Farkındalık sorunun çözüldüğü anlamına gelmez. Bir sorunun farkına vardığımızda o sorunu çözüme kavuşturmakla mükellef hissetmeliyiz kendimizi. Ancak o zaman sorun çözülmüş olur...
    Iğdır halkının en iyi becerisi sorunu tespit etmektir… En belirgin zafiyeti 'de  tespit ettiği sorunu çözüme kavuşturmak için çaba harcamamaktır.
    Birkaç defa kaleme aldığım ve üzerinde durulması gereken önemli bir konu olarak kamuoyunun dikkatine sunduğum "Iğdır gençliği her geçen gün ayrıştırılıyor" içerikli yazıma, aileler, okul idareleri, din adamları, ilgili makamlar yeteri kadar ilgi göstermediler diye düşünüyorum. Bu sebeple de konuyu tekrar gündeme taşımakta yarar görüyorum...
    Başta Aileler, Okul idarecileri, Milli Eğitim, Müftülük-Din Alimleri ve Polis'in dikkatini çekmek için çeşitli zamanlarda kaleme aldığım yazılarımda, genel olarak şöyle ifade etmiştim;
    Aileler evlerinde çocuklarına nasihat etmeli, onlarla ilgilenmeli, dostluğun kardeşliğin önemine vurgu yapmalı, şiddetin sonunun olmadığını her fırsatta evlatlarına hatırlatmalı, yegane işlerinin okuyup vatana millete faydalı birer bireyler olmalarını tekrar, tekrar hatırlatmalıdırlar...
    Okul idarecileri, öğrencilerini gözetim altında tutmalı, zaman, zaman toplantılar yapmalı, öğrencilerin kaynaşması için sosyal-kültürel etkinlikler tertip etmeli, okul içinde öğrencisiyle ilgilendiği kadar okul dışında da öğrencisiyle ilgilenmelidir...
    Milli Eğitim Müdürlüğü  uzman kişiler davet ederek her bölgede, her okulda öğrenci ve öğrenci velilerine yönelik psikolojik eğitimler vermeli, öğrencilerimize sevgi, saygı hoşgörü kültürü aşılanmalı, hoşgörünün  hakim olduğu bir Iğdır'ın tesis edilmesi için her bireyin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi üstüne basa, basa anlatılmalıdır…
    Müftülük ve Alimler Derneği, din adamlarını uyarmalı, hutbe konuşmaları, dini sohbetler ve taziye meclislerinde ki konuşmalarında, kimsenin kimseye üstünlüğünün olmadığını vurgulanmalı, üstünlüğün takvada, hoşgörüde, kul hakkına riayet etmede, insani davranışlarda olduğu vurgulanmalıdır. Aynı zaman da her Müslüman'ın yapması gereken, ancak Din alimlerinin herkesten daha çok yapması gereken, "iyiliği emretmek, kötülükten men etmek" olmalıdır...
    Polis, toplumsal sorunlarda, profesyonel davranabilen, uzman kadroları bünyesinde bulunduran önemli bir kurumdur.
    Okullarda, mahallelerde, halka açık alanlarda ortaya koyacakları faaliyetler, şüphesiz ses getirecek, amaca kolaylıkla ulaşılmasını sağlayacaktır...
    Bu sebepten ötürü  gençliğin ayrıştırılmaması noktasında Polis'in sorumluluğu bir hayli fazladır. Özellikle okullarda madde bağımlılığı  ve zararları, gençliğin geleceğinin karartılmaması, kavganın hiç kimseye fayda sağlamayacağı vs. konular ele alınmalı, toplumsal kaynaşma sağlanmalıdır...
    Umursamayıp, küçük hadiselerdir dediğiniz sorunlar gün gelir çığ gibi büyür, altından kalkamayacağımız neticeler doğurur… 
    Bu memleket hepimizin, şehrimizin çocukları bizim çocuklarımız. Hata yapan çocuğumuzu uyarmalı, nasihat etmeliyiz...
    Gençler büyüklerine saygılı olmalı, büyükler sevgisini ve şefkatini esirgememeli, şiddetin çözüm olmadığı, hiçbir sorunun şiddetle çözülemeyeceği anlatılmalı, büyüklerin çocuklara ve gençlere örnek olması arzulanmaktadır…
    Dileriz ki, Iğdır Valisi Sayın Ahmet Pek, bu yazıyı ilgili birimlere resmi yazı ile iletir, ilgililerin bu günden tezi yok bu konulara daha çok eğilmeleri gerektiği  talimatını verir…

Tweet