Eleştiri insanın hatalarını düzeltmesine vesile teşkil eder... Eleştiriye kapalı bir insan her daim hata yapabilir... Çünkü eleştirilmediği için hatalarını görmesi imkânsız olur…
MHP geleneğinde bu böyledir desek yanlış olur, tüm partilerde lider eleştirilmez mantığı hâkimdir…
Şöyle de denebilir, lideri eleştiren bir daha kendine yer bulamaz. Partinin kötü adamı ilan edilir, hatta tartaklanır, dışlanır, bir kenara itilir…
Salim olmak istiyorsan, “Padişahım sen çok yaşa” diyecek, “kol kırılır yen içinde kalır” mantığı ile öz eleştiriden uzak duracak ve gül gibi yaşayıp gideceksin…  
Sevgili liderler, başkanlar, aile reisleri, sizi kırıp dökmeden, hakaret etmeden eleştirenlere sakın tepki vermeyin...  Eleştiri sizin özünüzü görmenize olanak sağlayacaktır. Hatalarınızı görmenizi ve düzeltmenizi kolaylaştıracaktır.
Elbette ağzı olan, ne dediğini bilmeyen, sırf konuşmak için konuşanların eleştirisinden bahsetmiyorum. Benim söylediğim toplumsal düşünebilen, hayrı ve şerri ayırt edebilen, geleceği azda olsa görebilenlerin sözlerine kulak verilmesidir…
Sakın ha aklınızdan çıkarmayın, hiç kimse vazgeçilmez değildir. Gördüğünüz gibi mezarlıklar vazgeçilmezlerle doludur. Her biri bir lider, başkan, aile reisi, kanaat önderiydi… Ama şu an hepsi bizlerden ayrı, kara toprağın serin koynunda mahşeri beklemektedirler.
Sizlerde, bizlerde aynı akıbeti tadacak, ebedi dünyanın yolcusu olacağız…
SAYIN BAHÇELİ, ŞİMDİ SORUYORUM SİZLERE…
-15 yılda iktidar olamadınız.
-Sokakta ki işsiz Ülkücülere bizim çocuklar değil dediniz.
-Eski ülkücü arkadaşlarınızı ilk günden dışladınız.
-El öptürmekten başka bir iltifatta bulunmadınız.
-Amacınız MHP'yi tamamen bitirmek ise kalabilirsiniz.
-Tabanın sesine kulak vermiyorsunuz.
-Seçmeniniz sanki size oy vermek zorundaymış gibi davranıyorsunuz.
-İstenilmediğinizi bildiğiniz halde genel başkanlığa devam ediyorsunuz.
-Ak Partinin yan kuruluşu gibi her dediğine evet diyorsunuz.
-Başbakan sizi azarladıkça, siz daha çok destek veriyorsunuz.
Bu sıraladıklarıma onlarcası, yüzlercesi daha ilave edilebilir…
Suriye tezkeresine evet dediniz, gelen tepkilere karşılık olarak da şu açıklamayı yaptınız: “Biz Suriye tezkeresini savaş için vermedik” diyerek olaya milli baktığınızı savundunuz…  Cumhurbaşkanı seçiminde de olaya milli baktığınızı ifade ettiniz. Başbakan hastalandığında nezaketen geçmiş olsun deme yerine; “Başbakana Allah uzun ömür versin Başbakana bir şey olursa ülke kaos’a girer” dediniz…
Ak Parti kongresine temsilci göndermeyip; “Biz vatanı satanlarla aynı çatı altında durmayız” deyip, bir hafta geçmeden Suriye politikasına destek sundunuz…
Ak Partinin erken seçim teklifi mecliste onaylanırken,  Ak Parti hükümeti fire verirken, siz “bizde fire yok” açıklaması yaptınız… Türkiye’nin tamamında MHP, Ak Partinin arka bahçesimi oldu söylemi yükselirken, hiçbir şey yokmuş gibi davranmanız, tabanınızın sesini umursamamanız… Tüm bu olumsuz gelişmelere, tepkilere kayıtsız kalmanız tarif edilir gibi değildir…
Gazeteci tarafsız olur… Bende nefsimi yendiğim sürece tarafsız yorumlamaya çalışırım… Ancak unutulmaması gereken bir gerçek şudur ki, ben oyumu MHP’ye verdiğim için sizi eleştirme hakkını kendimde görüyorum…
Dikkat ederseniz kırıp dökmüyorum, yaşanan gerçekleri, konuşulmayan gerçekleri tartışmaya açıyorum…
Ak Parti’ye hiç oy vermemiş biri olarak ve yeri geldiğinde eleştirimi eksik etmediğim Ak Partinin tutumunu, politikasını daha istikrarlı buluyorum… Hiç değilse yanlışta yapsa, arkasında duruyor…
Sayın Bahçeli, Iğdır özelinden bakacak olursak, Iğdır halkı sizi her zaman el üstünde tutmuş, ancak siz nezaket gösterip bir teşekkür bile etmemişsinizdir… Vefa göstermemişsinizdir…
Bizler iktidarı tercih etmeyip, MHP ipine sarıldıkça, MHP genel merkezi umursamaz bir tavırla yaklaşmayı tercih etmiştir…
MHP artık değişim istiyor. Eğer bu değişimin önünü keserseniz, inanın ilk seçimde barajın altında kalacaksınız…

Tweet