DENİZ’LE İLK TANIŞMA..

Tarih : 2021-08-05 / Kategori : Kültür & Sanat

DENİZ’LE İLK TANIŞMA..

Emir Şıktaş
1978 Yılının Kavurucu Temmuz/Ağustos ayları. Iğdır Lisesinden yeni mezunuz. Çiçeği burnun da mezunlar. Terör olaylarının getirisi olarak okul sürekli sancılı, eğitim sıfır, insanlar tedirgin, neticede bu bozuk  psikoloji ile öğrencide sağlıklı eğitim yapamıyor, ya da bazıları istemedi, boykot yaptı diye tüm öğrenciler eğitimden yoksun kalmaktaydılar. Bu, Iğdır Lisesine has değildi ama genelde böyle olmaktaydı. Şunu da belirtmeliyim ki Iğdır Lisesinden 1973 öncesi çok başarılı öğrenciler yetişmiş, ülkenin bir çok üniversitesinde okumuş ve devlette görev yapmışlardı. Şanssız döneme denk gelen bizlerdik galiba. Yani 1975-1980 arası okuyamadan mezun olanlar.

Mezun olduğum yıl İstanbul’u sınav yeri olarak tercih etmiştim. Üsküdar Meslek Lisesinde sınava girmiştim. Ortaokulda görmüş olduğum bilgilerle elbette. Lisede fen kolu olmamıza rağmen maalesef bilgi olarak Kabataş’ta, Galatasaray’da okuyan öğrencilerin bilgi noktasında çoğumuz çeyreği bile değildik, yetersizdik. Ama aynı kulvarda yarışmak zorundaydık. Sistem onlarla yarıştırmakta ve bizler çarkın dişlerinde yok olmaktaydık.
Sınavın neticesini tahmin ettiğimiz için ben ve benim gibiler bari İstanbul’da denizi göreyim, denizde yüzmeden geldi demesinler amacıyla, Atanur abi de önerince Florya’ya gittik. Florya’da halk plajına giriş ücretsizdi (yanlış hatırlamıyorsam) belki ama mayo almak veya kiralamak gerekmekteydi. Sağ olsun Atanur abi gereğini yapıyordu, bana da yol, yordam gösteriyordu. Pazar günü olması münasebetiyle İstanbul’daki bazı akrabalarda plajda bize dahil olmuşlardı. En küçükleri ve ilk kez deniz görenleri ben olduğum için zaman zaman laf atıyorlar, çevreyi nasıl bulduğumu öğrenmeye çalışıyorlar, alışık olmadığım ortamı beğendiğimi  merak ediyorlardı.. 
Bense ürkek, çekingen, sessiz, kaybolurum kaygısı taşıyan, ilk defa evden ayrılmış, gurbete çıkmış biriydim. Ancak denize girip, yüzmede bilmediğim için belden yukarı yerlere gitmeyen insan selinin içinde şaşkın bir gençtim.
Florya halk plajında denizle ilk kez tanışmamız beni dehşet etkilemişti. Florya sahili boyunca plajlar bulunmaktaydı. İnsanlar akın akın geliyor ve denizde akşama kadar yüzdükten sonra akşam tıklım tıklım dolmuşlarla evlerine dönüyorlardı. Plajın çevresi çölü andırıyordu. Ya da ben etrafı analiz edemiyor, göremiyordum o heyecanla. Sonra İstanbul heyecanı bitti. Zaten sonuçlar malumun ifadesiydi. Diğer bir şanssızlık ise mezun olduğumuz yıl hükümet değişmiş, önce öğretmen okullarına yerleşme ümidim varken sonra o da hüsrana uğramış ve yerleşememiştim.
Sonraları deniz tutkusu olanların anılarını dinlemeye başlamıştım. 
Karakoyunlu ilçemiz de bazı gençler batıya, daha doğrusu egeye çalışmaya gitmeye başlamışlardı. 
Gidenlerden biri olan “Hakverdi” dönüşünde “Sahil” olmuştu. 
Herkesin ilgisini çekince başlamıştı anlatmaya “İzmir’e gittim, kime ismimi söylesem ya telaffuz edemiyor, ya da garip bir isim diye takılıyorlardı. Bende mahkemeye baş vurdum, “ismimi değiştirmek istiyorum” dedim. Hakim “neden değiştirmek istiyorsun” dedi. Bende bir şey bulamayınca çaresiz “efendim, benim babamla annem sahilde ilk tanışmışlar,  bu nedenle bende adımı değiştirip Sahil yapmak istiyorum” dedim. Hakim inanmasa da gülümseyerek kabul etti” diye anlatıyor ve “benim ismim artık Sahil” diyerek de espriyi patlatıyordu. 
Karakoyunlu’da halen Sahil isimli başka kimse yok. Sahil kardeşimizin rahmetli annesi ve babası da belki hiç deniz görmemişlerdi.

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.