Od Yurdundan Bu Diyara

Tarih : 2011-12-24 / Kategori : Genel Haber

 Od Yurdundan Bu Diyara

Hoş sefalar getirdiniz.   Hazan dönüştü bahara,  Hoş sedalar getirdiniz

SEMPOZYUMUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
           13/ARALIK/2011 tarihinde Salı günü Iğdır’ımızda   2. Uluslararası Aras havzası sempozyumu yapıldı. O sempozyuma ben de naçizane “Taşburun’da yaşayan Revan Azeri Türkleri” isimli bildiriyle katıldım. İyi ki katılmışım. Çünkü orada Azerbaycan’dan sempozyuma katılan Vagif Memmedov başta olmak üzere Nahcıvan üniversitesinin en genç bilim adamı olan Elbruz İsayev, Prof. Dr. Alovset Guliyev,        Prof. Dr. Hacı Kadir Kadirzade, Doç. Dr. Fergane Kazımova gibi çok değerli bilim adamlarını görmek ve tanımak bana nasip oldu. İsimlerini burada zikredemediğim daha birçok bilim adamıyla aynı karede bulunmak beni hakikaten çok mutlu etti. Bu değerli bilim adamlarının bazılarını gıyaben tanıyordum. Ancak o gün bu güzel insanları fiziken tanımak da hayatımın en güzel anlarından birisi oldu diye düşünüyorum. Sempozyumda bulunduğumuz  üç gün içerisinde bu bilim insanlarıyla dolu dolu sohbet ederken dünyanın en mutlu insanı olduğumu itiraf etmeliyim. Hele bu mümtaz insanların içerisinde şair ve yazar Vagif Memmedov gibi bir zat-ı muhterem vardı ki onun sohbetine doyamadım gerçekten...  Menim yolum boransa da garsa da   Ezabına döze döze gelirem    Hamar yollar asan yollar varsa da  Yaşadacak bu yol beni bilirem Mısralarını satırlarında billurlaştıran Vagıf Memmedov, 28Eylül 1948 de Azerbaycan’ın Nahcıvan vilayetinde doğdu. 1992 de Azerbaycan gazeteciler birliğine 1995 de Azerbaycan yazarlar birliğinin 2005 de Türkiye’deki İLESAM’ın 2010 da Türkiye’deki Avrasya Yazarlar Birliğinin üyesi olmuş  ve 1995-2000 yılları arasında Nahçıvan milletvekilliği yapmıştır. Güzel dostum Vagıf Memmedov’un şiirleri Türkiye, İran, Irak, Rusya, Özbekistan, Ukrayna, Belarus, Yunanistan, Almanya, Bulgaristan, Pakistan ve Amerika gibi ülkeler başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde yayınlanarak okuyucusuyla buluşmuştur. Vagıf Memmedov’u sadece şiirde değil, sanatın başka dallarında da görüyoruz o (1983) bir başka Türk diyarı olan Özbekistan’da yapılan (Taşkent Tersanesi) türkü, şarkı yarışmasında birincilikle ödüllendirilmiştir. Onu Bağdat’ta yapılan “Fuzulî” günlerinde Türkiye’nin Bayburt ilinde yapılan uluslararası Dede korkut kültür sanat şöleninde, Ankara’da yapılan “Ermeni iddiaları  Azerbaycan gerçeği” isimli konferansta İran’da yapılan İran ve dünya şairleri kongresinde Hollanda’da yapılan Hocalı  sempozyumun da Pakistan’daki sofizm panelinde,ve daha dünyada yapılan birçok kültür sanat organizasyonlarında da, bulunduğunu görmek onun daha birçok keşfedemediğiz yönünün göstergesidir. Vagıf Memmedov’un kendisi normal olarak Azerbaycan’da yaşasa da o, Türk dünyasıyla Azerbaycan arasında bir gönül köprüsü kurmanın çabasını görmekteyiz. Gayalar sesime ses verer dinsem   Mahnı tek daşlara hoparam yine   Eğer bu zirvede gartala dönsem  Uçup insanları taparam yine diye yazan şair,aslında dünyanın neresine giderse gitsin öz yurdunun hasretini çekmektedir. Dünyanın en güzel yerleri şair için bir altından kafes olsa da bir bülbül misali vatan vatan diye feryat eder. Ancak kendi köyüne geldiği zaman feryadı keser ve mutlu olur.

Meni gınamayın gelbim kövrelir   

Dumanda gelmişem çende gelmişem                                                         

Nane gohusuna yarpız etrine                                                                               

Ana gaygısına kende gelmişem

Vagıf bey doğduğu yeri o kadar seviyor ki kendi köyünü terk edenlere veya köyden göçüp başka diyarlara gidenlere de gönül koymaktadır. Öyle ki Vagıf bey doğduğu yerden kimsenin göç etmemesini istemektedir. Bu durum düşünce süzgecinden geçerek mısralarda şöyle hayat bulmaktadır:

Ne havaydı geldi senin başına?              

Dönük çıktın toprağına taşına                                                                                    

Yaraşmırdı bu göç senin yaşına                                                                                  

Bu toprağın ahı seni tutacak.

Iğdır’ın kültür adamı  merhum İbrahim Bozyel ile de iyi dost olan Vagıf bey 2005 yılında yayınladığı “Ömür Yolu” isimli kitabını benim için imzalarken, doğrusu böyle kapsamlı bir ilim adamının elinden kitabı alırken, gerçekten dünyanın en bahtiyar insanı  olarak addettim kendimi. Kitabı incelediğimde gördüm ki merhum İbrahim Bozyelle zamanında çektirdiği fotoğrafı görünce de kitabın daha da önem kazandığına şahit oldum. Geçmişte rahmetli İbrahim Bozyelle beraber Azerbaycan için mitingler ve diğer faaliyetler bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. 20.11.1991 tarihinde Nahcıvan için yazdığım şiiri hatırlarken, bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum.

NAHCIVAN                                                                                                      

Milletler hürlüğe doğru yol alır                                                                              

Çok süründün ayağa kalk Nahcıvan                                                                         

Seni esir görmek yürek yandırır                                                                            

Çok süründün ayağa kalk Nahcıvan

Gün olaydı gelip seni soraydım                                                                           

Hürriyetin müjdesini vereydim                                                                    

Ve böylece muradıma ereydim                                                                                

Çok süründün ayağa kalk Nahcıvan

Yetmiş yıldır çekiyorum hasreti                                                                      

Büktü belim dalkavuğun töhmedi                                                                      

  Bin altına değişilmez söhbeti                                                                          

Çok süründün ayağa kalk Nahcıvan

Azeroğlu yaz gerçeği her zaman                                                                         

Ölüm hakkın emri ayrılık yaman                                                                               

Bileklerde kuvvet kalplerde iman                                                                         

Çok süründün ayağa kalk Nahcıvan

Adım Azeroğlu Iğdır evimiz                                                                          

Ayrı yaşasak da birdir dilimiz                                                                                  

Senden ötrü hazan oldu gülümüz                                                                             

Çok süründün ayağa kalk nahcıvan

Bu şiiri her Azerbaycanlı dostlarımı gördükçe hatırlar ve okurum. Vagıf bey de bu Azerbaycanlı dostlarımdan birisidir. Gerçi bu şiiri kendisine okumadım çünkü kendileriyle konuşup paylaşacağımız o kadar konu vardı ki, inanın bu şiire zaman kalmadı. Sempozyum bitti Azerbaycanlı dostların gitme zamanı  gelmişti. Vagıfbey,Alovset bey,Elbruz bey ve Iğdır Yüksekokul eski müdürü Turgut Öcal ve ben misafirleri yolcu ederken, son resimleri çektirdik ve onları yolcu ederken ben de şöyle seslendim.

Sizi anarken gönülden                                                                                        

Sordum bahçemdeki gülden                                                                              

Şu an bulunduğum elden                                                                                 

Selam dostlara dostlara

Azeroğlu yazdı böyle                                                                                            

Samimiyet geldi dile                                                                                          

Gitsin gönül yolu ile                                                                                                   

Selam dostlara dostlara

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası