Cabbar ŞIKTAŞ Yersiz geldi, yerli kaç
Tarih : 2012-04-02
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Bu bir Azeri atasözüdür...
Yersiz geldi, yerli kaç…
Söyleniş sebebi de Ermenilerin Karabağ, Erivan vs. çevresine Ruslar tarafından bilinçli yapılan yerleştirme neticesinde söylenmiştir…
Yersizler, yer edinmek için güçlü olmaya çalışırlar…  Konmuşlarına rahatsızlık verir, yerlerini genişletmek için etraflarına zarar vererek göçe zorlarlar…   “Yersiz geldi, yerli kaç” atasözünün içeriğinde “Madem geldin adam gibi yaşa, etrafına rahatsızlık verme” serzenişi yatmaktadır…  İsrail zamanla gittiği ve satın aldığı topraklar üzerinde hak iddia etmeye başlamış, bu da yetmemiş etrafına saldırarak eşkıya hükümdarlığı sürdürmeye çalışmıştır...
Ortadoğu uzmanı değilim. Ancak bu bölgede yaşadığım için hayrımı ve şerrimi bildiğimi düşünüyorum… Sanırım benim düşündüklerimi bu bölgelerde yaşayan herkes de düşünüyordur… Kimi bu düşüncesini eşiyle, dostuyla paylaşırken, bende yazıya dökerek ulaşabildiğim kadar okuyucumla paylaşıyorum…
Yüzyıllardır durulmayan Ortadoğu, yine kaynıyor… Çıbanbaşı İsrail gözükse de bana göre değildir… Asıl çıbanbaşı İsrail’in oraya yerleşmesine lojistik destek sağlayandır… Yani bölge ülkeleridir… Suudi Arabistan Arap ülkeleri içersinde en zengin olan ülkelerden birisidir… Krallıkla yönetilir… ABD’nin sıkı müttefiki ve işbirlikçisidir… İsrail ve Batıyla son derece iyi ilişkiler içersindedirler… Bölge ülkeleri içersinde Suriye, Irak, İran, Lübnan ve Filistin, İsrail ile hiçbir zaman diyalog içersinde olmamışlardır… İsrail’in yersiz gelişini, bölgede yarattığı rahatsızlığı kabullenememiş ve çatışmışlardır…
Hamas ve Hizbullah’ın bu güne kadar direnmesinin sebebi de yine bu ülkelerin desteği ile mümkün olmuştur… Hatta üst olarak ta Suriye kullanılmıştır…
Peki, şimdi sorarım sizlere… Bölgede var olan, Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Libya vs. ülkelerin hangi birisi yıllardır ezilen, katledilen, yurdundan edilmeye çalışılan, abluka altında tutulan, en temel hak olan insani yardımlardan bile mahrum bırakılan Filistin-Gazze halkına ne arka çıkmışlar, ne de yardım etmişlerdir? Bırakın arka çıkmayı, yeri geldiğinde öldürmelerine razı bile olmuşlardır… Lübnan’a saldıran İsrail’in karşısında, Hizbullah durdu… Arkasında da sadece İran ve Suriye vardı… Hakeza Gazze’de insanlık dramı yaşanırken yine sessiz kalındı… Bosna’da Sırplar Müslümanları katlederken yine sessiz kalındı. Afganistan’da yine aynı, Irak’ta bir milyon insan katledildi yine sus pus kesildiler… Peki, bu mu Müslümanlık?
Suriye’de insanlık suçu işlendiği söyleniyor… Silahlı muhaliflerle çatışılıyor…  Yani bir ülkede elinde silah olan muhalifler var ve bunlarla çatışılıyor… Peki, Yemende, Bahreyn’de ki muhaliflerin elinde silah yok ve o kişiler katledilirken neden insan hakları savunuculuğu akıllara gelmiyor?
Benim için, İran, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin’den daha önemli yaşadığım ülkem Türkiye’dir… Ülkemin milli menfaatleri elbette ki benim önceliğimdir… Ancak yaşanan süreci iyi değerlendirmeyip, okyanus ötesindekilerin menfaatlerine hizmet etmek kabullenilir bir durum değildir…
Umarım ve dilerim ki, bir an önce girdiğimiz “şeytan” üçgeninden çıkarız…
YARIN İŞSİZ KALSAM BANA KİM İŞ VERİR?
Azerbaycanlı Hacı Zeynelabidin Tagıyev çok dindar biri olmasına rağmen hep aklına takılan şu soruyu sorar ve şöyle dermiş: “Allah’ım kalbim sevginle doludur. Varlığına inanır baş eğerim. Ancak aklımın almadığı bir şey var. ‘Buyuruyorsun ki bir insanın bir gecede her şeyini alırım. Benim petrol kuyularım, bağlarım, bahçelerim, sürülerim, gemilerim, saymakla bitiremeyeceğim param ve mal varlığım var. Nasıl olacakta hepsini bir gecede elimden alacaksın, gemilerim batsa petrol kuyularım var, kuyularım kurusa bağlarım-bahçelerim var’ diye söylenirmiş… Derken Rusya Azerbaycan’ı işgal eder ve bir sabah uyandıklarında tüm mal varlıkları Rus devletinin himayesine geçer.” Hacı Zeynelabidin secdeye kapanır ve der ki: “Allah’ım kafama takılan tek soru buydu bunu da öğrenmiş oldum.”
Azerbaycan’lı Hacı Zeynelabidin daha sonra kendi petrol kuyularının birinde işe alınır ve ömrünün geri kalan bölümünü orada geçirir…
Gururdan kibirden Allah’a sığınırım. Yarınlarda kimin hangi halde olacağını yalnızca Allah bilir… Birilerin makam mevki, para pul hırsına kapıldığını gördüğünde, hemen aklıma Hacı Zeynelabidin gelir…
Hacı Zeynelabidin, gururlu, kibirli ve isyankar birisi değilmiş… Son derece takvalı, vakti zamanında birkaç defa hac ziyaretini gerçekleştirmiş imanlı birisiymiş… Ancak kafasına takılan bu olayı bir türlü anlayamıyormuş ve tüm malvarlığına el konulduğunda secdeye kapanıp bunu da öğrendim demiş…
Kimse yarın hangi halde olacağını bilemez. Mal mülkün yalan olduğu bir dünya da, kazanıp zengin olalım ama kazandığımız paraya esir olmayalım…

  1. nevzatalp 2012-04-02 15:03:00

    Sayın cabbar abi söylediklerınızın hepsı cok doğru biz insan para`ya ve servete tapıyoruz yarının neler olacağını bılmeyız bir dönüp geriye baktığımız zaman eskı zengınlerden kım var o zaman belki daha iyi düşünürüz.<br /><br />saygılarımla..

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.