- Araç sahipleri nefes alacak! Akaryakıtta çifte indirim bekleniyor
- Palandöken: “Perakende yasası tüketiciyi enflasyondan korur”
- ‘Öğretmenler Odası Buluşmaları'nın 10'uncusu Diyarbakır'da gerçekleşti
- Türkiye’de sadece Elazığ’da çıkarılan vişne mermerinden yapılan tespihler 85 bin liradan alıcı buluyor
- Muhtarlık ikisine de yar olmadı
- İL JANDARMA KOMUTANLIĞI TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLERİ BELİRLEDİ
- İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ GÜZERGAHLARI İLE AFİŞ-PANKART ASILABİLECEK YERLER,
- TAZİYE VE TEŞEKKÜR MESAJI
- TAZİYE TEŞEKKÜR MESAJI
- Taziye Teşekkür Mesajı
- İL BAŞKANI AYAZ 14 MAHALLE MUHTARIYLA BULUŞTU
- SENGER BAŞKAN MAZBATASINI ALDI
- TUZLUCA BELEDİYE BAŞKANLIĞI TÜRKAN’A VERİLDİ
- MEHMET NURİ GÜNEŞ MAZBATASINI ALDI
- ÜLKÜ ÖCAL’DAN SEÇMENE TEŞEKKÜR MESAJI
İtiraf
Haklısınız. Uzun zamandır yazmıyorum, yazamıyorum.
Cadde de, sokakta rastladığım bazı arkadaşlarım, telefon ve maillerle neden yazamadığımı soran bazı eş, dost ve okurlar hayli çoğunlukta. Özellikle Iğdır dışında yaşayan sevgili hemşerilerim bu soruyu daha çok sormaktalar. “Niçin yazmıyorsun?” Niçin yazmadığımı, yazamadığımı siz sevgili okurlara açıklayayım. Zaten günlerdir, aylardır parmaklarım her tuşa gittiğinde, elime kalemi her aldığımda duyduğum bir iki laf midemi bulandırdığı için yazamıyordum. Hani derler ya; “Sinek bir şey değil, ancak mide bulandırır.” Benimki de o misalde… Neymiş efendim; Yeşil Iğdır Gazetesi faşist bir gazetedir, Ben Kürt’üm ya, benim gibi bir Kürt’ün orada yazı yazması yakışık almıyormuş. Yazdığım yazılar o gazeteye güç veriyormuş. Her davranışın bir bedeli olurmuş, ben yarın siyasi bir oluşumda yer alırsam desteksiz kalırmışım gibi, bir takım nahoş, giz dolu, belki de kendilerince iyi niyetli uyarılar… Doğrusu beni biraz tedirgin etti. Tedirgin olmadım desem yalan olur. İtiraf ediyorum. Yazamadığımın tek sebebi bu ve benzeri birtakım tedirgin edici sözlerdir.
Ancak şunu herkes çok iyi bilsin ki, Yeşil Iğdır Gazetesinde yazı yazmak suç ise ben bu suçu işlemeye devam edeceğim. Ben kendimle barışık bir adamım. Ben, “Ben” olmaktan oldukça mutluyum. Dünyaya bir kez daha gelsem yine de” Ben” olarak gelmek isterim. Kendimi bildim bileli, kimseyi üzmedim, kimseyi kırmadım, kimseyi dilinden, dininden, ırkından ve cinsiyetinden ötürü ayırıp ayıplamadım. Kimsenin tavuğuna “Kış”, kızına “Şşşt”, oğluna puşt, köpeğine “Hoşt” demedim. Bana demelerine de müsaade etmedim. Çok ünü bir yazar değilim, Şair değilim, çok kuvvetli bir kalemşor da değilim. Siyasi yazılar yazmıyorum, politik yazılar yazmıyorum. Benim tüm derdim, tasam Iğdır ve Iğdır’da yaşananlar. Benim yaptığım, geçmişten günümüze, Iğdır’ın soysal, siyasal, kültürel yapısından kaynaklanan, biraz da özlemli yaşantısını dile getirmekten ve o anları yeniden yaşayarak, onlardan birtakım dersler çıkarmaktan başka bir şey değildir. Son 15-20 yıldır Iğdır’da Azeriler ve Kürtler arasında siyasi ve hatta sosyal bir çekişme var. Bunu kimse inkâr edemez. Benim Kürt olmam bu çekişmenin tarafı olmam anlamına gelemeyeceği gibi Kürtlüğümü de inkar edeceğim anlamına da gelmez. Ben kendimi her iki toplumun da kullanacağı bir köprü gibi görüyorum. Yalnız benim gibi düşünmeyen, çok önyargılı ve katı kurallı düşünen bazı arkadaşlarımdan, ( bu Kürt’te olabilir, Azeri de, Türk de) bir farkım var. Ben hiçbir zaman yolun bu tarafında durup karşı tarafı hakkında peşin hükümlü olmadım. Ben kendi mahallemde yaşarken, bazen de karşı mahalleye geçip, orada yaşayarak kendi mahalleme bakıyorum. Bu vesile ile yanlışları, doğruları, güzellik ve çirkinlikleri daha net görebiliyorum. Bizim mahalledeki deveyi pire yapıp görmezden gelemeyeceğim gibi, karşı mahalledeki pireyi de deve yapamam. Bunun tersini de yapamam. Eğriye eğri, doğruya doğru…
Gelelim Yeşil Iğdır Gazetesinin Faşist ve ırkçı oluşuna! Bir kere ben bu iki yakıştırmaya da inanmıyorum. En azından şu ana kadar yazdığım hiçbir yazıma sansür uygulanmamış, hiçbir yazımı yayından alıkoymamıştır. Bütün ulusal gazetelerin ve de yerel gazetelerin elbet teki bir misyonu ve vizyonu vardır. Bu doğaldır. Fakat hiçbir zaman herhangi bir gazete tek taraflı bir yayın anlayışı ile hayatını sürdüremez. Sürdürse dahi yayın hayatı oldukça kısa olur. Yeşil Iğdır gazetesi Kitle Gazetesidir ve bu yayın hayatını altmış yıla yakındır da sürdürmektedir. Bildiğim kadarı ile herkese ve her kesime de yer vererek, röportajlar yaparak yayın hayatını sürdürmektedir. Her ne ise; Benim derdim, tasam Yeşil Iğdır gazetesini savunmak değil. Benim derdim, bilip bilmeden, araştırıp sormadan, beynimizde allayıp pullayıp piyasaya sürdüğümüz ön yargılarımızla birbirimizi üzmemiz ve kırmamızdır, dışlamamızdır, ötekileştirmemizdir. Sen, ben, o, ister Azeri olalım, ister Kürt olalım, ister Türk olalım, adam olamadıktan sonra Azeri olsan ne yazar, Kürt olsan ne yazar. İyi iyidir, kötü de kötüdür. Bu kadar basit! Şu sözlerimi kafanızın bir yerlerine iyice yerleştirin. Bir zamanlar Ekrem Hoca, şöyle demişti dersiniz;
“ Bizler birbirimizi ötekileştirip uzaklaştırdıkça aramıza girecek olan devşirmeler biz istesek de bizim birbirimize yaklaşmamız, toplumsal, siyasal ve sosyal menfaatler elde etmemize müsaade etmeyeceklerdir. Sen bir uçta ben bir uçta, başkalarının çıkarları için birbirimize dışlayacağız.iş işten geçtikten sonra da Ahhh.. Keşke… Ahh.. Keşke… Diyerek hayıflanacağız ama artık fayda etmeyecek Ahhh… Keşkeklerimiz. Çünkü atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiştir. Bilmem anlatabildim mi? Ben bildiğim yoldan yürümeye devam edeceğim. Ancak; Sizi bilemem!...
(bu Kürt’te olabilir, Azeri de, Türk de)<br />Ama Hocam Hepimiz Türküz
Hocam ağzına kalemine saglık uzun bir aradan sonra iyi oldu yazmaya başlamanız değindiğiniz çok özel ve hassas konular önemli vurgular yapıyorsunuz yazınızda belirtiginiz devsirmelerdir ancak sizin hakkınızda ön yagılı düşünüp davransınlar. Saygı ve sevgiyle kaleminin boyası bol olsun Ellerinizden öperim.
abi eline sağlık yazını harika yerlere götürdü beni, üniversitedeyken dönemin başında tahtalara bir yazı yazarlardı "Taraf Olmayan Bertaraf Olur" bunun yazanların tarafı değildim ama ( ne kadar da bunu yazanların gözünde bertaraf olma çizgisine yakın durduğumu iddia etseler de) gençliğin heyecanıyla helal olsun adamlara bas bas bağırıyor ya benim gibisin yada puffff diyor , fikir böyle savunulur diyordum, sonra zaman geçti unuttum bu olayları ve bunu yazanları ta ki senin bu yazını okuyuncaya kadar, senin yazını okuyunca onlar ve geçmiş aklıma geldi şimdi imrenerek baktıklarım hakkında, ne kadar küçük bir dünyaları varmışta kendilerinden başkasını koyacak yerleri yokmuş ve o küçük dünyada ne fırtınalar varmışta kendilerinden başkasının haberi yokmuş, diye düşünüyorum. <br />Ne kadar büyük birşey insanın kendinden başkasının varlığını onu yaftalamadan kabul etmesi, onu bir birey, bir toplum, bir ideoloji olarak kabul etmesi, insanın durduğu yerden hayatını değerlendire bilmesi ve başkasının durduğu yerden de o insanın duyuşlarını ve düşüncelerini ön yargısız değerlendire bilmesi, buna toplum olarak çok ihtiyacımız var çünkü Iğdırlıyız ; Kürdüz- Azeriyiz, Terekemeğiz, Göçmeniz, Şiiyiz, Sünniyiz yani velhasıl kelam çok fazla karışığız onun için bizim dünya görüşü geniş, taraf olana ama taraftar olmayana çok ihtiyacımız var onun için abi sen Ekrem BAYDAR olarak yaz. <br />Selam ve hürmetle
EKREM HOCA, GÜLDÜRÜ VE ESPİRİ USTASIDIR. HİÇ DEĞİŞMEDİ. SOSYOLOJİK ORTA ADAM OLARAK FAYDALI OLMA GAYRETİ VAR. BİZE GÖRE OLDUĞU GİBİ GÖRÜNSÜN, GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLSUN. ALLAH YOLUNU AÇIK ETSİN.<br />EKREM HOCA'DA HEP YANLIŞ YAZIYOR.<br />ÇÜNKÜ IĞDIR'DA, TÜRK, AZERİ, KÜRT GİBİ YAKLAŞIMLAR YANLIŞTIR.<br />Iğdır'daki Azeriler zaten Türk'tür. hem Azeriler hem Türkler gibi ikilemli bir saptama çok yanlış ve de yersiz bir saptamadır.<br />KÜRTLERLE TÜRKLERİ KORKU SALARAK KİMSE BÖLEMEZ. KÜRTLERİN YÜZDE 70'İ TÜRKİYE'NİN BATI'SINDA YAŞIYOR. İŞ SAHİBİ, YA DA KAMU GÖREVLİSİDİR. TÜRK KARDEŞLERİYLE OMUZ OMUZADIR. <br />SELAMLAR<br />ZEKİ ÇETİNKAYA
Iste tekci bir basbakana yakisan "hemseri lakapli bir paranoyak daha".Sayilari azalmissada hala az degiller. Böyle saglam saglam gözleri olupta korce bakanlara allah akil versin,<br /><br />Xocanin izdirabini anlamak zor degildir. Ama sanirim sadece kimi kurtler degil yukardaki tekciler daha cok senin yazmana tepkili. Ama sen sen ol,ne cok siradan neden cok abartili dur. Bir fransiz yazar diyorki;dogruluguna inindigim seyi yasamim pahasina savunurum. Sen herkesin kendini dogustan gelen özgünlükleriyle yasamasini savundugun müdetce seni takdir edenlerin sayisi zalimlerinden katbekat fazla olacaktir. Tabiki medeni ve de modern cesarete sahip olan bir basta kendi dogustan gelen kimligini ve tüm kimliklerin dostu olacaktir. Bende kurtkimliginden dolayi yillarca tekci rejimin baskilarina maruz kalan ve ulkesinde istemiyerek ayrilmak zorunda kalan bir okur olarak diyorumki,yesil igdir gazetesi igdirdaki yerel basin icerisinde en makul olanidir. Eski basin mensubu olarak duzenli bir sekilde takip ettigim icin,yayin kaliteside oldukca iyidir. Tam olmasa da igdirin cok kimlikligine de ozen göstermeye calistigini da inkar etmemek lazim. Bana gore bir degil daha fazla ekremler bu gazete de yeralirsa:o zaman "yok fasistmis,yok bolucuymus"diyen ayriksilarin,inkarcilari sesi daha suretle kisilacaktir. Xoca sen yazmaya devam et. Sevgili Cebbar birkac kurdu daha kadroya almali. Birde gazetenin kadrosunda bayanlarin olmamasi sik olmuyur sevgili Cabbar. Ismine uygun bir sekilde igdirin renkliligine hizmet etme askimiz olsun yeter Gerisi viz. Birde o guzelim tarihi kirvelik baglarini daha cok islemeliyiz. Arada bir ucaklarla gelenlerin o sehrin güzelim mozyine bir faydasi olamaz. Onlar faydaci parasutculardir. Sevgiyle kalin