Cabbar ŞIKTAŞ KAVGA DEĞİL BARIŞ ZAMANI
Tarih : 2010-09-07
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



    Rahmet ayı Ramazanın son günleri… Tövbe kapılarının ardına kadar açıldığı bu ayda, Yüce Allah kul hakkı hariç, gerekçe arar ki kullarını bağışlasın…
    Böyle mübarek bir ayda insanların birbirini incitmesi, eziyet etmesi, kötü söz söylemesi elbette ki doğru değildir…
    Hepimiz insanız, hatalarımız olabilir, sözü yanlış anlayabiliriz, fevri çıkışlarımız vuku bulabilir… Önemli olan bize yapılanı erdemlilikle karşılayabilmemizdir… Yanlış yapana yanlışla karşılık vermek değildir…
    Öfkesini yenen, nefsini kontrol eder…
    Yüce Allah’ın yarattığı canlılar içersinde bir tek nefis insanlara bahşedilmiştir… İnsanoğlu aklını iyi kullanırsa nefsini kendine köle eder… Nefsinin her istediğinin peşinde koşmaz… Hataları  ve yanlışları aklını kullanarak çözer ve nefsine köle olmaz… 
    Sözüm ona beşeriz ve hata yapmaya müsaidiz… Biri hataya meylettiğinde, nefsine yenik düştüğünde, etraftaki insanların, kendini bilen nefsini kontrol edebilenlerimizin hataya düşenlere nasihat etmesi, içinde bulundukları yanlıştan uzaklaştırması, sakinleştirmesi ve doğruya sevk etmesi gerekmektedir…
    Zaman zaman şehrimizde tatsız, istenmeyen olaylar meydana gelmektedir… Özellikle Ramazan ayında bu tür olayların artması, “ki özellikle Ramazan ayında olmaması gerekirken” meydana gelmekte, olaya dâhil olan olmayan, gören, duyan herkesi üzmekte, insanlarımızın tadı tuzu kaçmaktadır…
    Iğdır mozaikler şehridir…
    Bu mozaiklik her geçen gün daha çok çeşitlenmekte, ülkemizin her vilayetinden onlarca, yüzlerce insan Iğdır’a gelip yerleşmektedir…
    Biz Iğdırın yerlileri olarak kendimize çeki düzen vermemiz gereken bir dönemde, itişip kakışmakta, nasihat edenin sözüne riayet etmemekte, nefsimize köle olmaktayız…
    Bayramlar barış günleridir…
    Bunu daha öncede söylemiştim… Ama kalpleri kararmış olanlar, nefislerine köle kalanlar, toplum barışırsa benim misyonum biter endişesi taşıyanlar, kendi çıkarları doğrultusunda buna karşı olmuş, girişimde bulunanlara engel olmuş ve toplumu ayrıştırma görevlerini sürdürmüşlerdir…
    29 Mart sonrası kaleme aldığım birkaç köşe yazımda toplumun birleştirilmesi, barıştırılması gerektiğini ifade ettiğimde aldığım olumlu yanıtın karşıtları da vardı elbet…
Ama bu kararan kalplerin bu Ramazan ayında aydınlandığını ümit ederek, Ramazan bayramını vesile kılmalarını ve barış ellerini birbirilerine uzatmaları gerektiğini bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum… 
    Bu toplumun kanaat önderi, hacısı, hocası velhasıl üzerine vazife bileni bir adım öne çıkmalı, Bismillah deyip işe koyulmalıdır…
    Kimse karnından konuşmasın, kimse bir başkasından adım beklemesin, birisi çıksın herkesi davet etsin…  Salonların birisinde bayramlaşma var desin, herkesi oraya çağırsın, herkes davete icabet ederek el uzatsın, helallik alsın…
    Bu işin bekletilmesi, uzatılması, bu topluma zarar veriyor…
    Eğer zarar görmek istemiyorsanız, bir adım öne çıkmalısınız… 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.