Ne tartışmasını biliyoruz, nede konuşmasını…
Hemen hemen hepimizde bir üslup bozukluğu hastalığı var ve bir türlüde tedavi edilmiyor…
Gazeteniz Yeşil Iğdır gerek yayınlandığı il ve ilçelerinde ve gerekse başka İl ve Ülkelerde bulunan hemşerilerine  hizmet olsun diye  internet sitesi  www.yesiligdir.com'u kurmuş ve yayına sunmuştur.  Gazetemiz Yeşil Iğdır'da çıkan günlük yöresel haberler her gün uğraşı sarf edilerek   güncellenmekte ve okuyucuya arz edilmektedir. 
Site'de yayınlanan haber ve makalelerin altına okuyucuların görüşlerini beyan etmeleri için de  yorum bölümü bırakılmıştır. Ancak ne acıdır ki, böylesi bir hizmeti provoke etmek için içlerinde ki şeytanı sitemiz üzerinden dışa vurmakta, yazılan haber ve yorumla alakalı olmayan birtakım sözler yazılmakta, sanal kabadayılar insanların kişilik haklarını zedeleyici ifadeler sarf etmektedirler.
Maalesef bizler ne konuşmasını biliyoruz, nede tartışmasını…
Konuşmayı kavga etmek olarak algılıyoruz, tartışmayı küfürleşmek…
Böyle bir toplumla nereye kadar gidebilir, hangi sorunların çözümüne ışık tutabiliriz.
Medeni insanların davrandığı gibi davranmamız gerekirken, hala  itişip kakışmayı tercih etmekte, düzeysiz tartışmalar içersine girmekteyiz…
Bunu bir tek gazete ve yazarlarının yorumları ili sınırlamak doğru olmaz.  Esnaf, tüccar, köylü, kentli, her birimiz  ayrı bir düşünceye sahibiz ve dünyaya bakışımızda farklıdır. İnsan olarak ortak müştereklerimiz vardır. Bu ortak müştereklerimizde bir araya gelemezsek, ne zaman hangi şartlar altında bir araya gelmemiz mümkün olabilir.
Gazetede çıkan her haberi herkes benimsemek  zorunda değildir.
Köşe yazarının her yazdığını herkes kabullenmek durumunda değildir elbet… Ancak benimsemediği, hoşlanmadığı, doğru bile olsa karşı çıkmak istediği bir yorumu okuduğunda öfkeyle saldırma ihtiyacı hissediyorsa, bu düpedüz art niyetliliktir…
Bizim ak dediğimize kara demek hakkına sahip olanlar, karanın açılımını yapamazlarsa eğer, karanlıktan taş atmış sayılırlar.  Bizler kimseye karanlıktan  taş atma  tarafı değiliz. Bizler haber ve yorumlarımızda olayları olabildiğince net bir biçimde ortaya koyma tarafıyız.
Tabi ki bu tamamen algılama ve hazmetme meselesidir.
Doğrular hepimiz için aynı  acılıktadır.
Hayatı tatlı kılmanın yolu uzlaşma, anlaşma ve hırstan uzak durmakla olur.
Iğdır'da yaşayan herkes şapkasını önüne koyup iyiden iyiye düşünmelidir. Yaşadığımız coğrafyanın artısını eksisini irdelemek durumundayız. Adımlarımızı da bu istişareye göre atmalıyız. Aksi halde hepimizin ödeyeceği bir beden olacaktır…