Her yöre kendine göre yorumlar, anlatacağım bu hikâyeyi…
    Ben Azerbaycan’da uyarlanan bir hikâye olarak bildiğimden, Azerbaycan’da diyerek başlayacağım…
    Azerbaycan’da, adamın birisi evine yeni mobilyalar alıyor. Mobilyayı satan mağaza elemanları mobilyaları itina ile müşterilerinin evine kuruyorlar…
    Adamın evi tren yolunun yakınında olduğundan, tren geçerken gardıropta cızırtılar gelmeye başlar, evin hanımı bu durumdan rahatsız olur ve mağazayı arıyarak şikâyetini bildirir… 
    Bunun üzerine mağaza sahibi hemen teknik elemanları yollar, cızırtı gelen gardıroba müdahale eder, vidalarını tekrar sıkar ve evden ayrılırlar…  Aradan bir gün geçer ve yine aynı şikâyet evin hanımı tarafından mağazaya iletilir…
     Eve gelen teknik elaman; “görünürde hiçbir hata yok efendim” der… 
    Evin hanımı, “bizim evimiz tren yolunun yakınında olduğundan tren geçerken cızırtılar geliyor diyerek şikâyetini sürdürünce”, tren geçme saatine yakın olduğundan, teknisyen; “ben dolapta oturayım, tren geçtiğinde cızırtı nereden geliyor görür ona göre müdahale ederim” der…  
    Mobilya ustası dolabın içine oturmuş trenin geçmesini beklerken, evin beyi de tam bu sırada eve gelir…  Üzerini çıkarıp dolaba asacakken, büyük bir şaşkınlıkla dolabın içindeki adamı görür ve kızgın bir ifadeyle, “ne işin var burada” diye sorar…
    Zavallı usta şaşkınlık içersinde, “şimdi ben burada tren bekliyorum desem de siz inanmayacaksın” der…
    İnsanın şansı yattımı devenin üzerinde yılan sokarmış…
    Geçenlerde İl Tarım Müdürü’nün çalışmalarıyla ilgili köşemde övgü dolu bir yazı kaleme aldım…  Hakeza Tarım Müdürlüğünün çalışmaları ile ilgili gazetemde birçok haberi de çıkmıştır… Devletin Valisi, Tarım Müdürlüğünün düzenlemiş olduğu etkinliklerde konuşmalar yapmış, bizler de gazetecilik hizmeti vererek haberi kamuoyuna duyurmuşuzdur…
    Ama benim yazdığım köşe yazısından üç gün sonra İl Tarıma düzenlenen bir operasyonla 24 kişi gözaltına alınmış, Müdür dâhil 11 kişi tutuklanarak ceza evine konulmuştur… Belki hoş olmayan bir tesadüf olmuştur. Ama bunun altında mana aramak, tren beklemek gibi olur… Evin beyi de haklı, dolabın içinde treni bekleyen usta da… 
    Yani bugün şu an okuduğunuz köşe yazımda övdüğüm veya yerdiğim bir kişinin yarın başına bir iş geldiğinde yazıyla bağlantılı bir muammamı aramak gerekiyor…?
    Kötülerle iyileri ayırt etmek gerekirse eğer, devletin başının baş eğdiği insana, bizim selam vermemiz gayet normaldir… Cumhurbaşkanlığı köşklerinde ağırlanan ben değilim… Oralara ulaşmamda hiç mümkün değildir…
    Hükümetler kendilerine göre esneklik yapabilir, tavizler verebilirler… Ama devletin uyumadığı, görevinin başında olduğu, icraatlarını icra ettiklerini elbette ki görüyoruz…
    Son günlerde ardı ardına yapılan operasyonlarda bunun bir kanıtı olarak görülmektedir… Şayet suç işleyen varsa, cezasını da çekecektir…
    Biz suçlu cezasını çekmesin deme yetkisine de sahip değiliz, devlet görevini yapmasın da demeyiz…
    Umarım tren bekleyeni de dinlemeden yargılamayız…
   

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.