Kudüs Günü

Tarih : 2012-08-17 / Kategori : Genel Haber

Kudüs Günü


Bismillahirrahmanirrahim
“Ayetlerimizden bir kısmını kendisine gösterelim diye kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan çevresini kutlu kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren (Allah), her eksiklikten uzaktır. O işitendir, görendir.” İsra, 1.

Ayette geçen Mescid-i Aksa veya Beyt’ül Mukaddes Hz. Süleyman peygamberin (a.s) heykelinin de bulunduğu ve bizzat kendisi tarafından Allah’ın emriyle yaptırılan kutsal bir Mescit’tir. Ulül Azim peygamberlerin ve bizim peygamberimizin miraca yükseldikleri yerdir.
Kudüs şehri ikinci halife Ömer’in zamanında fethedilmiş, Mescid-i Aksa’nın mütevellileri olan Hıristiyanlar bu Mesid-i Yahudilere vermeme kaydıyla Müslümanlara savaşsız olarak teslim etmişler. Müslümanlar bu Mescid’in mütevellisi olduktan bu yana Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan her kese eşit davranmıştır. Ama sömürgeci anlayış olan İngilizler, hem Osmanlı’yı parçalamak hem de İslam ülkeleri için iyileşmeyecek bir kanser oluşturmak için 1945’de Filistin topraklarında gasıpçı İsrail devleti kurarak BMM’de resmiyete tanıdılar.
Küçücük İsrail devleti güçlendikçe güçlendi artık sınır tanımaz oldu. Araplarla savaştı, Mısır, Lübnan, Suriye ve Ürdün’ün de bir bölümünü işgal etti. 1992 yıllarında Kudüs’ü kendisine başkent ilan etti. Kurulduğundan bu yana batı ve ABD’nin destek ve yardımlarıyla Uluslar arası hiçbir konveksiyona uymamış, defalarca birleşmiş milletlerin özel temsilcisini öldürmüştür. Beyt’ül Mukaddes ve Mescid-i Aksa dünya tarihinin ve medeniyetinin çok önemli bölümünü oluşturmaktadır. Bu konuyla ilgili makale değil kitaplar yazmak gerekir. Bizim yazımız makale olduğu işin çoğu konuları atlamak zorundayım.
Değerli kardeşlerim bu gün İslam coğrafyasında yaşanan, içleri yakan savaş,  katl, terör, ihtilaf, ayrımcılık, mezhepsel çatışmaların tümünün altında İsrail ve batının parmağı vardır. Müslümanlar daha yeni bir araya gelmemişler ki, birbirlerini tanımaz ve birbirleriyle geçinemez olsunlar. Nasıl oluyor da 15 asır mezhebi farklılıklar olmasına rağmen bir arada barış, güven, huzur içerisinde yaşadı da sadece bu son bir asırda bir birinin canına düştü?! Öyle aydın, yüksek derecede siyaset bilmeye gerek yoktur, bunları bilmek için. Matematikte derler ki problemi anlamak yarısını çözmek demektir, tıpta da derler ki hastalığı teşhis etme yarı tedavi etmek demektir. Siyasette de ihtilafın kaynağını bilmek, onu yarıya indirmek demektir.
Değerli kardeşlerim bu gün İslam coğrafyasının bir parçası olan, Müslümanların ilk kıblesi, Peygamberimizin (s.a.a) miraca yükseldiği kutsal topraklar İslam ve Müslümanların en azılı düşmanlarının elindedir. “Kuşkusuz, insanlar içerisinde iman edenlerin en çetin düşmanı olarak Yahudileri ve (Allah’a) ortak koşanları bulursun” Maide, 82. Ve bu düşman kendini emniyete alabilmek için bizi birbirimize düşürüyor. Açıktan, gizliden oyunlar ve düzenler kurarak bizi kendimizle oyalayıp Beyt’ül Mukaddesi unutturmak istiyor. Bu düşmanımızın yaptığı oyun ve düzenler!
Şimdi bakalım Allah ve O’nun elçisi bizi neye davet ediyor ve bize neyi öneriyorlar. Allah ve Resulü’nün (s.a.a) dediğine baksak ne olur bakmasak ne olur, birkaç ayetle ele alayım.
Birlik, beraberlik ve zafer hakkında şöyle buyuruyor:”Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani birbirinize düşmandınız; O, kalplerinizi birbirine kaynaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz ve bir ateş çukurunun kenarındaydınız; O, sizi oradan kurtardı. Allah, hidayet bulasınız diye işte böyle ayetlerini size açıklıyor.” Al-i İmran,103.
Yine buyuruyor ki: “Eğer o şehirlerin halkı iman edip takvalı olsalardı, gökten ve yerden onlara nice bereketler açardık.” A’raf, 96. Ve nice ayetler.
Ama ayrılığa düşsek ne olur? Buyuruyor ki:”Allah’a ve Peygamberi’ne itaat edin ve (birbirinizle) çekişmeyin, yoksa zayıf düşersiniz ve gücünüz kaybolup gider. Sabredin (direnin), kuşkusuz, Allah sabredenlerle beraberdir.” Enfal, 46.
Allah Teala Müslümanlara verdiği zenginliği yeryüzünde hiçbir millete vermemiştir, dünyanın gözü Ortadoğu’da Müslüman ülkelerindedir. Müslümanların elinde olan kaynak doğru kullanılırsa açlık ve fakirlik terimleri bile kaybolur kaldı ki açlık ve fakirlik.
Biz Müslümanlar her birimiz bir kova su akıtsak İsrail sele kapılıp yok olur. Elbette bu müjdelenmiş bir ilahi vadedir gerçekleşecektir. Allah’ın son hücceti 124  bin peygamberin varisi olan Hz. Mehdi (Allah zuhurunu çabuk etsin) bu vadeyi gerçekleştirecektir.

Ramazan ayının son Cuma günü Kudüs günüdür. Müslümanlar Kudüs günü  münasebetiyle Kudüs’ü Siyonistlerin elinden kurtarma fikrinde olmalılar ve bunu gelecek nesiller taşımalılar ki unutulmasın. Kudüs Müslümanlarındır, bir gün Müslümanların bağrına dönecektir. Bu kutsal mekânın düşman elinden kurtulma ümidiyle.

Arlan BAŞARAN

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.