Hep aynı hatayı işliyoruz. Olaylara yüzeysel bakıp, dış görünümüyle değerlendiriyoruz... Oysa asıl bakılması gereken temel'e yoğunlaşmıyoruz...
Hal bu ki bir yapıyı ayakta tutan onun temelidir... Temel sağlam olursa bina hem uzun ömürlü olur, hem de mukavemetli olur...
Suriye'de Esat yönetiminin halkına karşı baskıcı tutumu şüphesiz ki bilinen bir gerçektir...  Örneğin Kürtler Suriye'de vatandaş olarak tanınmıyor, nüfus kaydına alınmıyorlardı... Arap baharıyla başlayan devrim rüzgârı ilk başladığında sokakta ki çocuk bile bu rüzgârın kasırgaya dönüşeceğini, daha sonra da Suriye, İran ve Türkiye'ye sıçrayacağını söylüyordu...
Nitekim öylede oldu...
Suriye'de muhalifler olarak adlandırılan kişiler batı tarafından silahlandırıldı, Türkiye'de bu işin öncüsü oldu...
Yarın Suriye'de yaşanacak herhangi bir olumsuzluğun faturasını şüphesiz ki Türkiye ödeyecektir... Kazanç da zaten bizlere uzaktır...
Dolayısıyla Suriye ile 900 Km. bir sınırımız var. Düne kadar Suriye devletiyle karşılıklı sınır güvenliği kısmen de olsa yapılabiliyordu...
Şimdi Kuzey Suriye sınırını kim nasıl koruyacak, merak ediyorum doğrusu...
Her zaman söylediğim bir sözü yineliyorum...
Biz kendi içimizde ki sorunu bitirdik mi ki, başka ülkelerin sorunlarına müdahil olalım...
Adını siz ne koyarsanız koyun... 30 yıldır bu ülkenin insanı olan PKK'lılarla mücadele ediliyor...
Siz ister kandırılmış değin, ister vatan haini değin, ne derseniz değin bu gerçeği değiştirmez... Sonuçta Şehit olan Asker, Polis'de bu ülkenin insanıdır, ölen PKK'lılar da bu ülkenin insanlarıdır... Bizler kendi içimizde olayı nasıl yorumlarsak yorumlayalım, dışarıdan bakanlar bizi kendi halkıyla savaşan bir ülke olarak algılamakta, öylede yorumlamaktadırlar...
Biz dün nasıl ki Esad'a, halkına zulüm etme demiş ve koltuğunu bırakması için baskı yapmışsak, yarında birileri karşımıza dikilecek ve kendi halkına zulüm edemezsin diyecektir...
Dış politika çocuk oyunu değildir...
Kendi ülkende kendi halkına anlatamadığın bir konuyu, dünya kamuoyuna anlatmak elbette ki çok zordur...
Hele ki ben Türkiye'yi sevmeyen bir ülke isem, niye Türkiye'nin dediğine inanayım ki... Aksine tam tersini yapar Türkiye'yi köşeye
sıkıştırmak için elimden geleni ardıma koymam...
Bütün yazılarımda şunu açık bir dille ifade etmişimdir... ABD, AB ve özellikle İsrail ile işbirliği yapıp, menfaatim bu ittifakla mümkündür
demem... Onlarla diyalogum olur ama dostluğum olmaz...
Şimdi Suriye'nin yıkılmasını isteyenlerin başında İsrail ve ABD gelmektedir... Dolayısıyla bizlerde aynı duyguları onlarla paylaşmış
durumdayız... Ben bu düşüncenin tarafı değilim...
Bölgemizde huzurun egemen olması için her bir vatandaşımızın aynı duyarlılıkla hareket etmesi gerekmektedir... Halk olarak bizler duyarlı
olursak, yaşadığımız ülkenin temeli sağlam olur... Yok, eğer içimizde hinlik, iki yüzlülük, kaypaklık olursa sadece gölgeden yararlanır, sonra da yıkılan binanın altında kalırız...
Dış politika da zafiyetlerimizin olduğunu ilerleyen günlerde görecek, hep beraber yaşanan gelişmelere şahitlik edeceğiz...

  1. nevzatalp 2012-07-28 12:50:24

    Merhaba Cabbar Abi<br />söylediklerinize katılıyorum bir bına kurarsın sağlamlığına bakarsın bir iş yaparsın işin garantı boyutuna bakarsın bir ırak örnek olsun insanlara bunlar hep diş ülkelerın senorları flim ,de oynacak kabadıyı arıyorlar şuankı flim yönetmenı ABD VE ISRAİL.DİR UYANIK OLALIM.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.