Tarihler 19 Ocak’ı 20 Ocak 1990’a bağlayan geceydi… Kızıl ordu Sovyetler birliğinin dağılmasından endişe duyduğundan, Azerbaycan’da baş veren özgürlük hareketini bastırmak için Tanklarla Bakü sokaklarına yürüdü…
           Azatlık meydanında toplanan milyonlar, göğüslerini tanklara siper ettiler… Tank paletleri arasında yüzlercesi şehit oldu ve yaralandı. Ancak inandıkları davadan geri adım atmayarak, ölüme evet, esarete hayır sloganı attılar…
          Merhum Ebilfez Elçibey’in başlatmış olduğu özgürlük mücadelesi Kızıl Ordunun Bakü sokaklarında katlettiği Azerbaycan Türklerini yıldırmamış, akan kan Sovyetler birliğinin dağılmasıyla son bulmuştur…
            Merhum Mehmet Emin Resulzade’nin dediği gibi “Bir kere yükselen bayrak, bir daha inmez.” Şiarından ilham alan Azerbaycan Türkleri,  20 Ocak günü kanlarıyla yeni bir tarih yazmış, bağımsızlıklarını akıttıkları kanlarıyla elde etmişlerdir…
           Genç Kızların, Nişan’lı Delikanlıların, Ağsakal Dedelerin, Ağmirçek Ninelerin, Kerbela Ruhuyla Ya Ebelfez deyip ölüme atlayışlarına, dünya gözünü kapatarak şahit olmuştur…
Bağımsızlık kolay elde edilen bir şey değildir… Özgür olmak için, devrim yapmak için mutlaka kan akması gerekiyor… Dünya kuruldu kurulalı bu hep böyle olmuştur. Azerbaycan’ında bağımsızlığı akan kanla mümkün olmuştur…
              70 Yıllık esarette ne askeri eğitim aldılar, ne ağır sanayiyle tanıştırıldılar… Ruslar İşgal ettikleri Müslüman ülkelere içki fabrikası kurarken, kendi bölgelerine ağır sanayileri, silah ve stratejik fabrikaları kuruyorlardı…
            Her şeyden mahrum, uyuşturulmuş ve sadece tüketen bir topluluk yaratmayı planlıyorlardı… Sahte Mollalarına rağmen, başaramadıkları bir şey vardı. O da Azerbaycan             Türklerinde ki Eh-li  Beyt sevgisiydi…  Hiçbir zaman Ya Hüseyin demeyi unutmadılar. Ya Ebelfez demeyi dillerinden düşürmediler.
İşte bu Ruh 20 Ocak günü bedenlerden zuhur ederek bağımsızlığın meşalesini yakmıştır…
Azerbaycan geçmişten günümüze medeniyetler, şairler, yazarlar diyarı olmuştur… Dünyaca ünlü yazarları, yetiştirdiği liderleri her zaman parmakla işaret edilmişlerdir…
Azerbaycan’ın en zor döneminde görevi devralan Merhum Haydar Aliyev, Azerbaycan’ın bu günlere çıkmasında çok büyük emekler sarf etmiş, Azerbaycan’ın kalkınmasına ışık tutmuştur…
            20 Yanvar hadisesi her ne kadar acının ve gözyaşının simgesi olsa da, Kahramanlığın, Azatlığın, Hürriyetin de simgesidir…
GENÇ PROFESÖRLER
           Son birkaç yılda aldıkları akademik unvanlarla göğsümüzü kabartan genç hemşerilerimizden Prof. Dr. Yakup Kumtepe, Prof. Dr. Ekrem Gürel ve ismini şimdi anımsayamadığımız değerlerimiz kervanına Kerem Karabulut’da eklenmiştir… 
Geçtiğimiz hafta sonu  iş adamı Ali Rıza Arslantürk, değerli arkadaşımız Prof. Dr. Kerem Karabulut’un Profesörlük unvanı alması sebebiyle bir tebrik yemeği verdi…
Yakın dostların katıldığı yemekte, eğitim camiasından, tıp camiasından değerli dostlar vardı. İlk Konuşmayı İşadamı Ali Rıza Arslantürk yaptı: “Sevgili dostum, arkadaşım Sayın Prof. Dr. Kerem Karabulut yaklaşık 2 hafta önce Profesörlük unvanı aldılar. Bu güzel günü kutlamak ve aynı zaman’da Hz. Hüseyin  ve 72 şühedanın şahadetlerinin 40. günü olması münasebetiyle ihsan etmek amacıyla buraya toplandık. Ben Sayın İktisat Profesörü Kerem hocamızı tebrik ediyorum ve sözü kendilerine bırakıyorum” dedi…
Prof. Karabulut: “İki haftadır Profesörlük unvanı aldım. Ancak şimdi bu unvanın hazını duyuyorum…  Sizlerle böyle bir ortamda bulunmak beni çok mutlu etti… Iğdır’lı olmak elbette ki ayrıcalıktır. Sizlerle dost olmak ayrıcalıktır. Umarım bizim almış olduğumuz bu unvanlar, gençlerimize örnek teşkil eder. Gençlerimiz eğitimlerini daha sıkı ve başarıyla devam ettirirler… Aklıma gelen, Lokman Hekimin bir sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
İKİ ŞEYİ HEMEN UNUTUN
İKİ ŞEYİ HİÇ UNUTMAYIN
Yaptığın iyiliği hemen unut,
Yapılan iyiliği hiç unutma…
Yapılan kötülüğü hemen unut,
Yaptığın kötülüğü hiç unutma…” 
Hemşerimiz Prof. Dr. Kerem Karabulut’u tebrik ederiz…

Tweet