Cabbar ŞIKTAŞ Yerli Yabancı Müdür Polemiği
Tarih : 2012-03-19
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Son günlerde yoğunlukla tartışılan konuların başında yerli - yabancı müdür polemiği gelmekte. Şöyle ki; herkes kalifiye olsun demeden önce, benim olsun demekte...
Iğdır halkının hassasiyetle üzerinde durduğu konuların başında kurum müdürlükleri gelmekte ve kurumlara atanan müdürlerin "yerli mi, yabancı mı, Kürt'mü, Türk'mü" tartışması sokaktaki halkın dilinden adeta eksik olmamaktadır...
Malumunuz üzere siyasi iktidarlar işbaşına geldiklerinde kendi kadrolarını kurar ve çalışmaya başlarlar... Tercihler tamamıyla siyasi iradenin inisiyatifine kalmıştır... Kimi Bakanlık ve Mahalinde ki siyasi irade; liyakatli, yetenekli, başarılı kişileri iş başına getirirken, kimileri de tamamen siyasal kimlikli kişileri işbaşına getirirler...
Gönül ister ki, şube müdürlüklerinde olduğu gibi Görevde Yükselme sınavı ile Müdürler atansın. Ancak böyle bir uygulama ne yazık ki olmadığından büyük çoğunlukla Şube Müdürleri Görevde Yükselme sınavı ile atanırken, İl Müdürlükleri ise siyasi iradenin inisiyatifi ile görevlendirilmektedirler...
Benim ve öyle sanıyorum ki halkın önceliği ise yerli veya yabancı her kim olursa olsun liyakatli kişilerin işbaşına getirilmesidir...
Geçenlerde bir sohbette şöyle bir soru sormuş bulundum... "Falanca kurum sizin babamızın iş yeri olsa, filancayı oraya müdür veya idareci olarak atar mıydınız?
Soruyu yönelttiğim kişi "hayır atamazdım" dedi...
Öncelikle kurum müdürlerimizi tenzih ederim... Ancak şunu bilmek gerekiyor ki, konusuna uzman olmayan, üretemeyen, sorun çözmek yerine sorun yaratan müdür benim olacağına olmasın daha iyidir...
Yine yanlış anlaşılmasın, Iğdır'lı Müdür olmasın demiyorum. Elbette ki Iğdır'ın yetiştirdiği aklıselim, başarılı, dik duruşlu nice cevherler vardır ve neden onlarda müdürlük yapmasınlar ki.! Sözüm ona ille benim olsun, varsın birazda yeteneksiz olsun sözünü kesinlikle kabul etmediğimi vurgulamak istiyorum...
Iğdır'da ağır sanayinin olmayışı, tarım ve hayvancılığın biraz kıpırdadığı ancak zorluklarla başa çıkmaya çalıştığı bilinen gerçeklerimizdir... Halkın gözü yine devlet kapısında... Okulunu bitiren bir an önce memur olup hayatının geri kalanını bu şekilde idame ettirmeğe çalışmaktadır... Memurluğa ilginin yüksek oluşu dolayısıyla
gözlerin kamu kurumlarına çevrilmesine neden olmaktadır...
Ak Parti  iktidarı boyunca kendini dışlanmış hisseden Azeri Türkleri, yapılan atamalarda göz ardı edildiklerini düşündüklerinden sürekli bunun muzdaripliğini dile getirmekte, serzenişte bulunmaktadırlar...
Şüphesiz ki yine siyasi iradenin dediği olmaktadır. Bu bağlamda şehrimizde ki bu olumsuz ifadelerin, serzenişlerin duyulmasına, kulak asılması gerektiğine inanmaktayım...
Toplumun her kesiminin, siyasetçilerin ve sivil toplum kuruluşlarının istişare halinde olması; olması gerekendir... İstişaresiz bir toplum kesinlikle refaha kavuşamaz... Gördüğüm kadarıyla Iğdır'ın en zayıf olduğu konu istişaresizliktir... İnsanlar özel diyalogların dışında bir araya gelmemekte, sorunları masaya yatırma cihetine gitmemektedirler...
Bu durum da doğal olarak çözümsüzlük ve guruplaşma doğurmaktadır...

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.