Iğdır’ın acil ihtiyaçları nedir diye soracak olursanız. Hava alanı, Doğal Gaz, Su, Kanalizasyon şebekesi ve       Şehir içi Yol ve Kaldırımları olarak sıralamak mümkündür…
           Bu ihtiyaçları devletin ilgili kurumları yapmakla mükelleftir.
           Ancak bir de devletin yapamayacağı ihtiyaçları vardır. Mesela Iğdır’a çok acil 5 yıldızlı otel yapılması gerekmektedir…
           Birkaç ay sonra Iğdır Hava Alanı açıldığında, Iğdır’a gelecek olan ziyaretçi portföyü mutlaka değişecektir…
           Düne kadar gelenlerin çoğu ayaküstü ticaret yapmaya gelenlerdi.  Şimdi ise gelecek olanlar yatırım fizibilitesi yapmaya geleceklerdir… Yapacakları yatırımın alt yapısını oluşturmaya gelecek olanlara konaklama ve sosyal imkânların önceden temin edilmesi şarttır…
             Elbette zorlama yok, bu bir iş teklifidir… Kim ilk olarak 5 yıldızlı bir otel yapacak olarsa, en çok parayı o kazanacaktır… Para kazanmak isteyen, yatırım yapmaktan çekinmesin diyorum…

          DİASPORA ERMENİ’LERİ, ERMENİSTAN ERMENİ’LERİNE YİNE ZULMETTİLER
          Ermenistan dışında bulunan ve varlıklarını Türk düşmanlığı üzerine tesis eden Diaspora Ermenileri’nin, Fransa’da çıkarmış oldukları yasayla yine Ermenistan’da yaşayan Ermenilere büyük zulüm ve hakaret etmişlerdir.
Türkiye ile Ermenistan arasında ne zaman bir yumuşama sağlansa, Diaspora Ermenileri hemen devreye girer, Ermenistan da ki aşırı milliyetçi Taşnak Partili Ermenilerle yakınlaşmayı provoke ederek, ilişkileri bir anda milliyetçilik duyguları ile ortadan kaldırırlar… 
            Fransa Meclisinde alınan kıytırık karar, Türk Dünyasının yoğun tepkisine neden olmuştur. Ancak hiçbir konuda bir araya gelmeyen siyasiler hep bir ağızdan Fransa’yı ve işbirlikçisi Ermenistan-Diasporasını kınamışlardır…
             Anlayacağınız, “Olmayan çocuk, doğmadan ölmüştür.”
             Ermenistan abluka altında bir ülkedir. Bir kulağı Rusların, Diğer kulağı ABD’nin, Dili Diasporanın, Ayakları da AB’nin elindedir…
            Kendi iradesini ortaya koyamayan, zavallı bir ülkedir…
              Açlığın, fakirliğin, yokluğun kol gezdiği, bir kısım zenginin zevki sefa içinde yaşadığı Ermenistan’la olan sınır kapımız şartlar yerine getirilecek olsaydı açılacaktı… Ancak uzuvlarını başkalarının kontrolüne bırakan Ermenistan bu şansını yitirmiştir…
            Şayet yitirmemiş olsaydı, Karabağ’dan çekilmiş olurdu ve bu gün Ermenistan Dünya’ya açılan, kendini idare edebilen, halkının daha rahat yaşam sürdürebildiği bir ülke olurdu…
            Üzgünüm ama treni kaçırdınız Ermeniler…
          Bundan sonra istedikleri ülkede Diasporalarının gücüyle,  düşmanlarımızın işbirliği, el birliği ile istedikleri yasayı çıkarsınlar… Bakalım kim zarar görecek, bakalım kimler zarar görecektir.?
            O, hepimiz Ermeni’yiz diyen aydınlar, yazarlar neden sesiniz çıkmıyor? Yoksam gerçekten Ermeni’miydiniz sizler.?
              Fıtratım gereği şiddeti sevmem, Hırant cinayetinde de yapılan saldırıyı doğru bulmadığımı yazmış olayı kınamıştım… O gün Hepimiz Ermeniyiz dövizleri taşıyan o insanların Fransa meclisinin sözde yasasıyla ilgili de sokağa çıkıp hepimiz Türk’üz ülkemizin yanındayız. Su safsatalara geçit vermeyiz demelerini beklerdim…
Yine tekrar ediyorum, Diaspora Ermenileri, Fransa kararıyla Ermenistan da yaşayan Ermenilere hakaret etmişlerdir… Abluka altında ki soydaşlarını yine açlığa, sefalete mahkûm etmişlerdir.
                  Hem Türkiye’de yaşayan Ermeni’ler, hem de Ermenistan’da ki Ermeni’ler durumun ciddiyetinin farkındadırlar… Türkiye ile düşmanlık yapmaları hiçbir açıdan Ermenilerin işine yaramayacaktır. Yalnızca varlık sebebi Türk düşmanlığı olan Diaspora’nın bir müddet daha gündemde kalmasından öte geçmeyecektir…

Tweet