MHP İl Başkanı Cahit Erol,"İnkar Yasasıyla Beraber Amarike ve Avrupanın Bir Senaryosudur Bu Soykırım Safsatasıdır"

Tarih : 2012-02-10 / Kategori : Genel Haber

MHP İl Başkanı Cahit Erol,

MHP İl başkanı Cahit Erol, Fransa’da kabul edilen sokırımı inkar edenlere ceza tasarısını kınıyarak *bu tasarı AB ve ABD’nin bir seneryosudur”dedi.

Erol, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti: ”İnkar yasası diyoruz, çünkü Fransa’da, İngiltere’de, Amerika’da Avrupa’nın hepsi ve Rusya’da böyle bir soykırımın olmadıklarını bildikleri halde, doğruları inkar ederek, yalanı, yanlışı göğüsleyip gidecekleri yere kadar götürmek istiyorlar. Çünkü böyle bir inkarın onlara yüksek seviyede rant sağladığı görülmektedir. Mesela İsrail şirketleri Fransa şirketleri yaptıkları bunca haksızlıklara rağmen Türkiye’den hatırı sayılır iş olarak şirketlerini daha da güçlendirmektedirler. Hal böyle iken bu soykırım yalanları görüldüğü gibi devam edecektir. Çünkü her yıl nisan ayı yaklaştıkça Avrupa’nın da iştahı kabararak Türkiye ve Azerbaycan’dan daha ne kadar tavizler koparabiliriz diyerek yaygaralar ünlendirmektedirler. Çünkü karşılarında omurgalı bir Dışişleri bakanı ciddi bir hükümet görmediklerinden böyle şımarıyorlar şu Avrupalılar. AKP hükümeti ve onun Sayın Başkanı Mavi Marmara gemisinin istilasında sarf ettiği sözler ve tehditler yanımıza kar kalmakla beraber İsrail gibi devletleri de tamamen şımartarak dünyada ki mazlum milletlerin üzerlerine ABD ve Bop eliyle çullandırmaktadırlar. Şöyle ki Arap Baharı da bu oyunun bir parçasıdır. Dikkat edilirse ilk giden lider Tunus’un lideri Beynel Abidin Bin Ali’dir. CIA Mossaf. M.16 ile sıcak ilişkileri olan bir Tunus’lu idi Beynel Abidin Bin Ali’nin Arabistan’a kaçışına sebep olan olaylar Yagemin devrimi olarak adlandırıldı. İkinci sırada gönderilen Mısır lideri Hüsnü Mübarek oldu. Hüsnü Mübarek ABD’ye o kadar yakındaki ayaklanan halkını ABD’nin bastırmasını istedi fakat ABD tarafından terk edildiğinin farkında bile değildi. ABD’ye güvendi ve şu an ne haldedir herkesçe malümdür.Kuzey Afrika’da ki yeniden şekillendirme operasyonunun son ayağı ise Libya lideri Kaddafi idi. Sonunun ne olduğunu ve 150 bin Libya’lının ölü, 3 katıda yaralı ve sakat kalmakla neticelenmiştir.Yalnız şurayı hatırlatmakla fayda görüyorum. Libya’nın üzerine bomba yağdırmaya kimseye fırsat vermeyen Fransa lideri Sakoziy bu olaydan birkaç yıl önce Kaddafi’ye Paris’in göbeğinde Bedevi çadırı kurdurarak egosunu tatmin etsin demişti. Ayrıca Berlisconi ise bizzat Kaddafi’nin çadırına bir otobüs dolusu İtalyan kızı göndermekten büyük zevk almışlardır. Şimdi AKP hükümetinin iki yüzlülüğüne bakalım, 30 Kasım 2010 tarihinde Kaddafi İnsan Hakları Ödülü verilmiş Recep Tayyip Erdoğan bu tören münasebeti ile yaptığı konuşmada Kaddafi’ye şükranlarını sunarken Kaddafi’nin insan hakları alanında ki hizmetlerine değinmiş ve şöyle demiş: “Şahsından ziyade ülkem ve milletim adına teslim aldığım bu ödülü, bölgesel ve küresel ölçekte insan hakları noktasındaki mücadelemizi teşvik edeceğinden emin olabilrsiniz.” Sayın BOP’un eş başkanı herkesin ağzına bir parmak bal sürerek sonunu böylemi tain etmektedirler. Bazılarının önceden bildiği ancak 2003 yılında Condolleza Ricein Tehe Waşington Post Gazetesinde yazarak deşifre ettiği, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da 22 ülkenin sınırlarının değişeceğine dair planını sanırım 2011 yılını ilgilendiren bölümü Suriye’dir. Düne kadar Esed’a kardeşim diyen müşteşar ve bakanlar kurulu toplantıları düzenleyen Suriye ile karşılıklı olan vizeleri kaldıran hatta Esad’ın isteği üzerine PKK’ lılara dolaylı af olarak yorumlanan suçluların iadesinin anlaşmasının imzalayan Başbakan Erdoğan ve onun yönetimi ve AKP hükümeti biranda kimin emri ile hareke etti ise o kardeşini yalnız bırakarak ölüme terk etti.Suriye’de ki muhaliflere ayaklanmaları için, Hatay üzerinden destek sağlanması hatta Suriye’nin Fırat Nehri üzerinden aldığı suyun kesilmesi gibi insanlık dışı konuları seslendirebilmektedir. Başbakan ve bende bu tavır karşısında diyorum ki; “Selam olsun, Fırat kenarınsa şehit olan Hz. Abbas ve yarenlerine 26 Ocak 2012 tarihinde Irak’ın kuzeyine sığınan Haşimi ‘yi savunmak için Sayın Başbakanımız şöyle diyordu: “Komşumuzda ki mezhep kavgalarına bizler kayıtsız kalmayacağız.” Maliki ise , “Bizim içişlerimize karışmayın” karşılığını verdi. Başbakanımıza. Bu olaydan hemen sonra Suriye’de ki Kürt liderler, Irak’ın kuzeyine geçerek Erbil’de Barzani ile büyük Kürdistan toplantıları düzenleyerek yarın ki hayellere nasıl kavuşacağz ve Türkiye üzerinde ki siyasetimiz ne olacak?Düşüncelerindeki kürt liderleri Davutoğlu’nu kırmızı halılarla karşılayarak misafir ediyor iki gün sonrada, efendim Kandil şöyle oldu, Irak böyle oldu derken Fransızların Ermeni soykırım meselesi tekrar canlanıyordu. Aziz milletim başta söylediğim gibi inkar yasası oyunları Avrupa’nın Türkiye ile Azerbaycan’dan koparacakları tavcizden başka bir şey değildir. Agik Grubu, Minsk Grubu toplantılarında verilen tavizler Avrupalı şirketlere gösterilen ihtimamların neticesi bir buçuk Ermeniyi bahane ederek Türkiye ve Azerbaycan’dan suspayı beklemektedirler. Etkin caydırıcı hükümetimiz ve dışişlerimiz olsaydı, bu olaylar böyle olmazdı. Görülüyor ki, hüklümetde bu derece suskun kalmakla bir yerlerden bir şeyler beklemektedir. ABD ve AB Türk milletinin son sözünden çekiniyorlar. Yoksa AKP hükümetini dikkate alan yoktur. Mavi Marmara da ne oldu, bundan sonra ne ola. Yalnız,çok önemli olan konu ise büyük Ermenistanla beraber büyük kürdistannında temellerinin atılmasıdır.Kürdistan aşamam aşamam hayata geçirilmektedir. Irak’ın kuzeyi hal edilmiş ve Türkiye tarafından tanınmıştır. Şimdi doğu-batı ekseninde, Musul’dan Lazkiye’ye uzanan bir koridorla ki bu koridor Türkiye’ye tampon bölge olarak kabul ettirilecektir. Ondan sonra Suriye Kürdistanı oluşturacaktır. Kürdistan’ın Türkiye kesimi ise sanırım anayasa değişikliği ile haledilecektir. Bu konuda son detaylar Erdoğan ile ABD Bşk. yardımcısı Biden arasında görüşülüp kararlaştırılmıştır. Erdoğan Biden görüşmesinin içeriği kayıtlarla bir gün deşifre olunduğundan bunca tavizler veren halkımız acaba üzülecekler mi bilemiyorum? Son olarak ABD, AB, PKK üçlüsünün dayattığı siyasi demokratik iki kimlikli, iki dilli, iki özerk bölgeli çözüm kabul edilmezse kan akmaya devam edecektir. Bu maksatla PKK ya Irak’ın Kuzeyinde güvenli bir bölge tahsis edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ın Kuzeyine girmesine izin vermeyen ABD ve AB ikilisi kan dökmesi için PKK ‘yı alenen desteklemektedir ve himaye etmektedirler. Irak’ın Kuzeyine Türk askerinin geçmemesi için ABD elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Şimdi inkar yasası denilen bu yasa, ABD’nin AB’nin AKP’nin ve BOP’un bir oyunu değil mi? Sevgili aziz milletim!

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.