Cabbar ŞIKTAŞ Avrupa'dan Asya'ya Bakalım Orta Doğu'ya
Tarih : 2012-03-16
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Mart ayının biri itibariyle ticari işlerim sebebiyle Avusturya’ya gitmem gerekti. Avusturya Büyükelçiliğine müracaat ederek SCHENGEN vizesi aldım… Ömrümde ilk defa Avrupa’yı görmek üzere yola çıktım…
Daha önce de ABD’ye gitmek üzere vize talebinde bulundum, tüm şartlarım tutmasına rağmen vize vermemişlerdi…
Dünya markası Türk Hava Yolları ile ilk olarak Almanya’nın Münih kentine uçtuk, bizi bekleyen araçla Avusturya’nın Tirol Bölgesi’ne gittik… 14 bin nüfuslu, nüfusunun yaklaşık 4 binini          Türklerin oluşturduğu bir kasabada konakladık… Sabahın ilk ışıkları ile Şıktaş Hayvancılık’a alacağımız hayvanların seçimine Bakanlık heyeti ile birlikte başladık… Iğdır Veterinerlerinden Serhat Sağlam’da benimle beraberdi…
Bir yandan seçimimizi yapıyor, bir yandan etrafı izleyerek Avrupa denilen yerin, insanlarının hangi ruh halinde olduklarını izlemeye çalışıyordum…
Avrupa’daydık ama internet erişimimiz çok kısıtlıydı…
Tirol Bölgesi’nin Insburk şehrinde kaldığımız otelin internet şifresini alır almaz, Facebook sayfama yazdığım ilk cümle şu olmuştu: “Düzen var, insanlık yok!”, insanların soğukluğu havanın soğukluğunu unutturuyordu… Tercümanımız Erzincanlı Ali abi, Tuncelilerin Dostlar Lokantası’na götürüp, Türk yemekleri ikram etti ve üzerine birde semaver çayı yudumlayarak kendimize gelebilmiştik… Avrupa’da çok yer görmedim ama, gördüğüm yerlerde hayat pahalılığının insanların sosyal hayatını bitirdiğini, Avrupalılar da dahil kıt kanaat bir geçim sürdürdüklerine bizzat şahit oldum…
Yıllar önce yüz binlerce Türk, işçi olmak üzere Avrupa’ya gitti… Avrupa’ya giden bu insanların büyük çoğunluğu eğitimsiz ve dil bilmedikleri için Avrupa’nın en zor işlerinde çalıştırılmaktaydılar…  Türkiye Cumhuriyeti Avrupa’ya işçi olmak üzere giden bu insanları yıllarca ne aradı ne sordu… Daha doğrusu sahip bile çıkmadı… Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türk halkı kendi ayaklarının üzerinde durabilmek için yıllarca amansız mücadele vermiş, zamanla kendi işlerini kuranlar biraz olsun rahat nefes almışlardır…
Avrupa’da nizam, intizam, kalkınma, sanayileşme şüphesiz ki eleştirilemez bir gerçektir… Ancak maneviyatın kaybolduğu gerçeğini de unutmamak gerekmektedir…
85 yaşında işinin başında kişileri görmek mümkün… Çalışmaktan kaçınmıyorlar, üretebiliyorlar. Genç nüfusları giderek azaldığı için iş gücünü yine az gelişmiş ülke insanlarından elde ediyorlar…
Türk halkının en yoğun yaşadığı yerlerden birisi olan Münih, doğrusu beni çok cezbetmedi… Orada yaşayan Türk’lerle yaptığımız sohbetlerde geçim sıkıntısı olsa da, hayat’ın Türkiye’ye oranla daha kolay olduğunu, sessizlik olduğunu, hiç korna çalınmadığını, trafikte daha çok medeni davranıldığını vurgulamaktaydılar…

Gerçekten dikkatimi çekmişti… Hiç korna sesi duymadık. Bir kez duyduk o da Türk’tü… Kavşaklarda yayaya gösterilen saygı inanılmaz boyutta… Kırmızı ışık yanıyorsa yol boş olsa da, hem yaya’lar, hem de araç sürücüleri sabırla bekliyorlar…

DÜNYA AZERBAYCANLI GENÇLER KURULTAYI
Iğdır Milletvekili Sinan Oğan ile çok önceden programlamış olduğumuz Dünya Azerbaycanlı Gençler Kurultayına katılmak üzere Münih’ten aceleyle yola çıktık… Öğlen İstanbul’a vardık ve ertesi gün Iğdır’a gelip bir gece kalıp aynı gecenin sabahı Nahcivan üzerinden Azerbaycan’a geçtim…
İki yıldır gitmediğim Azerbaycan beni yine şaşırttı. İki yıl önce “Dubai olma yolunda ilerleyen Bakü” demiştim. Şimdi ise “Dubai’yi geride bırakan Bakü” diyorum.
Azerbaycan tarihinde ilk kez kurulacak olan Dünya Azerbaycanlı Gençler teşkilatının kurulması için kurultay yapıldı… Bu kurultaya Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, ben ve Sinan Oğan’ın genç danışmanlarından Siyasal Mezunu Ahmet Gencehan Babiş katıldık… Ayrıca ITAD Başkanı Sefer Karakoyunlu, Azerbaycan Dernekleri Federasyon Başkanı Bilal Dündar ve beraberlerinde ki arkadaşlar kurultaya davet edilmişlerdi…
Yaklaşık 40 ülkeden gelen genç temsilciler, sabahın ilk ışıkları ile yola koyulup ilk olarak Merhum Haydar Aliyev’in kabrini, ardından Şehitler Xıyabanı’nı ziyaret ettikten sonra toplantı yapılacağı salona geçildi… Saatlerce süren oturumun ardından Azerbaycan’ın genç yeteneklerinden Ramin Mammadov Dünya Azerbaycanlı Gençler Teşkilatına başkan seçildi…
Türkiye’nin yapamadığını, Azerbaycan Diaspora Bakanı Nazim İbrahimov gerçekleştirmiş ve dünya üzerinde yaşayan tüm Azerbaycan gençlerini bir çatı altında toplamayı başarmıştır… Oysa ki   Türkiye’nin öncülüğünde Türk Dünyasını bir araya toplama gayretini Türkiye göstermeli, Dünya’da en güçlü lobiyi bu sayede oluşturmalıydı…
Netice’de Azerbaycan Diaspora Bakanı, Azerbaycan Türklerini bir araya getirebilme gayretini göstermiş ve teşkilatı kurarak faaliyete sokmuştur…
Azerbaycan’ın Başkenti Bakü inanılmaz bir hızla gelişiyor… Yükselen devasa binalar, şehri tanınmaz kılıyor… Birkaç ay görmediğiniz bir yeri yeniden gördüğünüzde değiştiğini fark ediyor, tanıyamıyorsunuz. Gökdelenler, uzay tipli binalar, mimari yarışı sergilercesine çoğalıyor…
Yer altı zenginliği olan ve geliriyle güçlü bir devlet olma yönünde ilerleyen Azerbaycan, görenleri şaşkına çeviriyor…
Ancak, toplantıda Karabağlı bir konuşmacının şu sözleri sözün bittiği yeri işaret etmekteydi… Şöyle dedi Karabağlı: “Her şey çok güzel, ancak en güzeli şudur ki, Azerbaycan Bayrağı tekrardan Karabağ’a dikilsin… Karabağ özgür olmadığı sürece, Dünya Azeri gençlerinin başı her zaman aşağı olacaktır.”
Binaların yükselmesi, şehrin gelişmesi elbette ki bizleri ziyadesiyle sevindirmekte, gözlerimizi kamaştırmakta ve heyecanlandırmaktadır… Ancak Hocalı faciası aklımıza düştüğünde içimiz burkulmakta, Han kendi, Şuşa, Kelbecer, Laçın, gözümüzün önünden film şeridi gibi geçmektedir…
Karabağ, Azerbaycan’da dikilen o gökdelenlerin yıkılması pahasına bile olsa geri alınmalıdır…                                                                                                                                                      

SURİYE YALANI NİYAHET TESCİLLENDİ
Aylardır hep tartışır dururuz. Bende bir çok yazımda batının sinsi oyununa alet olmayalım diyor, sesimi siz değerli okurlarıma duyurmaya çalışıyordum…
Nihayet Suriye’de katliam yapılıyor haberlerinin yalanı ortaya çıktı ve geçtiğimiz günlerde servis edilen bu yalan haberlerin düzmece oluşları deşifre edilerek bazı TV kanalları hariç, adaletli TV kanalları tarafından yayınlanarak kamuoyu bilgilendirdi…
Beşar Esad’ı destekleme adına bu satırları kaleme almıyorum. Hakkı ortaya koymak adına söylüyorum… İsrail ve ABD’nin düzmece haberlerine kanıp, satılık Arap TV’lerinden elde edilen kaynakları doğru kabul edip vaveyla koparmak hiç ahlaki değildir… İsrail askerleri Mukaddes Mescid’i Aksay’ı basıp orada ibadet eden Müslümanları tartakladığında, pis ayaklarını mukaddes mekanlara bastıklarında gıkını çıkaramayan veya çıkarmak istemeyenler, Suriye konusunda İsrail ve ABD’nin kuyusuna su taşıma telaşıyla, koşuşturma içinde olmalarını manidar karşıladığımı vurgulamak istiyorum…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.