AZERBAYCAN İLE ERMENİSTAN DEMEK Kİ ANLAŞABİLİYORLAR

Yıllardır Türkler ile Ermeniler arasında süre gelen bir düşmanlık vardır.

1918 yılından ve hatta daha öncesinden başlayan Türk- Ermeni anlaşmazlığı tarih boyunca hep Azerbaycan Türklerinin soykırıma uğramaları, katledilmeleri ile süre gelmiştir.

Zira yakın tarihimizde meydana gelen katliamı eminim hepiniz tüm ayrıntıları ile biliyordur. 1992 yılında Ermenilerin Karabağ’da yaptığı soykırım, katliamın en çok yaşandığı yerlerden biri olan Hocalı isminin simgeleşmesi, tüm dünyanın Karadağ’da yaşanan vahim soykırımı ayrıntıları ile bilmesi bir anlamda Ermenilerin kindar bir nesil olarak yaptıklarının ayyuka çıkmasıydı.
Hocalı katliamının ve Karabağ’ın işgalinin üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen Ermeniler hiçbir şekilde masaya oturmuyor, inatla ikinci bir Karabağ Savaşı'nın çıkmasını körüklüyorlardı.

Nitekim İkinci Karabağ Savaşı 27 Eylül 2020'de başladı ve 44 günlük savaş sonrasında 30 yıllık işgal altındaki Türk toprakları bağımsızlığına kavuşmuş oldu.

Azerbaycan’ın dinamik ve kararlı Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, yumruğunu sıkarak kararlılığını gösterdi ve işgal altındaki toprakların kurtarılmasının hemen ardından, henüz mayınlar temizlenmeden, kısmi çatışmalar devam ederken bir Cumhurbaşkanı olarak özel otomobili ile Karabağ’a gitti, Şuşa’dan Cıdır Düzü'nden dünyaya kararlılık mesajı verdi.

44 günlük İkinci Karabağ Savaş'ının ardından Azerbaycan ile Ermenistan’ın onlarca kez görüşmesi oldu.

Bu görüşmelerin büyük bir kısmı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasında yapıldı.

Diğer görüşmeler, dışişleri bakanları ve müzakereyi yürüten diplomatlar arasında gerçekleştirildi.

Bu görüşmeler kimi zaman gergin kimi zaman da ümit vericiydi.

Görüşmeler yapılıp sıcak mesajlar verildikçe, Zengezur Koridoru gündem olmaya ve  Türk- Ermeni barışı sağlandığı takdirde Türkiye Ermenistan sınır kapısının da açılacağı konuşulmaya başlandı.

Geçtiğimiz hafta Azerbaycan'ın Gürcistan sınırı Kazak bölgesinde bulunan ve halen Ermenilerin işgali altında olan 4 köyün iade edilmesi için bir araya gelen Aliyev ile Paşinyan’ın anlaşmaya varması çok olumlu karşılanmış, Azerbaycan basını diyaloğun çok iyi geçmesi sebebiyle paylaştığı haberlerden ötürü Ermeni muhalifler Ermenistan’da bu haberleri Panşinyan’a karşı aleyhte siyasi malzeme olarak kullanmışlardır.  

Yani şöyle ki; diyalogların gelişmesi, barışın sağlanması, 3. Karabağ Savaşı'na ihtiyaç kalmadan herkesin hakkına hukukuna rıza göstermesi son derece isabetli olmuştur.  Kesinlikle hiç kimse 3. Karabağ Savaşı'nın çıkmasını istemezdi. Liderlerin oturup anlaşması ve sorunun anlaşma neticesinde masada çözüme kavuşması doğal olarak memnuniyetle karşılanmıştır.

Kamuoyu bunu bilmese de Azerbaycan ve Ermenistan’da 3. Karabağ Savaşı'nın ayak sesleri bir hayli yüksek duyuluyordu.

Zira ben yıllardır hep aynı şeyi yazıp durmuşumdur.

Paşinyan diyaloğa açık bir liderdir.

Ancak Diaspora'nın etkisinde olan bir kısım Ermeni askerleri ve “Ermeni Devrimci Federasyonu” Taşnak Partili Ermeniler, Paşinyan’ı provoke etmek için devlet politikası olmaksızın yüzlerce taciz atışı gerçekleştirmekte, Azerbaycan Ermenistan  barışını baltalamak için eylemler düzenlemektedirler.

Neyse ki anlaşma sağlandı Kazak bölgesinde bulunan 4 köy iade edildi, savaş düşüncesi de rafa kaldırıldı.

Artık önümüze bakmalıyız.

Zengezur Koridoru hız kazanmalı ve bir an evvel açılmalıdır.

Aynı paralelde Ermenistan Alican Sınır Kapısı da bir an önce açılmalıdır.

Nihayet artık savaş düşünmek yerine, barış konuşulmalıdır.

Köklü barış tesis edilmeli, halklar birbiriyle barış içinde yaşamanın yolunu öğrenmelidir.

Barış demişken, İsrail’in sınır tanımaz saldırganlığı neticesinde Filistin Gazze’de  bugüne kadar yaklaşık 50 bin kişi yaşamını yitirmiştir.

İran, İsrail ile yıllardır savaşır ama buna rağmen sözde İsrail’e karşı duranlar, ne hikmetse İran'ın yanında durmazlar.

Danışıklı dövüş derler.

Bu hareket İsrail’in elini güçlendirdi ve Gazze’yi daha çok bombalayacak demektir şeklinde ABD, İsrail, İngiltere gibi ülkelerin ağzıyla konuşarak böyle bir algının yaratılmasını sağlarlar.

Biri de çıkıp demez ki iyi de sen ne yapıyorsun, madem İran’ın yaptığını benimsemiyorsun madem sen ne yapıyorsun?

Ülkemizde her geçen gün palazlanan tarikatlar neden tek bir kınama bile yapamazken, sen kalkıp İran İran deyip duruyorsun.

Bir grup da çıkıp Azerbaycan’ı eleştirmek için, Gazze kan ağlarken Azerbaycan İsrail'e yakıt satıyor deyip algı oluşturmaya çalışıyor.

Bakınız, bu söylemleriniz kesinlikle rahmani değildir. Umursayan da yoktur.

Bunu diyenler neden Gazze ile komşu olan Mısır'ı konuşmaz, neden Suudi Arabistan'ı, Birleşik Arap Emirlikleri'ni, Katar'ı, Kuveyt’i, Dubai’yi bilmem nereleri konu etmezler? Ama neden İran'ı ve Azerbaycan’ı bilinçli olarak sahaya çekmeye çalışırlar?

Azerbaycan bu işlerde en son sorgulanacak ülkedir.

Bizim ülkemizden İsrail’e yapılan ihracatın, binde birini Azerbaycan anca yapıyordur.

Bırakın bizleri, Ürdün, Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri aleni ABD, İsrail batı uşaklığı yapan ülkeler olduğu halde, bugüne kadar İsrail’e tek laf etmek şöyle dursun, Gazze’yi yerle bir eden İsrail’i desteklediklerini belirtmelerine rağmen hiç kimse bu ülkeler hakkında olumsuz laf etmemektedir.

Anlayacağınız konuşulanlara itibar etmemek gerekiyor, bu sözleri konuşanlar kesinlikle samimi değillerdir.

Anlayacağınız Müslüman görünümlü olup bizden olmayanlar toplum içine nifak sokmaktan başka bir işe yaramıyorlar.

Umarız Ermenistan ile kalıcı barış sağlanır, umarız İsrail Gazze’de akıttığı kanda boğulur.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.