarımız eksik olmasın…
         ÖZGÜRLÜK TARİFİ
       Askerliğimi İzmir Foça'da Jandarma olarak yaptım... Bize bağlı bir açık ceza evi vardı. Sürekli gidip gelince ister istemez mahkûmlarla bir dostluk bağımız oluştu... Terhisime az bir zaman kalmıştı, hatıra defterimi yanımda dolaştırıyor, arkadaşlarımdan yazmalarını istiyordum. Kars'lı bir kader mahkûmu arkadaşıma sende yazar mısın dedim. Kalemi eline alıp şöyle bir düşündükten sonra: "Sağım solup beton, toprak neredesin çık" diye yazdı…
Bu söz beni oldukça etkilemişti… Açık ceza evleri rahat olmasına rağmen, özgürlüğün bambaşka bir şey olduğunu o gün anlamıştım…
         Mahkûm olmak kaderse, söze bile gerek yok… Biz öfkelerimizi yenelim yeter…
         EHL-İ BEYT BAHARI...
          Dünya işlerine bir süreliğine ara vereceğim. Bu yıl benim için Ehl-i Beyt baharı oldu... Bir süre önce Irak’a bir gezi düzenlendi… Hz. Ali, Hz. Hüseyin, Hz. Abbas türbelerini ziyaret ettik, maneviyatın dorukta olduğu 6 gün nasıl geçti anlamadık… Şimdi yine Zeynebiye Basın sözcüsü Kasım Alcan tarafından organize edilen, Meşhed ve İsfahan ziyareti gerçekleştireceğiz inşallah…  Bu gezimiz de 3 gün sürecek… Hacetler kapısı İmam Rıza’yı ikinci kez ziyaret etmenin mutluluğunu inanın tarif edemem…  Rabbim her isteyene ziyaret nasip etsin…
          EVET, SİYASİ YAZMAMAYA ÖZEN GÖSTERİYORUM
           Geçenlerde yerel seçimlere 29 ay kaldığını belirtmiş, konuyla alakalı bir durum tespiti yapmıştım… Makalem kiminin hoşuna gitti, kiminin gitmedi. Kimi eleştirdi, kimi destek verdi… Neticede bir durum tespiti yaptığıma inanıyorum… Veya benim gördüğüm manzara budur, birilerine bel bağlamanın bir manası yoktur diyorum…
Siyaset sahnesi elbette ki boş kalmayacaktır… Birileri bu sahneye çıkacak, marifetlerini sergileyecek, taban bulursa seçilerek amacına ulaşmış olacaktır…
            Malumunuz, ülkemizde Terör her gün daha çok tırmanmakta, her ilde irili ufaklı terör olayları meydana gelmekte, siviller hayatlarını kaybetmektedir… Asker, Polis bir biri ardına şehit edilmekte, Güneydoğu’nun tamamında, Doğu’nun bir kısmında devlet otoritesini kaybetmiş durumdadır… Asker kışladan, Polis Karakoldan dışarı çıkamaz iken, İsrail başta olmak üzere, Suriye, İran ve Yunanistan’la gerilmemiz, sıkıntılı süreçler yaşadığımız bu atmosferde, benim Iğdır’ın siyasi gündemini belirlemeye kalkmam hiç şık olmaz diye düşünüyorum…
Bu olumsuzluklar var diye susacak mıyız? Elbette ki susmayacağız. Yeri ve zamanı geldiğinde konuşacak, haklarımızı arayacak, eleştirimizi yapacak, taleplerimizi dile getireceğiz…
            Hani çocukluğumuzda, Babamız başka bir olaya sinirlendiğinde, diyecek sözümüz olsa da saklar söylemeyiz ya, diyeceğimiz sözü erteleriz ya… İşte onun gibi bir durum hâsıl olmuş vesselam… Bırakalım ülkeyi yönetenlerin harareti düşsün… Taşlar yerine otursun, sırası geldiğinde bizde sözümüzü söyleriz…
BAŞBAKAN: İSRAİL İŞKALCİDİR…
Sayın Başbakan R. Tayyip Erdoğan, dünkü açıklamasında İsrail'e öyle sözler dedi ki, bir anda şok oldum… İçimden Sayın Başbakanı tebrik etmek geldi…  Ama sonrada içimden dedim ki, madem bu sözleri İsrail hak ediyor, elinde Atom bombası olan İsrail bölgeyi tehdit ediyor. Neden Füze rampasıyla İsrail’i korumaya alıyoruz…  İran’da Atom bombası var diye eleştiriliyor da, İsrail’de olunca neden eleştirilmiyor sözleri, tarihe geçecek sözlerdir…
Kusura bakmayın Sayın Başbakanım ama bizim ki ne İsa’ya, nede Musa’ya yaranamama gibi bir şey oluyor… Bir taraftan İsrail’e kimsenin söylemeye cesaret edemediği sözleri söylüyor ve diyorsunuz ki: “İsrail İşgalcidir, İsrail’in elinde atom bombası var bu da bölgeyi tehdit ediyor, İsrail Filistin’e, Gazze’ye kitle imha silahlarıyla saldırıyor, bu insanlık suçudur” diyorsunuz. Öte yandan İsrail’in düşman gördüğü İran’a karşı İsrail’i füze rampaları ile koruma altına alıyorsunuz…
Bu durum insanların kafasında çelişki yaratmaktadır…

  1. Ağacan 2011-10-08 22:25:03

    Bu erken uyarı sisteminin(füze rampası ya da kalkanı asla değil)Türkiye'de olması tamamen NATO güvenlik şemsiyesinden ülkemiz topraklarının tamamının faydalanması amaçlanmıştır.Nato'nun,Dışişlerinin,Hükümetin beyanları ve tavrı bu iken tamamen niyet okumasıyla biraz da ulusalcı cephenin empozesiyle ısrarla İsrail kalkanı gibi neden sunuluyor anlaşılır gibi değil.Bu radar bize değil mesela Romanya,Bulgaristan'a kurulacak olsa Nato koruma sisteminden ülkemizin sadece Marmara Bölgesi faydalanacaktı.(Dışişleri Bakanı'nın beyanıdır).Üstelik bu radar sadece İran'ın nükleer gücüne karşı değil muhtemel İsrail saldırısına karşı da ülkemizi güvene alıyor.İsrail'den bize tehdit gelmez mi diye düşünüyorsunuz.E o zaman İran'da bize füze fırlatmaz ve bu radar da sadece bir önlem olarak kalır fazla endişelenmeyiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.