Cabbar ŞIKTAŞ IĞDIR'DA YAŞAMAK GERÇEKTEN ZOR
Tarih : 2007-10-03
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Iğdır'da hiçbir gerçeği açık açık ifade edemez hiç kimse…

Herkes bazı dengeleri, adabı muhaşereleri gözeterek konuşur ve davranır.

İnsanların biribirine saygılı olması son derece güzel bir davranıştır. Ancak bu davranış her ne kadar saygı çerçevesinde yürütülse de, yinede insanlar arasında gizliden gizliye bir yarış doğal süreç içersinde vardır.

Iğdır'da Doğu Anadolu bölgesinin en büyük camisi inşa edildiğinde, Allah'ın evi olması münasebetiyle herkes el birliği ile katkıda bulunmuş ve muhteşem cami her geçen gün yükselmişti. Cami yükseldikçe heybeti ortaya çıkmakta, ihtişamı görenleri büyülemekteydi.

Bizde bu yörede yaşayan biri olduğumdan ve mezhepsel olarak yanlış anlamalara mahal vermemesi düşüncesiyle caminin her kademesini gazetemizde konu etmiş, yardım edilmesini önermişizdir.

Dedimya hepimiz gerek konuşurken ve gerekse yazarken birtakım hassasiyetleri gözetiriz…

Iğdır'da Şia ve Sünni bir arada kardeşçe yaşamaktadırlar.

Acı ve tatlı günlerinde omuz omuza durmakta, etkinliklerde birlikte hareket etmektedirler.

İnsanların biribirine karşı böylesine hassas davranması bazen olumlu eleştirileri de ortadan kaldırmaktadır.

Halbu ki olumlu eleştiriler olduğu vakit faaliyetler daha güzele doğru gider.

Örneğin şehir merkezinde yapılan Merkez Camii şu anki yerine değil de, daha geniş bir alana yapılsaydı ve etrafında geniş bir bahçesi, önünde havuzu, namaz öncesi gelen insanların bekleyebileceği boş alanlar ve dinlenme yerleri, hatta toplu cenaze namazının kılınabileceği bir musalla taşı olsaydı fenamı olurdu.

İnanıyorum ki ben bu sözleri cami temeli atılmadan önce söyleseydim, art niyetli birileri bu sözlerimi yanlış değerlendirecek ve ortaya mezhepçilik hadisesini atacaktı…

Şehrin tam merkezine yapılan Cami binaların arasında boğulmakta, görkemi yüksekte olunduğu zaman anlaşılmaktadır.

Neyse artık yapılmış, geri dönüşü olmayan bir iş üzerinde fazlaca durmanın bir mantığı yoktur. EVHAMA KAPILMAYA GEREK YOK… Para piyasalarında ki dalgalanmalara işaret eden Maliye Bakanı Kemal Unakıtan bir açıklama yapmıştı ve şöyle demişti: "Kimse evhama kapılmasın, evhama kapılan kendi ayağına sıkar" yani herkes sakin olsun, sel suları gelip geçtikten sonra sular durulur…

Iğdır'da siyasi dengeler değiştiğinden özellikle Azeri Türkleri aşırı bir evhama kapılmışlar. Zaten devlet idaresinde olmayan, olanlarda alt birimlerde şube müdürü olarak görev yapan kişiler endişe ve telaş yaratarak her gün başımın etini yiyorlar.

Lütfen kimse evhama kapılmasın. Makamlar kimsenin babasının malı değildir. Eğer bulunduğunuz yerde görevinizden ayrılmanız isteniyorsa hiç tereddüt etmeden ayrılın ve minnet etmeyin…

Ezilerek, yalvararak, minnet ederek bir yerlerde görev yapacak olursanız, biliniz ki zaman gelecek kişili ğinizden taviz vermiş olacaksınız… İnsanlar onurları için yaşarlar, hepimiz onurumuzla, kişiliğimizle varlığımızı ortaya koyalım, hak mutlaka yerini bulacaktır.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.