Cabbar ŞIKTAŞ Iğdır halkı nereye gidiyor?
Tarih : 2012-12-31
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



    Eğer bir toplumda her birey liderliğe oynarsa, o toplumdu birlik, bütünlük, saygı, sevgi, dayanışma olmaz...
    Bir Iğdır'lı olarak, Iğdır halkının yapısını dilimin döndüğü kadarıyla tahlil etmek istiyorum.
    Iğdır, Türkiye ve Dünya'nın  çeşitli yerlerinde yaşamlarını sürdüren Iğdır halkının tamamına yakını kendini lider hisseder. Bulundukları çevrede kendisine itaat edilmesini, sözünün dinlenilmesini, dur deyince durulmasını, sus değence susulmasını ister... 
    İkinci adamlık fıtratında olmayan, lügatlarında yer almayan Iğdırlılar, emir vermek, söylediklerinin yerine getirilmesini istemek, herkesin önlerinde el pençe divan durmasını arzulamak, onların en büyük hayalleridir... 
    Ancak; okumuş, aydın toplumlardan feodal bir yaklaşım beklemek, sadece bir beklenti olur. Her bireyin kendine özgü bir düşünce yapısı, sorgulama yeteneği, kendi doğrularını söyleme cesareti vardır... 
    Bu durumu göz ardı ettiğimiz takdirde, illa da benim sözüme itaat edeceksiniz dayatması sürdürüldüğünde, karşımıza çıkacak olan çelişkili manzara şöyle olur: 
    1-Konuşturulmayan toplum, içten içe kinlenir ve oluşumun tersine hareket etmeye başlar... 
    2-Konuşan toplum, aday olmak, lider olmak ister... 
    3-Konuşmayan toplumun itaat edilmesin istenir. 
    4-Konuşan toplum, her şeyi ben bilirim havasına kapılır... 
    5-Parti, dini ve sivil yapılanma içerisinde, hiyerarşi birbirini anlamayan ve dinlemeyen kişiler sayesinde hükmünü yitirir... 
    Siyasi arenadan, net tablo...
-Siyasi cenahta her kafadan bir ses çıkıyor. 
-Kimse kimseyi beğenmiyor.
-Nasrettin hoca misali, tepsinin şerbetli tarafını herkes kendi önüne çekmeye çalışıyor.
-Partiler, seçmenlerini, seçmenlerde partilerini dinlemiyor. 
-Bir gurup kayıtsız şartsız parti ve lidere itaat sloganı atarken, diğer bir gurup sorgulama hakkını kullanıyor. 
-Aday adayları, kimsenin konuşma hakkı yok, ben varsam tüm akan sular durmalı, mutlak itaat olmalı, demeye getiriyor. 
-Anlayacağınız birlik bütünlük oluşturamayanlar, pirim yapmak için hırçın davranmayı tercih ediyor...
    Siyasette birlik bütünlük sağlanamadığı  gibi, Din konusunda da birlik bütünlük sağlanmış değil... Her birey dini ipotek altına almış gibi davranır. Bilgisinin, birikiminin, yaptığı ibadetin karşılığını bekler, Allah rızası  için yaptığı eylemin övgülerle karşılık bulmasını  ister... 
    Din hassas bir konu, siyasi partiler gibi din değiştirmek çok istisna bir durumdur. Ancak din değiştirmeyip, din içinde din yaratan, Allah, Peygamber ve Kur'an ekseninden kayıp, din'i kendilerine göre yorumlayanlar, din içinde din yaratırlar... 
Topluma baktığımızda bu bağlamda bir ayrışmanın olduğunu görmemiz mümkündür. 
Hem siyasi bölünmüşlük yaşanıyor, hem dini bölünmüşlük yaşanıyor... 
    Milli ve manevi değerleri yıpranan toplumlar, birlik ve bütünlük içinde olamazlar. 
Genel olarak bu olumsuzlukları  göz önünde bulundurduğumuzda, karmaşık bir yapının varlığını  görecek, toparlanma ve birliğin nasıl şekilleneceği noktasında bir hayli zorlanılacağı görülecektir... 
    Bir toplumda sıkıntı varsa ve bu sıkıntı sesli olarak düşünülmüyor ise, çözümü  mümkün değildir. Günlük sohbetlerimizde masaya yatırıp eleştirdiğimiz konuları, sadece eleştirmekle yetiniyorsak, çözümü noktasında herhangi bir adım atmıyorsak, konunun ciddiyeti ve ehemmiyetinin vahimliğindendir. 
    Toplumda özgüven ve sorunları  göğüsleme kabiliyeti kaybolursa, toplumsal hareket etme yeteneği de hükmünü yitirir.
    Bu noktada gerçek lider devreye girer. 
Lider, 
Ya yol verir, 
Ya yol gösterir,
Ya da yoldan çekilir... 
    Biz bu tanımların hiçbirini yapacak yetenekte ve cesarette değiliz... 
    Nedeni çok basit, haklılar, haksızlar kadar cesaretli davranmıyor.
    Konuşurken etrafını kontrol eden bir toplum, ne lider doğurabilir, ne lider çıkarabilir.

  1. Guest 2013-01-02 09:23:54

    CABBARCIĞIM,<br />ÇOK GÜZEL OLAN YAZILARINI DİKKATLE OKUYORUM.YAZDIĞIN TESPİTLERİN ÇOĞUNLUĞUNA KATILIYORUM.BUGÜNKÜ YAZINLA İLGİLİ OLARAK BENİM DIŞARIDAN GÖRDÜĞÜM, IĞDIRIN LİDERE DEĞİL DE SİYASİ VE SOSYAL KONSENSÜSE İHTİYACI VAR,YANİ AMACA YÖNELİK ORTAK DÜŞÜNCEYE. IĞDIRLI ORTAK ÇIKARLAR ETRAFINDA KENETLENEREK, GELECEĞİNİ DE KURTARMASI GEREKİR.<br />SELAMLAR.<br />HÜRMÜZ YALLI<br />ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI<br />BAŞMÜFETTİŞİ

  2. Guest 2013-01-02 11:45:42

    kardesim haklisin almanyadaki igdirlida ayni kendileri tarihden bilmez dinimizi bilmez ama hepisi herseyi bilir ve kimseyi dinlemez cünkü cahil kendisi bu insanimizi cahil burakanlar utansin

  3. Guest 2013-01-02 11:55:11

    saygilar hayirli yilar. insanimiz unutuyor herzaman heryerde ezilen biziz kirimda.kerkükte.azerbeycanda.iranda.yunanistanda.bulgaristanda. suriyede.yani dünyanin heryerinde.nerde savas ciksa önce türkü yok etmeye baslarlar.daha dü kerkükte gördük igdirda su an bir karisiklik olsa hazirmi igdir türkü sorarim o igdira

  4. Guest 2013-01-02 12:32:10

    Sayın Şıktaş,tesbitlerinizde haklılık payı çok, ama içe kapanmasını dahi yapamayan kendi kültürel değerlerini mizah ötesine taşayamayan hiç birşeyi beğenmeyen ve kıymet ifadesini iki dudak arasına hapseden insanlar,en değer verdikleri sosyal değer kahvehane ve dedikodu olunca, kendilerini sorgulama yeteneğini kazanamazlar.Kültür değerlerini yaşatamayanlar yok olurlar.Selam,saygı ve başarı dileklerimle Sinan Baykal.

  5. Guest 2013-01-03 06:42:16

    TEBRİKLER CABBAR BEY BÜTÜN IĞDIR HALKININ MUTLAKA OKUMASI GEREKİR HATTA KESİP SAKLASINLAR BENCE

  6. Guest 2013-01-03 14:32:25

    Iğdır dışından ığdırı gören birisi olarak yazınızı dikkatle okudum.Tesbitlerinize aynen katılıyorum.Ama çare nedir? nasıl bu çok başlılığı bir araya getirebiliriz.Yeteri kadar ders çıkarılmadımı hala. Gelecek nesillere kayıp edilmiş bir ığdırı nasıl anlatırız.Kişisel egolarımızı yenemedik o yüzden bu güzel ığdırımızı kayıp ettik mi diyeceğiz.TÜRKİSTANLI bir şairin sözleriyle saygılarımı sunuyorum.BİZ GEÇMİŞİMİZE GÜLLE ATARSAK,GELECEĞİMİZ BİZİ TOPA TUTAR..

  7. Guest 2013-01-05 09:34:00

    Toplum menfaatini gözeterek hizmetkâr olanın hor hakir, şahsi menfaatlere hizmetkâr olanın bol takdir görmesi; haklıların, haksızlar kadar cesaretli olmamasına sebep olur.msy

  8. Guest 2013-01-05 17:15:14

    Toplumun menfaatine hizmetkâr olacağı ümidini vererek sahneye çıkanlar, sahneye çıktıktan sonra şahsi menfaatine hizmetkâr olunca; hem toplumun ümit besleme hayalini kırarlar hem de şahsi menfaatlerine çivi çakarlar. Dolayısıyla toplum ya gayesiz, ümitsiz ve tepkisiz olur, ya da aldatılmanın verdiği zihni karışıklık içerisinde, bu boşluğu doldurulması için ehli olan veya olmayan herkesin sahneye çıkma gayretine duyarsız kalır.<br /><br /><br /><br />Toplum menfaatini gözeterek hizmetkâr olanın hor hakir, şahsi menfaatlere hizmetkâr olanın bol takdir görmesi; haklıların, haksızlar kadar cesaretli olmamasına sebep olur.msy

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.