Bakan Bozdağ': Iğdır’da Müftünün hazırladığı raporu Vali istedi...

Tarih : 2013-11-22 / Kategori : Gündem

Bakan Bozdağ': Iğdır’da Müftünün hazırladığı raporu Vali istedi...

    CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, Iğdır Müftüsü'nün hazırladığı rapor üzerinde ayrıntıyla durdu.
    Hazırlanan raporda, “Kürt kesiminden gençlerin ideolojik taleplerini terörize uygulamalarla dile getirdikleri” ve “Azeri-Caferi kesimden de bazı grupların inançsal (mezhepsel) düşüncelerini dini argümanlarla seslendirdikleri görülmektedir” gibi skandal ifadeler kullanılmıştı.
    Bunun üzerine Bakan Bozdağ'ın yanıtı ise ilginçti: Müftünün hazırladığı raporu vali istedi...
    Konuşmanın tutanakları aşağıdaki gibidir.
    ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Teşekkür ediyorum.
    Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
    Evet, muharrem ayına girdik biliyorsunuz, mâhımatem muharrem. Öncelikle, bu ayda Kerbela şehitleri için, İmam Hüseyin için, ehlibeyit için, 12 İmamlar için matem orucu tutan yurttaşlarımızın, canlarımızın oruç ve ibadetleri Hak katında kabul ola diyorum.
    Kerbela olayı, biliyorsunuz, Peygamber evladına Fırat’ın suyunun çok görülerek, orada, tarihin gördüğü en kanlı savaşta, vahşice İmam Hüseyin ve Peygamber evlatlarının şehit edilmesini anlatır.
    Aslında Kerbela bize hep böyle susuz bir çöl gibi gelir, ama Kerbela susuz bir çöl değil, içinden koskoca Fırat geçmektedir. Kerbela’nın anlamı, o koskoca Fırat’ın suyundan Peygamber evladının mahrum bırakılması, bir damla suyun verilmemesi.
    Şimdi, işte Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi tam da buna benziyor aslında, Kerbela’ya benziyor, koskoca bir Fırat’ın suyu gibi 5,5 milyar TL gibi bir bütçe tek bir inanca, ama Alevi cana, o İmam Hüseyin’i seven, ehlibeyti seven, o yolda gidenlere bir tek kuruş verilmiyor, bir kuruş verilmiyor.
    Bu açıdan, bu bütçe -sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim- haramdır, İslami açıdan haramdır, insani açıdan, hukuk açısından zulümdür, haksızlıktır diyorum.

Efendim, işte arkadaşlar söylüyor: “Aleviler de İslam’ın içindedir, Aleviler İslam’ın bir yorumudur. Buyursunlar gelsinler camiye, gelsinler benim gibi namaz kılsınlar.” Alevi canlar tabii ki asimile olmak için oraya gelmeyecektir ama biliyorsunuz ülkemizde Azeri Caferi kesimleri camisi var, camiye gidiyorlar ama müftü efendi ne diyor, Iğdır Müftüsü: “Aman efendim, bunları hemen Diyanet İşleri Başkanlığına bağlayalım, asimile edelim.”
    Sayın Bakan, Iğdır Müftüsü hâlen görevde mi bilmiyorum ama bakın, o arkadaş orada görev yapamaz artık bu saatten sonra. Soruşturma açtı Diyanet İşleri Başkanlığı ama göstermelik bir soruşturma olursa bu işin sonunda olacak olaylardan Diyanet İşleri Başkanlığı sorumludur, siz sorumlusunuz. Bunu buradan ilan ediyorum. Yani, bağnaz, mezhep taassubuyla hareket eden bir adam müftülük görevi yapamaz, Diyanet İşleri Başkanlığını bir ilde temsil edemez. Ne diyor müftü efendi: “Efendim, Azeri Caferi imamlar, mollalar hurafelerle halkı kandırıyor, bizim camilerimize gelmesini engelliyorlar.” E, sana ne kardeşim? Ya, hurafeyse hurafe, oraya inanıyorsa oraya… Kime ne? Yani, tek tip mezhep yaratma, tek tip inanç yaratma diye bir projeniz mi var? Diyanet İşleri Başkanlığını böyle bir görevi mi var?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Doğruyu yapma görevi var.
MÜSLİM SARI (İstanbul) – Kime göre doğru?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Herkese göre doğru.
MÜSLİM SARI (İstanbul) – Size ne ya.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Anayasa’ya göre Diyanet İşleri Başkanlığı laiklik ilkesi doğrultusunda göre görev yapar. Laiklik ilkesi bütün inançlara eşit davranmaktır. Efendim size ne? Yani, Caferi öyle namaz kılıyor, Alevi cemevine gidince “Allah-Muhammed-Ali” deyip zikredecek. Tek tip Müslüman mı yaratmak istiyorsunuz? Yani, asimile politikası sizin, bakanlığın ve Diyanet İşleri Başkanlığının bir politikası mıdır? Bu söyleyin, bilelim, bizde ona göre tedbir alalım. Bu hâliyle Diyanet İşleri Başkanlığı artık belli tarikatların, belli yobaz zihniyetlerin kurumu olma durumuna gelmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığının ya kaldırılması ya da acilen revize edilmesi gerekiyor.

Siz hep askerî vesayetten falan bahsedersiniz, askerî vesayet kaldırıldı falan ama daha ağır bir vesayet, Diyanetin vesayeti gelmiştir bu ülkeye şu anda. Şu anda en büyük vesayet Diyanettir. Şu anda cumhuriyetin önündeki en büyük engel Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Bu kurum revize edilmeden, bu kurum değiştirilmeden, bu zihniyet değiştirilmeden bu ülkede ne insan haklarından ne demokrasiden ne inanç hürriyetinden bahsedemezsiniz. Bu kadar açık, bu kadar açık.
    Dolayısıyla, Sayın Bakan, lütfen, siz cumhuriyetin bakanısınız. Anayasa “Diyanet İşleri Başkanlığı laik cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda görev yapar.” diyor. Bu görevi tekrar hatırlatın Diyanet İşleri Başkanına ve yetkililerinize. Ve o müftü hakkında gereğini acilen yapın, yoksa daha büyük olaylara sebebiyet verebilirsiniz.

Sorunsuz olan, ülkenin savunmasında, millî birlikte, vatanın bütünlüğü konusunda en çok sorumluluk duygusu olan bu ülkede 3 milyona yakın Azeri Caferi kesimi problemli hâle getirmekten kastınız nedir? Yani, müftünün raporunu okuduysanız, bir şey diyor orada, Iğdır’ı analiz ediyor, diyor ki: “Iğdır’da Şafi Kürt kardeşlerle Azeri Şiiler tarihten beri bir arada barış içinde yaşamaktadır. Herhangi bir problem yoktur bunlar arasında. Mezhep itilafı da herhangi bir probleme neden olmamaktadır. Hatta terör olayları bile husumete neden olmamaktadır.” E, çok güzel; e, olmamaktadır. E, peki ne istiyorsun müftü efendi, derdin ne? Niye kaşıyorsun kardeşim? Yani, sanki müftü problem istiyor Iğdır’da. Yani hakikaten…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    BAŞKAN – Sayın Özgündüz, lütfen tamamlar mısınız.
    ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bakın, Iğdır özel bir yerdir, Iğdır özellikli bir yerdir, 3 ülkeyle sınırı olan bir yerdir. Böyle bir yerde böyle bir müftünün değil, gerçekten dini iyi anlayan, mezhep taassubundan uzak, mezheplerin sadece farklı fıkıh olduğunu bilen, aydın din adamlarına ihtiyaç vardır. O müftü hakkında gereğinin yapılmasını talep ediyorum ve dediğim gibi, bu Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin İslami açıdan haram, insani açıdan zulüm, haksızlık olduğu için ret oyu vereceğimizi bildiriyorum, saygılar sunuyorum.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – … BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Iğdır İl Müftüsüyle alakalı değerlendirmeler yapıldı burada.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) – Yavuz zalim demektir!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Tabii, Iğdır İl Müftüsü bir rapor nedeniyle gündeme geldi. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı derhâl bir müfettiş görevlendirdi, konuyu incelettiriyoruz, raporun sonucuna göre de biz hareket edeceğiz, ancak kamuoyunun şunu bilmesini özellikle istiyorum ki Iğdır İl Müftüsünden böyle bir raporu Hükûmet olarak biz istemedik.
    İki, böyle bir raporu Diyanet İşleri Başkanlığı da istememiştir.
    Üç, böyle bir raporu İçişleri Bakanlığı da istememiştir. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum.
    ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – O zaman gerekeni yapın! Müftü istihbarat görevlisi değil ki, arkadaşları fişlemiş!
    İHSAN ÖZKES (İstanbul) – O istemeden rapor yazılır mı ya?
    BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bu rapor valiliğin talebi üzerine hazırlanıp gönderilmiş bir rapordur, biz de bu konuyu inceletiyoruz.
    ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Takip edeceğiz! Müftüyü ve valiyi takip edeceğiz Sayın Bakan!
    BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Devlet yönetimini bilenler bilirler ki bir iddia ortaya atıldığı zaman, bunun üzerinde gereken tahkikat yapıldıktan sonra, yapılması gereken bir şey varsa yapılır, biz de şu anda bu konuyu inceletiyoruz, bununla ilgili gereken, efendim, adımı da atacağız, atmamız gereken ne adım varsa onu da yapacağız, bunun özellikle bilinmesini istiyorum. Bir de Diyanet İşleri Başkanımızla burada ifadeler kullanıldı, diyanet işleri teşkilatıyla ilgili ifadeler kullanıldı. Diyanet işleri teşkilatının bir yobaz kurumu olduğu söylendi ki yani bu lafı ben bu çatı altında bulunan hiçbir arkadaşıma yakıştıramadığımı özellikle ifade etmek isterim.
    MÜSLİM SARI (İstanbul) – Kim söyledi?
    BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Ali Özgündüz Bey söyledi efendim. Kendi buradaysa, “Yobaz kurumu olmuştur.” dedi. Bu bir hakaret…

AYTUN ÇIRAY (İzmir) – Hayır…

İHSAN ÖZKES (İstanbul) – Tamamını söyle, çarpıtmayın Sayın Bakan!

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Hayır…
    BAŞKAN – Lütfen arkadaşlar…
    BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bakın, Sayın Özgündüz, ben buradayım.
    Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkenin saygın bir kurumudur, orada görev yapanlar da haysiyetli, şerefli, aydın, bilge kişilerdir, orada yobazlar barınmıyor, onun için bu lafı söyleyene, ben, bunu, kusura bakmasın…
    İHSAN ÖZKES (İstanbul) – Siz çarpıtma ustasısınız, onu iyi biliyoruz!
    BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Efendim, açın tutanakları, getirin, bakın. Yani ben iade ediyorum, bu büyük bir saygısızlık işin doğrusu.

Facebook Beğenenler

  1. Kurban ali 2013-11-22 13:47:58

    Sayın vekilimi kutluyorum. Iğdır İl Müftülüğü tammamen Van'lılara kalmış, tam bir şövmenlik yeri olmuş, 2011 yılı genel seçimde çadırda PKK sempatilere sivil itatsizlik eyleminde cuma namazı kıldıran Van Erçiş'lı emekli imam Tahirhan BİÇER'ın çiftliği olmuş, bu namaza karşılığı Müftü Cüneyit KULAZ Tahirhan Biçer'ın oğlu ve eniştesini işe aldı. ığdır'da 1000 lerce işsiz genç olduğu halde. keşke sayın milletvekilim bunlarıda dile getirseydi. Diyanet İşleri tam lmaşkalaşmış, adam kaydırma merkezi olmuştur. din maskesi altında, havadan kadro veriyor, ondan sonra başka kurumlara yatay geçişi yapıyor. Iğdır Müftülüğü ise BABA-OĞUL saltanatı olmuştur.

  2. kilic 2013-11-23 12:21:11

    saygilar.ali özgündüz beye helal olsun doguru konusmus ama anlayana,igdir bu kardesimizle gurur duymasi lazim.kutluyorum....

  3. adil aşırım 2013-12-02 22:25:41

    Tebrikler Değerli kardeşim.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.