Türkiye- İran 2000–2010 Dış Ticaret İlişkileri

Tarih : 2012-04-25 / Kategori : Genel Haber

Türkiye- İran 2000–2010 Dış Ticaret İlişkileri

Iğdır Üniversitesinde yapılan sempozyumda sunum yapan  Emre Kocakaya,  Türkiye ile İran ikili ilişkilerinde, özellikle son yıllarda olumlu yönde gelişme kaydedildiği görülmektedir."dedi. Kocakaya, İkili siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konular iki ülke ilişkilerinde sürekli gündemde olan ve ele alınan konulardır.

Türkiye-İran ticari ve turizm ilişkilerinde son dönemde kayda değer bir artış yaşanmıştır. 2001 yılındaki 1,2 milyar Dolarlık ticaret hacmimiz 2010 yılında 10,6 milyar Dolara ulaşmıştır. Türkiye-İran ticaret hacminin 2011 yılında 15 milyar Dolara çıkması beklenmektedir. İki ülke makamları, ticaret hacminin 2015 yılı itibariyle 30 milyar Dolara çıkarılması yönünde niyet beyan etmişlerdir. Ülkemizin İran’dan ithal ettiği ürünlerin % 90’ını petrol, doğalgaz ve yan ürünleri oluşturmaktadır. İhracatımızda başlıca ürünleri ise endüstriyel makine ve cihazlar, tekstil elyafı, demir-çelik ve ürünleri, motorlu taşıtlar ve mobilyadır. Sanayi hammadde ve ara ürünleri, gıda ürünleri ve tüketim maddeleri ile teknik hizmetler ithalatı gerçekleştiren İran, ham petrol, petrokimya ürünleri, sebze-meyve, halı ve fıstık ihraç etmektedir.
Turizmdeki canlanma ise artarak devam etmektedir. 2010 yılında ülkemizi ziyaret eden yabancıların milliyetlere göre dağılımında İran (yaklaşık 1,9 milyon turist), sırasıyla Almanya, Rusya ve İngiltere’nin ardından 4’üncü sırada yer almaktadır. Ülkemizden İran’ı ziyarete giden turist sayısı ise henüz arzu edilen ölçüde değildir. Aşağıdaki tabloda Türkiye-İran ticaret rakamları yer almaktadır.
İki Ülke Arasında İşbirliği Olanakları
İran, Türk özel sektörü için geniş fırsatların olduğu bir ülkedir. Komşu ülke olarak yakınlığının yanı sıra, genç nüfusuyla birlikte artan tüketim talebiyle gelecek vadeden bir pazar niteliğindedir. İran’da ihracat yapmak ve hammaddeleri İran’dan almak şartıyla sanayi amaçlı ve  %100 yabancı sermeyeli şirket kurulabilmektedir. İranlı firmalar ülkeye teknoloji ve sermayenin çekilmesine yönelik olarak yabancı ortaklarla işbirliğine sıcak bakmaktadırlar. İran ekonomisi büyük ölçüde KOBİ’ lere dayanmaktadır. Bu alanda iki ülke için işbirliği imkânları mevcuttur. Türkiye’nin bankacılık alanında sahip olduğu tecrübenin İran’a aktarılması da iki ülke arasındaki işbirliğinin yeni bir halkasını oluşturabilir.
Demir-çelik ürünleri bakımından Türk ürünlerinin Rus ve Ukrayna demir-çeliği ile rekabet etmesi güç olmakla birlikte, özellikle otomotiv sektöründe büyük bir pazar mevcuttur. Bu sektördeki talep bugün büyük ölçüde Güney Kore, Tayvan ve Hindistan’dan karşılanmaktadır.

İran’daki Çulha Özel Bölgesi’nde yatırım yapan yabancı firmalara getirdikleri katma değer kadar mal ithal etme hakkı tanınmakla birlikte yer satılmamakta ancak %51 oranında bir İranlı ortakla yatırım yapması halinde yer sağlanmaktadır.
İran, deniz taşımacılığı konusunda Türk şirketlerinin desteğini aramaktadır. Hazar Denizi ve Karadeniz üzerinden ortak faaliyetler yürütme konusunda İran tarafının talebi mevcuttur. İran ayrıca, deniz yolu taşımacılığında filosunu genişletmek amacındadır.  İran’a gerekli gemilerin Türk gemi inşa sanayicileri tarafından temin edilmesi yönünde bir işbirliği de mümkündür.
Türkiye ile İran’ın işbirliği yapabileceği bir diğer sektör de turizm sektörüdür.  İran’dan Türkiye’ye önemli miktarda turist gelmektedir.  İranlı yetkililer turizm konusunda işbirliğinin karşılıklı olmasını arzu etmektedirler. Fakat İran’ın turizm altyapısı uluslararası standartlarda geniş bir turist kitlesini ağırlamak için yeterli değildir. Bu çerçevede, İran’ın turizm potansiyeli için gerekli altyapının oluşturulmasında Türk işadamları önemli rol üstelenebilirler. Özellikle gerekli havaalanı, karayolu, otel, motel ve tesislerin inşası, modernizasyonu ve işletilmesi konusunda işbirliği imkânları yaratılabilir. Bunun haricinde İran yetkilileri Irak’ın Kerbela şehrine yönelik Haç ziyaretinin artık Irak ve Suriye üzerinden değil, Türkiye üzerinden yapılması konusunda isteklerini gündeme getirmişlerdir. Bu çerçevede, Türk hizmet sektörü İran vatandaşlarına din turizmi konusunda hizmet verebilir.
İlişkilerin Ekonomik Boyutu
İran-Türkiye ilişkilerinde son dönemde en fazla gelişme gösteren boyut ekonomidir. Ticaret hacminin artmasıyla birlikte yatırım alanları hem genişliyor hem çeşitleniyor. İki ülkenin ekonomik açıdan birbirine ihtiyacı vardır. Türkiye, İran’dan doğal gaz almak ve pazarında yer almak isterken İran Türkiye’ye doğal gaz satmak ve Avrupa pazarına Türkiye üzerinden ulaşmak niyetindedir.
İran’ın 75 milyonluk nüfusu, gelişme arzusu, batıyla gerginliği ve Türkiye’nin komşusu olması nedeniyle Türkiye için çekici bir pazardır. İki ülke ticaret hacmi 10 milyar dolara yaklaşmıştır. Ekonomik ilişkilerdeki aslan payını Türkiye’nin İran’dan aldığı petrol, doğal gaz ve diğer karbonat ürünleri oluşturmaktadır. İran Türkiye’den demir- çelik ve plastik malzeme ithal etmektedir.
Her iki ülkenin ekonomik ilişkilere ciddi önem verdikleri gözükmektedir. Ekonomik ilişkilerin yoğunlaşmasıyla karşılıklı bağımlığının artması siyasi ilişkileri üzerinde olumlu etki yapmaktadır. Türkiye’nin İran doğal gazına ihtiyacı Türkiye’yi İran konusunda daha temkinli olmaya itmektedir. Ayrıca İran’ın Türkiye ile ekonomik ilişkilere hem ekonomik kaynak hem de stratejik manevra açısından ihtiyacı vardır. Bu nedenle iki ülke arasında ekonomik ilişkileri düzenlemede birkaç kurum kurulmuştur. Karma Ekonomik Komisyon, Karma Ulaştırma Komisyonu, Ortak Ticaret Komitesi ve İş Konseyi bunların en önemlileri olarak sayılabilir.
Siyasi ilişkilerdeki ilerleme Türkiye’yi ziyaret eden İranlı turist sayısını artırmıştır. Son yıllarda Türkiye İranlı turistler için çekim merkezi olmuştur. Türkiye’nin laik yapısı nedeniyle sosyal hayatın daha özgür yaşanabilmesi, İran vatandaşlarına vize uygulanmaması, dil kolaylığı, Türk televizyonlarının İran'da çanak antenler vasıtasıyla izlenmesi ülkemizin İranlı turistler için cazibesini artıran faktörler arasındadır. Türkiye, İranlılar için çekim merkezi iken İran’ın o kadar çekici olmadığı gözükmektedir.
Türkiye’nin kara ulaşımında İran önemli bir ülke konumundadır. Türkiye, Afganistan ve Orta Asya’ya kara ulaşımının büyük bölümünü İran üzerinden yapmaktadır. Yıllık 90 bin araç İran sınırından Orta Asya’ya doğru yol almaktadır. Taşımacılık konusunda İran-Türkiye arasında gümrük tarifesi ve akaryakıt fiyat uygulaması gibi sorunlar bulunmaktadır.
İki ülke ticaret hacmi, potansiyelinin altında seyretmektedir. Ekonomik ilişkilerinin arzu edilen noktaya taşınması çeşitli zorluklar içermektedir. Doğal gaz ve petrol alımı nedeni ile ticari dengeler Türkiye’nin aleyhine açık vermektedir. Bu açık 1996’dan günümüze kadar Türkiye aleyhine işlemektedir. Türkiye bu dengeyi değiştirmek için çabalasa da arzu edilen sonucu alamamıştır. İran’ın korumacı ekonomik siyaseti, ithal ikameci anlayışı, ekonomik mevzuatı çerçevesinde dış yatırım zorlukları ve ekonomik çalışma kültürü süreci sıkıntılı hale getirmektedir.
İran-Türkiye ekonomik ilişkileri siyasi ilişkilerin gölgesinde yürümektedir. Siyasi ilişkiler ilerledikçe ekonomik ilişkiler ivme kazanmaktadır. Nitekim son zamanlarda ekonomik ilişkilerin artışı iki ülke arasındaki siyasal yakınlaşmanın bir sonucu olarak yorumlanabilir. İran’ın batıyla yaşadığı gerginlik, teknolojik geri kalmışlığı, ithal ikameci ekonomik yapısı, Türkiye’nin tüm ekonomik ilişkilerinin Avrupa’ya uyum zorunluluğu Ankara-Tahran arasındaki ekonomik ilişkileri sınırlandırmaktadır. İran’ın ekonomik ve siyasi yapısı liberalleştikçe Türkiye-İran ekonomik ilişkileri ciddi şekilde gelişebilir.  İki ülke arasında ticareti geliştirmek ve ekonomik ilişkileri düzenlemek amacıyla birkaç kurum kurulmuştur: Karma Ekonomik Komisyon(KEK), Karma Ulaştırma Komisyonu(KUK), Ortak Ticaret Komitesi ve İş Konseyi bunların en önemlileri sayılabilir.
Sınır Ticaret Merkezleri
1998–2000 yılları arasında yoğun biçimde seyreden, çeşitli istismarlar ve sakıncalar nedeniyle sınır ticareti alanında büyük sorunlar yaşanmış, çok sayıda Türk şirketi peşin ve elden ödemeli motorin bağlantısı yapmış, bazıları bedelleri ödendiği halde mallarını alamamış veya çeşitli nedenlerle ithal edemeyerek mağdur olmuşlardır. Buna ilaveten İran menşeli bazı tarım ürünleri (karpuz, kivi vb.) ithalatıyla ortaya çıkan haksız rekabet nedeniyle yerli üreticiler büyük zarar görmüş, terör nedeniyle sarsılan bölge ekonomisini canlandırmak amacıyla izin verilen sınır ticareti amacını aşan bir yapıya dönüşmüştür. Bu nedenle, sınır ticareti belirli bazı maddelerle kısıtlanmış olup, bu güne kadar çok düşük ölçekte seyretmektedir.
Ancak, ülkemizce mevzuatı düzenlenen Sınır Ticaret Merkezleri (STM) projesi yürürlüğe girdiğinde sınır ticaretinin kontrollü ve daha geniş ürün yelpazesi ile canlandırılması mümkün görülmektedir. Bu çerçevede, İran’la Türkiye arasında sınır bölgelerinde ticaretin arttırılarak, iki ülke sınır halklarını refah düzeylerinin yükseltilmesine imkân tanıyacak olan Sınır Ticaret Merkezlerinin (STM) Gürbulak / Sarısu, Kapıköy/Razi ve Esendere/Razi’de kurularak, uygulamaya geçilmesi hususu 2003 yılı Ortak Ticaret Komitesi toplantısı Mutabakat Zaptında yer almıştır. Ülkemiz tarafı STM’ ler de söz konusu olacak vergi oranlarını, sanayi ürünlerinde gümrük vergisinden muaf, tarım ürünlerinde ise %40 indirim yapılacak şekilde belirleyerek, uygulamaya başlamıştır.  İran tarafı da, çeşitli oranlardaki vergi indirimleri ile uygulamaya geçmiştir. Ancak, STM’ lerden beklenen oranda istifade edilebilmesi bazı alt yapı eksikliklerinin ivedilikle giderilmesine ve STM’ lerde ticareti özendirecek bazı projelerin gerçekleşmesine bağlıdır. Bu çerçevede, Türkiye-İran arasında gerçekleştirilen alt komite toplantılarında önemli gelişmeler sağlanmaktadır.
İran ile Türkiye Arasında Yürürlükte Bulunan Anlaşma Ve Protokoller
Türkiye ile İran arasında ticari ve ekonomik ilişkiler çerçevesinde imzalanmış olan anlaşmalar aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

1. Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşması
2. Ticaret ve  Ekonomik, Sınai ve Teknolojık İşbirliği Anlaşması
3. Ticaret Anlaşması
4. Deniz Ticaret Seyrüsefer Anlaşması
5. Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı İdari Yardım Anlaşması
6. Türk Eximbank-İran İhracat Garanti Fonu (EGFİ) Mutabakat Zaptı
7. Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi (ÇVÖ) Anlaşması
8. Karma Ulaştırma Komisyonu Mutabakat Zaptı
9. Veterinerlik Alanında İşbirliği Anlaşması
10. Tarım Alanında Bilimsel, Teknik ve Ekonomik İşbirliği Protokolü
Kaynak: DTM
İki ülke arasında ticarette yaşanan öncelikli sorunlar ise aşağıdaki şekildedir:
Gümrük tarifelerinde yaşanan sıkıntılar: İran’da ülkenin ekonomik şartlarına göre yerel üreticileri koruma adına yapılan değişiklikler haksız rekabete yol açmakta ve iki ülke arasında kademeli olarak düşürülmesi üzerinde anlaşılmış bulunan gümrük oranlarının hala çok yüksek olması sorun teşkil etmektedir. İran Gümrük Mevzuatında %4 ila %200 arasında değişen gümrük vergisi oranları bulunmakta olup, ithal ikameci politikaların devamı niteliğindeki bu yüksek vergi oranları İran'a olan ihracatımızın potansiyelin altında gerçekleşmesine sebep olmakta ve İran'ın Dünya Ticaret Örgütüne üyelik hedefi ile de bağdaşmamaktadır.
Bankacılık konusunda yaşanan sıkıntılar: Bankacılık sektörü ticari ve iktisadi ilişkilerin can damarını oluşturmaktadır. Türk bankaları ile İran bankaları arasında muhabirlik ilişkisi son derece zayıftır.  İki ülke arasındaki bankacılık ilişkilerinin dünya standartlarına ulaşması arzu edilmektedir. Özellikle ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin yapmış olduğu baskılar sonucu İran’la iş yapmak bankacılık sektörü bakımından imkânsız ya da daha pahalı hale gelmiştir. Bu durum İran'ın tüm dünya ile ticaretini olumsuz olarak etkilemektedir.
2009 yılı itibari ile ülkemiz ve İran arasında Türk Lirası ve İran Riyali üzerinden bankacılık işlemleri gerçekleştirilmesi için gerekli şartlar sağlanmış,  İstanbul, Ankara ve İzmir’de şubeleri bulunan İran’ın Mellat Bankası üzerinden yerel para transferi işlemleri başlatılmıştır.
Ulaşım konusunda yaşanan sıkıntılar: İran’ın Türk araçlarına verilen yakıtın fiyatına akaryakıt fiyat farkı adı altında alınan ücretlere zam yapması ve yol vergisi gelmektedir. Bu uygulamanın gözden geçirilerek yeniden düzenlenmesi bu alanda yaşanan sıkıntıların aşılmasında büyük fayda sağlayacaktır. Karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, transit geçiş yapan ülkemiz araçlarının depoları İran’da mühürlenerek akaryakıt fiyat farkının alınmaması sağlanmalıdır. İran, ülkemiz kamyonlarından tahsil ettiği 0,62 lt/€'luk akaryakıt fiyat farkını Temmuz 2008 tarihinden itibaren 0,83 lt/€'ya yükseltmiştir. Anılan akaryakıt fiyat farkı ülkemiz kamyonlarının İran topraklarında 100 km'de 42 Litre akaryakıt 17 tüketeceği prensibi ile girişlerde peşin olarak tahsil edilmekte ve bu durum ihracatımıza nakliye masraflarının artması sureti ile olumsuz tesir etmektedir. Bununla birlikte İran tarafı fiyat farkını azaltma yönünde pozitif bir tutum sergileyerek, 2009 yılı başından itibaren 100 km'de 42 Litre akaryakıt tüketimi varsayımını 100 km'de 33 Litre olarak değiştirmiştir.
İran Dış Ticaret Mevzuatındaki Belirsizlikler ve Keyfi Uygulamalar: 2009 yılı itibari ile ithalatı İran Bitki Koruma Kurumunun izin, onay veya denetimine bağlı ürünlerin ticaretinde sıkıntılar yaşanmaktadır. Ülkemiz tarafından düzenlenen sağlık sertifikaları bazen kabul edilmemekte veya ülkemizden çıkış esnasındaki son kontrol merkezindeki denetim ile ilgili orijinal onay aranmaktadır. Anılan duruma ilave olarak, ülkemiz için uzun vadede büyük önem taşıyan pamuk tohumu ihracatı ile ilgili olarak İran üzerinden gerçekleştirilecek transit geçişlerde büyük sıkıntılar yaratılmakta, TIR’larımızın geçişinde büyük zorluklar çıkarılmaktadır.
Yabancı Personelden Alınan Vergi: İran Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı İran'da çalışan yabancı uyruklu personele %33 ilave vergi tahakkuk ettirmekte ve ayrıca matrahı da düzeye göre (genel müdür, müdür, mühendis vb.) kendisi belirlemektedir. Anılan vergi ayda birkaç bin Dolara kadar çıkmakta ve haklı olarak büyük tepki çekmektedir.  İran mevzuatında herhangi bir değişiklik yaşanmamasına rağmen %33’lük ek vergi uygulaması bir kenara bırakılmıştır. Bu meyanda, uygulamada istikrar bulunmamaktadır.
Çalışma ve Oturma İzinleri: İş adamlarımızın çalışma ve oturma izni alabilmesi uzun zaman almakta, birçok formalite gerektirmekte ve en önemlisi bu süreç zarfında (yaklaşık 6 ay) işleri nedeniyle İran’dan ayrılmaları halinde başvuruları iptal olmakta ve aynı prosedüre baştan başlamak icap etmektedir. İran mevzuatı uyarınca çalışma iznine sahip yabancıların İran’dan çıkış yapabilmeleri için özel bir çıkış vizesi (exit visa)  almaları gerekmektedir. İran’da gerçekleştirilen girişlerin ve İran’da bulunulan sürenin belirli bir miktarı aşması halinde, kendilerine kaçak çalışılmış gibi işlem yapılarak yüksek vergi cezaları kesilmekte ve anılan cezalar tahsil edilmeden ülkeden çıkışına izin verilmemektedir.
Genel Değerlendirme
İran ile Türkiye arasında dış ticaret hacmi yıllara göre artış göstermektedir. Bu artışta gerek taşıdıkları coğrafi konum, gerek kalabalık nüfusları ve dinamik yapıları, gerekse sahip olduğu tarihi geçmiş etkili olmaktadır. Bu nedenle ikili ilişkiler önemli bulunmaktadır. Karşılıklı ticari ilişkiler, ülkelerin çıkarları doğrultusunda bölgede etkin rol oynamak adına önemli stratejik konumdadır.

Coğrafi yakınlık faktörü değerlendirildiğinde, doğal gaz tüketiminde tüketici bir ülke konumunda olan Türkiye'nin, doğal gaz gereksinimini en uygun ve en güvenilir şekilde karşılayabileceği kaynağın İran olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu doğrultuda İran, Türkiye için bölgede önemli bir ülke konumunda bulunmaktadır.
Diğer taraftan bakıldığı zaman İran’ın toplam ihracatının önemli bir bölümü petrol ve doğalgazdan oluşmaktadır. Son yıllarda İran’ın petrol dışı ürünler alanında ihracatın geliştirilmesi ve yabancı sermayenin teşvik edilmesiyle ilgili mevcut politikasına en iyi cevap verebilecek ülkelerden birisi de sınır komşusu olan Türkiye’dir. Dolayısıyla, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin daha çok geliştirilmesi ve ticari engellerin kaldırılması suretiyle Türk yatırımcıların İran’da rahat yatırım yapabilmelerinin teşvik edilmesi her iki ülke açısından da önem arz etmektedir. İran’da ithalatın tamamen devlet kontrolünde yapılması ve ithalat rejiminde meydana gelen sık değişiklikler ticareti olumsuz etkileyen nedenler arasında bulunmaktadır. Bu gibi sorunlar uzun vadeli planlar yapılmasını engellemektir.
Türkiye ve İran gibi bölgede önemli konuma sahip ülkelerin ikili ekonomik ilişkilerde ivme kazanması iki ülke açısından büyük öneme sahiptir. Özellikle son yıllarda iki ülke arasında olumlu gelişmeler kaydedildiği görülmektedir. İkili siyasi, ekonomi, ticari ve kültürel ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslar arası konular iki ülke ilişkilerinde sürekli gündemde olan ve ele alınan konulardır.

Kaynaklar
SARIKAYA, Yalçın;  Tarihi ve Jeopolitik Boyutlarıyla İran’da Milliyetçilik, Ankara,2008 Ötüken Yayınevi
ARI, Tayyar;  Global Politika ve Güney Asya, İstanbul, 2007, Alfa Yayınevi
ARI, Tayyar; Irak, İran ve ABD Önleyici Savaş Petrol ve Hegemonya, İstanbul, 2003, Alfa Yayınevi
ARI, Tayyar; Irak, İran, ABD ve Petrol, İstanbul, 2007, Alfa Yayınevi
İŞBİLEN, Evren; Nükleer Satranç; İran’ın Nükleer Politikası ve Türkiye, İstanbul, 2009, Ozan Yayıncılık
Leyla EMANET, “İran ve Türkiye’nin Yabancı Rekabeti”, INFOMAG Aylık iş ve Ekonomi Dergisi, Nisan 2006, Yıl:6, Sayı: 2006/4
Arzu CAFERİLER, “Türkiye-İran İlişkilerindeki Dönüm Noktaları ve Son Gelişmelerin Değerlendirilmesi”, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), 26 Ocak 2006
Cavid VELİEV , “Bir Uzak Bir Yakın: İran-Türkiye İlişkileri”, Türkiye Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi (TUSAM), 24 Mart 2005
“İran İslam Cumhuriyeti - Türkiye Cumhuriyeti İlişkileri’ne Kısa Bir Bakış”, İran Kültür Evi, http://www.irankulturevi.com

 

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.