Her şeyden önce şahsi meselemi köşe yazıma taşıdığım için siz değerli okuyucularımdan özür diliyorum.
Ancak şahsi meselemi anlatırken, yapılan veya yapılmak istenen usulsüzlüğü de belirtmekte yarar görüyorum…
Iğdır Belediye Başkanı Nurettin Aras'la aramın bozuk olduğunu sağır sultan bile duymuştur… Belediye seçimlerinin yapıldığı tarihten 8-10  ay sonra aramız açıldı ve diyaloğumuz koptu…
Belediye Başkanıyla aramın açılması olayını kısa özetleyeyim, sonra  konuya döneriz…
Belediye Başkanı seçilmeden önce, ben kendisini destekleyen biriydim.  Destek verdiğim seçim döneminde bana gelen ve benim gidip getirdiğim bazı vatandaşlara iş, aş ve benzeri klasik sözler verdim. Seçim sonrası yerine geti-rilmeyince de tepki koydum…. Ve aramızın açılmasının ana temelini böylesi ufak meseleler teşkil etmekteydi.  Ancak, bu küslükten sonra arada laf getirip götürenlerle de birlikte bu iş bir çekişmeye dönüştü,  iftiralar havada uçuşmaya başladı…
Nurettin Aras, benim belediyeyi dolandırdığımı ve bunu da kendisinin fark edip önlediğini, bu yüzden de bizim aramızın açıldığını  Iğdır'da demedik adam bırakmamıştır. Kimine 3, kimine 5, kimine 15 bin YTL vs. bizi dolandırıyordu, bende önlediğim için aramız açıldı, yaygarasını yapmakta, ağza alınmayacak iftiralar atmaktadır. Oysa olayın özü, ben 1.000 YTL'lik bir iş yapmıştım ve üç tane teklif verdiler, onu da ilgili kişilere onaylatıp götürüp belediyeye verdim… Aramız açıldıktan sonrada o para ödenmedi, vermiş olduğum evraklar gerisin geriye bana gönderildi,  bir başka matbaaya yaptırıldı… Kaç tane  yaptırıldı, kaça yaptırıldı bilmiyorum… Bu dönemde yine şeffaflık adına bana teklif mektubu gönderen Belediyenin örneğin 200 YTL'lik   işine, işi yapmama adına 50 bin, 100 bin YTL fiyat vermiş, sizin işinizi yapmıyorum demeye getirmişimdir…
Belediye başkanı yaklaşık 9 yıldır o makamda oturuyor. Bu 9 yıl zarfında bana 9 bin YTL ödemişse gelsin beraberce hesabını verelim…
Ama kimlere 900 bin YTL'ler ödediğini isterse çıkartayım herkes bilsin...
Başkan kendi kurumundan yeterli veri bulamayınca, benim Hastaneyi dolandırdığımı önüne gelene söyleyip duruyor…
Bakın sayın Başkan ben Hastaneyi dolandırmışsam Yargı var.  Beni yargılayacak olan yargıdır… Size bu bilgiyi veren kafadenginiz Başhekim Yardımcısı Dr. Murat Aras sizi yanlış yönlendirmiştir… Sayın Başkan siz her gün ihale yapıyorsunuz. İhalenin nasıl yapıldığını bugüne kadar öğrenememişseniz, son bir yılınızda ben size ihale öğretecek değilim. Bildiğiniz gibi yasa gereği ihale olmadan fiyat araştırması yapılır… Hastanede fiyat araştırması yapmış ve Matbaalardan, Ticaret odasından fiyat almıştır. Bende fiyatımı yazıp vermişimdir. Hastane ihaleye çıkma hazırlığı yaparken, bizim fiyat araştırma tutanaklarımızı TEKLİF mektubu kabul edip, İzmir Kültür Matbaasından almış olduğu fiyat listesi üzerinden işi Kültüre vermiştir. Benim almadığım bir ihaleden ötürü beni karalamaya çalışmanız, beni değil, sizi bitirir…
Hatta şunu da belirteyim,   bana inanmı-yorsanız gidin Dr. Murat Aras'a sorun. Diyorsunuz ya,  o Dr. Murat Aras bir gün benim işyerimde oturduğunuz bir anda, babasıyla zabıtalar kapıştığı için sizinle kavgaya gelmişti, ben yolcu ettim. Ama maşallah şimdi baya bir dost olmuşsunuz. Allah dostluğunuzu daim etsin…
Sayın Başkan ihale mevzuunu eminim ki çok iyi biliyorsunuz.
Bilmeseydiniz, Iğdır şehir mezarlığında ki taşları kaldırıp,  taşını, çimentosunu, kumunu verip doğrudan alımla 60 bin YTL'ye birilerine rant sağlamazdınız…
Sayın Başkan takke düştü, kel göründü…
Dün kurumunuz size mecburen boyun eğiyordu, artık eğmiyorlar… Belediye de yaptığınız tüm sır işler şehirde dilden dile dolaşıyor.
Bu arada hayırlı olsun, yeni bir yer almışsınız Melekli yolu üzerinde… Doğrusu 225 bin YTL civarında bir para ödemişsiniz ama olsun, kurulacak olan araç muayene istasyonu için hiçte fena bir yer değil yani…
Sayın Başkan, ben hep susmayı tercih ettim… Bir gün gelir yaptıklarınızın hoş olmadığını anlar susarsınız, diye düşündüm… Ama maalesef bugüne kadar susmadığınız gibi iftiralarınızı artırarak devam ettirdiniz…
Şehir mezarlığında olduğu gibi kime ne ihale verirseniz verin. Ben sizin verdiğiniz veya aldığınız ihaleleri açık etmeye utanıyordum. Ama siz sözlü iftira atarken hiç sıkılmıyorsunuz…
Size ben demedim ki siyasi hatalar yapın ve böylesine bir sıkıntıya girin. Siz kendiniz yaptınız. Nevruzda 'etnik ve dini milliyetçilik benim ayaklarımın altındadır' sözünü ben mi size söylettim.  Kendi yaptığınız hatalara birilerini ortak et-meye çalışmayın…  Ben bugüne kadar oğlunuzun veya ailenizin ticaretiyle ilgili tek kelime etmezken, siz benim ailem ve ticaretimle ilgili kapı kapı dolaşıp buna iş vermeyin demektesiniz… Benim rızkımı verecek olan Allah'tır… Siz kendinizi ne görüyorsunuz acaba…
Benim rızkımın önüne geçmeye çalıştığınız da en yakınlarınıza şunu söyledim.
“Sizin kazandığınız parada benim gözüm yoktur. Allah herkesin kalbine göre versin. Sonuçta götüreceğimiz üç metre bezdir. Ancak benim ekmeğime dil uzatılmaktadır. Peki, bende sizin yapmış olduğunuz ticarete delilleriyle Azerbaycan’dan, Nahcivan’a, Iğdır’a dil uzatsam hoşunuza gider mi?”
Gitmeyeceğine adım gibi eminim.
Sayın Başkan  keskin sirke küpüne zarar verir.
Size daha önce bir çin anekdotu anlatmıştım.. Küpün çatlağı büyümeden tamir edin demiştim. Görüyorum ki siz yanınızda ki  üç beş dalkavuğun  baya bir etkisinde kalmış ve yanlışa devam etmektesiniz. Lütfen etrafınıza iyi bakın ve gerçekleri görün…
Unutmadan şu mezarlık ihalesinden vatandaşı da haberdar ediniz lütfen…

Tweet