İnsanoğlu Hocalı'da Yaşanan Katliama Neden Duyarsız?

Tarih : 2011-03-01 / Kategori : Genel Haber

Hocalı  Katliamının 19.yıldönümünde şehit olan soydaşlarımız Bursa’da anıldı. 

26 Şubat 1992’de Hocalı’da Ermeniler tarafından hunharca katledilen soydaşlarımız Bursa Azerbaycan Kültür Derneği ve Iğdır Derneği’nin ortaklaşa yaptıkları 19.yıl anma programı Bursa Ördekli Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Açılış konuşmasında Azerbaycan Kültür Derneği Başkanı Handan Askeran Ton; “Hocalı’da yaşananlar bizim için en acı olaylardan birisidir. Ermeniler, çoluk, çocuk, yaşlı ve kadın demeden orada yaşayanları hunharca soykırım yaparak katlettiler. Bizler şehitlerimizi rahmetle anıyor, soykırım yapan Ermenileri bir kez daha kınıyor ve lanetliyoruz.19 yıldır sesimizi duyurmaya çalışıyoruz, gerek dünya devletleri ve gerekse Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu soykırım olaylarını resmi olarak kınayıp ve meclisten Hocalı Soykırımını onaylamalarını istiyoruz. Biz Atatürk’ün torunları olarak ne yapıyoruz? Bunu bir sorgulamamız lazım. Birçok kadınımız, çocuğumuz, Karabağda, Bosnada, Irakta ve Dünyanın birçok yerinde tecavüze uğrayarak hunharca katledilmekteler ve şiddete maruz kalmaktalar. Bizler ve insanlık neler yapmakta? Bunu bir kez daha sorgulamamız gerekmektedir.Ermeniler kendi yapmış oldukları vahşeti Türkler yapmış gibi gösteriyorlar.Biz Ulus olarak barıştan ve sevgiden yanayız.Çocuklarımıza kin tohumları ekmeyelim,sevgi ve barış tohumları ekelim.”dedi.
Gazeteci yazar Eşref Uzundere Hocalı’da yaşananlara dair slayt gösterisinde bulunarak, yaptığı konuşmada;  “Resmi verilere göre bu alçak saldırıda 613 kişi katledilmişti. 83 çocuk, 106 kadın, 70 yaşlı insan acımasız şekilde işkence ile öldürülmüşlerdi. İşte yaşanan olaylardan  örnekler;
Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş  olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars'ta, Ağrı'da, Van'da, Erzurum'da da ataları oynamıştı. Onlardan duymuşlardı. Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı... Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken,diğeri elindeki demir parayı havaya attı: 
-Akçik, manç?.. (Kız mı, oğlan mı?) 
-Akçik... (Kız) 
Bu cevap üzerine 'oğlan' diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı. Kan bürülü gözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi. 
-Tun şahetsar, ınger... (Sen kazandın, yoldaş) 
-Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana... (Ben kazandım ama bu bebek nasıl beslenecek?) 
-Mayrigı bedge gişdatsine. (Annesi besleyecek elbette) 
Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı: 
-Mayrig yerahayin zizdur. (Çocuğa meme ver) 
Aynı dakikalarda Hocalı'nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top arayışına girmişlerdi. Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı: 
-Asixn ma/, çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek... (Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın...) 
Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa, başı da orta yere düşmüştü...Ermeniler zafer naraları atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.
Bu iki olay Hocalı'da bundan çok değil yalnızca 19 yıl önce yaşandı. Her iki olay da ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü tanıklarının anlatımlarıdır. Ne yazık ki 26 Şubat 1992 günü binlerce Azeri türlü yöntemlerle vahşice katledilmiştir.
Bu  olaylardan kurtulan insanların psikolojileri bozulmuş,olayların tahribatından dolayı ruhları ve hafızaları asla kurtulamamıştır.Peki neydi bu üşmanlık? Ermenistan’daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye’nin 12 ili yer almaktayken, Ermenistan bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağı’nın resmi varken, Ermenistan milli marşında “Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün, öldürün” denmekteyken başkaca bir neden aramaya gerek yok sanırım.
Hocalı’da katliam yerini gezen Fransız yazar Jean Yves Junet; “Pek çok savaş hikayesi dinledim.Faşistlerin zulmünü işittim, ama Hocalı’daki  gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz.” diye katliamın boyutunu anlatıyordu. Bizde bu soykırımda şehitlerimizi rahmetle anıyor, Ermenileri lanetle kınıyor ve tüm ulusları ve insanoğlunu bu olaya duyarlı olmaya çağırıyoruz.       
Ali ERGÜL/Bursa

 

Facebook Beğenenler

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.