Cabbar ŞIKTAŞ Siyasetten Uzağım(!)
Tarih : 2012-08-27
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Siyasi parti mensupları ile sosyal ve insani diyaloglarım  mesleki sınırlar çerçevesinde mutlaka devam eder. Ülke ve Iğdır siyasi gündemiyle ilgili söz açıldığında, kimsenin siyasi fikrine ve konumuna bakmaksızın  gördüğüm ve bildiğim konuları ifade eder, yorumlarım... 
Açık söylemek gerekirse bulunduğum topluluklarda sohbetlerine dahil olduklarım ve istişare ettiğim kişilerin dinlemede ve yorumlamada gösterdikleri olgunluk, Iğdır halkının ülke siyasetinin çok üstünde bir öngörüye sahip olduğunu söyleyebilirim.
Iğdır'da köylüsünden, kentlisine; sorgulayabilen, yargılayabilen, hakkı yeri geldiğinde iade edebilen bir toplum giderek hakimiyetini hissettirmektedir... 
Uzun zamandır Iğdır'da siyaset yapmamaya özen göstersem de sohbetlere  katılıyordum. Konu açıldığında dahil oluyor, fikrimi söylüyordum. Bir süre ara verdiğim siyasi gelişmeler analiz yazıma,  edindiğim izlenimler ile yorum getirmek istedim... 
Hükümetin, yerel seçimleri öne alacağız açıklamasının ardından hareketlenen siyasi arena, doğal olarak tartışma ve yorumları da beraberinde getirmiştir...
Aday adayı olan Azeri Türklerinin çoğunluğu: "MHP'den aday olsak kazanırız." düşüncesindedirler... Bu hesabı tüm partiler aşağı yukarı yapmaktadır. Mesela BDP'de aynı hesabı yaparak, 'Ak Parti bir Azeri aday gösterirse rahat kazanırız' demektedir. 
Seçmenin aklında şöyle bir kanaat hasıl oluşmuştur: "Ak Parti geçmişte Ali Ağrı ve Nurettin Aras'ı Belediye başkan adayı gösterip oy vermemiştir." Yani Ak Partide siyaset yapan Kürt kesim, Milletvekilliğinde partisinin gösterdiği Kürt adayı desteklediği gibi, Belediye başkanlığında gösterilen Azeri adayı aynı heyecanla desteklememiştir...
Bu algı Azeri seçmenin bilinç altına yerleşmiş durumda. Ak Parti yarın bir Azeri aday gösterecek olursa, bu algıyı yıkmak için ciddi bir mesai harcaması gerekecektir...
Ak Parti kurulduğu günden bugüne belediye başkanlığına iki seçimdir hep Azeri aday göstermiştir. Üçüncü seçimde nasıl olacak bilinmez ama şimdiden şöyle bir ses yükselmeye başladı... "Ak Parti aday profilini değiştirsin. Belediye Başkanlığına bir Kürt aday göstersin, Milletvekilliğine de bir Azeri aday göstersin..." denilmektedir.
Değişmez bu kuralı, değiştirmek zor değil ama seçmen tabanı buna nasıl tepki verir, terör hadiselerinin bu kadar yoğunlaştığı bir dönemde böyle bir kararı almaya cesaret edilebilir mi ? O da başka bir  soru... Yani şehirde kimsenin can güvenliği yokken, Nüfuslu da olsa bir Kürt  adayın Ak Partiden aday olması biraz imkansız gibi gözüküyor...
Anlaşılan o dur ki, seçmenin kafasının karıştığı gibi, partilerinde kafası bir hayli karışık. 'Çünkü parti rozetini yakasında taşıyanların, oylarının hangi partiye çıkacağını kimse bilemiyor...' 
Nitekim son yerel seçimler de bunun net göstergesi olmuştur...
MHP ve BDP bir şekilde tabanlarını muhafaza edeceklerdir. Bunun aksini iddia edenler kendilerini seçim gününe kadar kandırır, miting olduğunda da her şey gün yüzüne çıkmış olur.  Seçim olur biter ve yine başa dönülür ve 'Azeriler Ak  Partiye oy vermedi' gerekçesi ile dışlanmaya başlanır...
Ak Parti her zaman olduğu gibi  olaylara yüksekten bakmamalı, iktidarın gücünü kullanırken, gönül almasını da bilmeli... Teferruata girmeye gerek yok, hem dünya siyaseti ve hem de iç politikamızda yaşanan gelişmeler, mutlaka sorgulanacak, sandığa da yansıyacaktır... Görülen o dur ki seçmen, memleketine yapılan yatırımdan mutlu olamıyor. Seçmeni mutlu etmenin yolları aranmalıdır. Dayatmayla olsaydı, dünyada birçok şey şimdiye çoktan değişmişti!
MHP Milletvekili seçiminde olduğu gibi salt çoğunlukla oyunu koruyacağını düşünebilir. Ancak sayısal çoğunluğun iyi analiz edilmesi gerekmektedir... Dahası adayların ve seçmenin bu noktada daha duyarlı ve etkili siyaset yapabilmesi beklenilmektedir... Kimsenin oyu çantada keklik değildir.! 
Bugünden yarına bunu söylemek biraz zor. Ancak gelişmeler sıkıntılı bir sürecin başlangıcı gibi gözüküyor. Hem terör olaylarının giderek artması, hem de insanların bilinçli bir şekilde ırk, mezhep vs. sebeplerle kutuplaştırılmasıdır...
Halkımızın bu süreçte daha duyarlı olması gerekmekte, gelişmeler karşısında sağduyulu hareket etmesi arzulanmaktadır.

  1. Sahkulu 2012-08-27 15:50:09

    Cabbar bey; yazılarınızı fırsat buldukca ilgi ile okuyorum. Ancak Iğdır halkının siyasi öngörüsü konusunda sizinle hemfikir değilim. Bu öngörüden ziyade var olan ikili etnitisenin dayanılmaz "dayatmasıdır". Son Milletvekili seçimleride bunun göstergesidir. Yıllardırda kimse temsil edeceklerin niteliğine bakmaz.Etnik yapısına bakar. Eğer bahsettiğiniz öngörü olsaydı bugün var olan etno-siyaset bukadar gelişmezdi.Oy verdiği partinin Iğdır'a veya ülkeye ne getireceğini tartışan var mı? Niteliksiz adayın milliyetinin ne önemi var ? diyene de rastlamadık.Şimdi merak ediyorum ya etnik yapı 2 li değilde çoklu olsaydı? ne olurdu? sizin öngörünüze ve yorumlarınıza diğeceğim yok.Ancak "Demirel dediki siyaseti bilmeyenler Iğdır'a gitsin" gibi pohpohların arkasına da sığınmayalım. Sonuçta Kent ortadadır. Bu kadar Siyaset bilenin olduğu şehir buysa demek burda bir yanlış var? Sağlıklar diliyorum. Kaleminize sağlık

  2. hasan 2012-08-29 07:04:05

    yazıyı bir solukta okudum.doğru tespitler.teşekkürler

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.