Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Iğdır Iğdır'ın Hayvansal Üretim Yapısını ve Potansiyelini Araştırıyor

Tarih : 2013-02-15 / Kategori : Gündem

Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Iğdır Iğdır'ın Hayvansal Üretim Yapısını ve Potansiyelini Araştırıyor

    Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin hazırladığı ve Serhat Kalkınma Ajansı(SERKA) tarafından desteklenen “Iğdır İlinin Hayvansal Üretim Yapısı  ve Potansiyelinin Belirlenmesi” projesi kapsamında Iğdır’ın hayvansal üretim yapısı ve potansiyeli araştırılıyor.
    “Iğdır İlinin Hayvansal Üretim Yapısı ve Potansiyelinin Belirlenmesi” projesinin Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) tarafından Doğrudan Faaliyet Desteği Programı (DFDP) kapsamında desteklendiğini belirten Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi ve proje koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Kasım Şahin, proje süresinin 3 ay, bütçesinin ise 26 bin 900 TL olduğunu kaydetti.
    Projenin amacı hakkında bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Kasım Şahin, Iğdır’ın hayvansal üretim yapısını tespit etmeyi ve Iğdır’daki hayvansal üretimin(verim de dahil) artırılmasının yanında çeşitlendirme imkanlarını da araştırmayı hedeflediklerini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Şahin “Iğdır ilinin hayvansal üretim potansiyeli tespit edilmelidir. Iğdır ilinin sahip olduğu mikroklima özelliği de dikkate alındığında, yem bitkileri için üretim sezonunun uzun olabileceği düşünülerek ilde hayvansal üretimin (verim de dahil) artırılmasıyla birlikte çeşitlendirilme imkanları da mevcuttur. Bir ülkenin veya bölgenin kalkınmışlık değeri yem bitkileri ekimi ile doğru orantılıdır. Iğdır’da tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi için mevcut hammadde (başta süt ve et olmak üzere) kaynaklarının tespiti ve hammadde üretiminin yönlendirilmesi gerekmektedir. Hayvansal üretim yapan veya yapma eğiliminde olan üreticilerin mevcut düşünceleriyle birlikte geleceğe dönük görüş ve düşüncelerinin tespitinden hareketle, Iğdır’da hayvancılığın gelişimi hakkında bir projeksiyona ihtiyaç vardır. Iğdır ilindeki mevcut hayvansal üretimin katma değerinin yükseltilmesi de gerekmektedir. Stratejik bir alan olan hayvansal üretimin devamlılığı sağlanmalıdır.” dedi.
    Proje kapsamında yapılacak olan araştırma faaliyetleri ile ilgili bilgi veren proje koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Şahin, çalışma ekibinin oluşturulması ve eğitimi, anket formlarının hazırlanması, araştırma alanının tespiti ve anketlerin uygulanması  ve analizi gibi çalışmaların yapılacağını belirtti. Yrd. Doç. Dr. Şahin “Çalışmanın başlamasıyla birlikte 15 günlük süre zarfında literatür taraması, anket formlarının hazırlanması ve ana kitlenin tespitini yapacağız. Aynı süreçte araştırma ekibi oluşturulduktan sonra anket çalışmasında yer alacak akademik personel belirlenerek, konuyla ilgili bir eğitim çalışması da yapacağız. Iğdır’da hayvansal üretimin yaygın olarak yapıldığı merkez başta olmak üzere Karakoyunlu, Aralık ve Tuzluca ilçelerinden seçilecek köylerde hayvansal üretim yapan üreticilerden birincil veriler toplayacağız. Köylerde yaşayan çiftçilerle birebir görüşme yoluyla anket çalışması yaparak, araştırmayla ilgili veri toplayacağız. Toplanacak olan bu veriler 2012 üretim dönemine ait olacak.” diye vurguladı.
    Yrd. Doç. Dr. Şahin, son olarak projeden beklenen sonuçları da şu şekilde açıkladı: “Süt ve besi sığırcılığının günümüzdeki önemli sorunlarından biri örgütsüzlük ve var olan örgütlerin yeterince aktif olamamalarıdır. Yürürlüğe yeni giren üretici birlikleri yasası ile süt sığırcılığında örgütlenme süreci hızlanmış olsa da örgütlenmenin yeterli düzeye ulaştığı söylenemez. Süt sığırcılığındaki örgütsüzlük olgusu hem girdilerin pahalı alınıp çiğ sütün ucuza satılmasına hem de son destek kararnamesi örneğinde olduğu gibi tepkilerin cılız kalmasına neden olmaktadır. Hâlbuki hayvancılık sektörü gelişmiş kimi Batı ülkelerinde yetiştirici örgütleri sivil bir güç olarak hükümetlerin üzerinde önemli bir baskı unsuru oluşturabilmektedir. Dolayısıyla gelirin artması ve üretilen hammaddenin değerlendirilmesiyle bu sorun ortadan kalkmaya başlayacaktır. Hayvan yetiştiricileri geleneksel küçük aile tipi işletmelerden kurtularak, modern tesislerde hijyenik ve çağın gerektirdiği modelle, girdileri ucuza temin edilen ve pazarlama imkanları olan hayvancılık yapmalarına katkı sağlanacaktır. Türkiye’de ve Iğdır ilinde süt sığırcılığının en önemli sorunu aile içi tüketime dönük üretim yapan ilkel yapıdan pazar için üretim yapan modern aile işletmeciliği modeline bir türlü geçilememesidir. Oysaki yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi hayvancılık alanında da son yıllarda yeni paradigmalar (değişim olguları) ortaya çıkmakta, artık nano-biyoteknolojik yöntemler de hayvancılık sektöründe sıkça kullanılmaktadır. Böylece yeni teknolojilerden de yararlanma imkânı sağlanacaktır. Hayvansal ürünleri işleyen ve yem üreten fabrikaların faal kapasiteleri ile birlikte ve ülke ekonomisine sağlayacakları katkı da artacaktır. Nakliyeciler, sağlık hizmeti sunan sektörler vb. ilave gelir sağlayacaklardır. Ayrıca devletin vergi gelirleri artacak, tüketiciler de hem kaliteli hem de ucuz hayvansal gıda tüketeceklerdir. Hayvansal yan ürünler ne kadar değerlendirilirse o kadar da hem ülke ekonomisine hem de hayvansal ürünlerde ki fiyat istikrarına yardımcı olacaktır. Süt ineklerin hala ilkel ve kapalı ahırlarda barındırılmasını, mevcut boğa altı inek-düve varlığının yarısının bile hala kültür ırkına dönüşememesini, yıllık tohumlanan inek-düve sayısının toplam boğa altı inek sayısının üçte birini bile bulmamasını, üretilen sütün çiğ yani katma değeri düşük olarak pazarlanmasını, yetiştiricilerin eğitimsizliğini, yeni teknolojilerin ve otomasyon sistemlerinin bir türlü hayata geçirilmeyişini, kaba yem üretiminin yetersizliğini sayabiliriz. Bu durumu ortadan kaldırarak sorunlarımızı çözebilme imkânı sağlayabiliriz. Üretimin artması ve örgütlenmeyle birlikte hayvancılık sektörünün desteklerden daha fazla yararlanma imkanı elde edilecektir. Ürünlerin çeşitlenmesi yanında, pazarlanması sorunu da bir dereceye kadar ortadan kalkmış olacaktır. Üreticiler bilinçlendirilerek ürettikleri hayvansal hammaddeleri değer fiyattan satmaları sağlanmış olacaktır. Hayvansal üretimdeki katma değer artarak, il genelinde üreticilerin ekonomik refah düzeyleri iyileşmeye başlayacaktır. Tarıma dayalı sanayi işletmesi kurmak isteyen müteşebbislerin önü açılarak, hammadde talebi ve hammadde tedariki açısından çeşitli imkanlar sağlanmış olacaktır. Üretim ve verimlilikte artışlar meydana gelirken, mevcut hayvan poplasyonunda da genetik iyileşme ve verimlilik artacaktır. İl genelinde yem bitkileri üretiminin artması, yem bitkileri üreticilerinin gelirini de artıracak, hayvancılık yapan işletmelerin de yem teminini kolaylaştırarak maliyetlerini azaltacaktır.” diyerek konuşmasını tamamladı.

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.