Son günlerde eski Genel Kurmay başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasıyla bazı çevrelerde özellikle eli kalem tutan ağzı laf yapan bazı kişiler köşe yazılarında televizyonlarda ordumuz hakkında yazılar yazıp aleyhte konuşmalar yapmaya başladılar. Her konuşmacı 12 Eylülde şu oldu bu oldu diye yaygara yapmakta kuyruk acısı ile peygamber ocağı dediğimiz ordumuza dil uzatma cesaretini göstermektedir. Bende 12 Eylül mağduruyum 2 yıl göreve atanamadım. Bundan dolayı da ordumuza kızgın değilim o günkü şartlar öğle gerektirmiştir. Günahı o zamanki yönetimin başına diyorum.
         700 bin kişilik bir kurumda çürük elmalar olacaktır bu normaldir. Her kurumda çürük elmalar vardır ve bunlar temizlenir. Türk ordusunu oluşturan Türk milletinin kahraman evlatlarını eleştirirken birazda insaflı olmak gerekir.    Bugün düşman devletlerin gönlüne korku salan Türk ordusu sınırlarımızda nöbet beklemede namusumuzu sınırımızı korumaktadır. Kahraman ordumuzun moralini bozmak ve yıpratmak kimseye fayda sağlamaz. Zayıf bir    Türk ordusu düşman sevindirir. Başta Yunanistan olmak üzere komşu devletler zayıf bir durumda saldırıya geçebilir bunun için Ordumuzu yıpratmayalım ordu düşmanlığı yapmayalım.
            Bu ordu bizim, başka ordumuz yok, ordusuz bir millet yok olmuş demektir. Ne çabuk Çanakkale’yi,  Kurtuluş savaşını unuttuk. Daha dün düzenli bir ordusu olmayan Azerbaycan’a Ermeniler saldırıp topraklarını işgal  etmedi mi?Yine Sırplar Kosova’da katliam yapmadımı?. Çevremiz Ortadoğu ateş çemberi bu  durumda güçlü ordu, güçlü millet olma gücümüzü sürdürmeliyiz. Çürük elmaları bırakalım .peygamber ocağına, kahraman    Türk ordusuna sahip çıkalım, düşmanlık yapmayalım, yapanlara da fırsat vermeyelim
              Sizleri daha önce yazdığım bir yazı ile baş başa bırakıyorum; sınırlarımız; Yazın kavurucu sıcakları ve kışın dondurucu soğuklarında Kahraman Mehmetçiğin emin ellerinde ve korumasındadır. Sınırlarımızın yılmaz bekçileri, hudut kartallarımızı hiçbir güç yıldıramıyor. Erinden en üst düzeydeki subayına kadar vatan ve millet sevgisini bayraklaştırmış olan bu kahramanlarımız uyku nedir? Bilmiyorlar. Onlar: Şairin,"Sen  ben  uyuruz  belki, ama biri var O hiç uyumaz." dediği gözü sınırda eli tetikte Mehmetçiklerdir.
            Onların gönlündeki iman ve vatan-millet sevgisi ile bayrak aşkı yavuklu olmuştur.Sınır çizgilerini alın yazısı kabul etmişlerdir. Bu kahraman hudut kartallarımız dosta güven, Düşmana korku olmanın kitabını yazmışlardır. Onları günün hangi saatinde giderseniz-gidin sınırda görevlerinin başında bulursunuz. Er ve komutan omuz omuza adeta kale olmuşlar, burç olmuşlardır. Vatan serhaddına.
İşte bu vatanın savunmasında sınırların korunmasında her zaman görevini layıkıyla yapan Mehmetçik, Türk milletinin bağrından çıkan bir ordu olarak halkıyla bütünleşmeyi, onların derdine çare olmayı da bilmektedir.
Kısacası hudut kartallarını, okulda, kışlada, sağlık evinde sınır boylarında dağlarda her yerde görmeniz mümkün…Çünkü onlar Atatürk'ün askerleri..Çünkü onlar senin benim kardeşimiz, çocuklarımız..Kınalı kuzularımızdır..Onlar her şeyimizdir. Namusumuzun, bayrağımızın, vatanımızın koruyucularıdır. Onlar olmasa biz olmayız biz olmasak onlar olmaz. Bu vatan olmaz. Onlar olduğu için vatan güvenli ellerde düşmana korku salıyor dostlara güven veriyor. Rengini şehitlerimizin kanından alan, Ay yıldızlı bayrağımız şehit kanları ile  sulanmış mukaddes vatanımızın koruyucularıdır onlar. Onlar, Türk ordusudur… Onlar Mehmetçiktir. Onlar vatan canımız sana fedadır diyen kınalı kuzulardır. Onları anlatmaya kelimeler yetmez.
İyi ki ,varsınız  Mehmetçikler ….Vatan size minnettardır.

Tweet