Ülke gündemi her gün dolu dizgin geçerken, ülkemizin en uç noktasında yaşam mücadelesi veren bizler maalesef ki uzaktan boş boş izlemekle yetiniyoruz.

Cennet vatanımızda yaşanan gelişmelere boş bakmayıp ne yapabiliriz ki…

Ben yapacak bir şeyler buluyorum. Bol bol bizleri uyutan, uyuşturan dizilerden izliyorum.

Pembe, mor, siyah diziler ne düşünüp üzülmemize, nede sinirlenmemize müsaade etmiyor…

Hele görsel haberleri izleme hatasına düşmezsek, hayat gerçekten de kolay oluyor…

Sizlere önerim, sizlerde benim gibi televizyon dizilerini izleyin.

Sıkılırsanız ne mi yapacaksınız.?

Dizilerden sıkıldığınız vakit, haber kanallarında şehit cenazelerini görmek istemediğiniz zaman, uzman(!) yorumcuların Ülkemizin geleceğine yön veren eşi bulunmaz, taklidi mümkün olmayan yorumları dinlemekten usanırsanız, hiç tereddüt etmeden zampink yapın ve Kemal Sunal'ın, Cüneyt Arkın'ın filmlerini izlemeğe koyulun…

Arada birde beyinlerimizi uyuştursun diye seyrettirilen sırlar dünyası, gelecekten haber veren programları izlemekte de fayda var…(!)

Bir padişah halkı gülmeye başladığında, vezirine talimat verir ve tez önlem alın der… Vezir; "efendim kimse şikayetçi değil ki" diye cevap verdiğinde…

Padişah: "Eğer halk bağırıp çığırı yorsa sorun yok demektir. Yok eğer gülmeğe başlamışsa sorun başlamıştır. Her an isyan edebilirler" diyor…

Bu halkı ilk önce bağırtıp gazını aldınız. Artık halkın bağırması sizlere normal geliyor. İzlettiğiniz diziler sinirlerini aldı ve artık halkımız gülmeye başladı… Gidişatın iyi olmadığını göstermek için perende atmaya gerek yok sanırım. Gidişat kötü ve hem de çok kötü… Durumu idare etme adına yeşil kartlılar ekmeyi daha ucuza alacak açıklamaları yapmak, durumun nekadar vahim olduğunun da bir işaretidir.

Geçenlerde Başkent Üniversitesi tarafından düzenlenen 10 Kasım paneline konuşmacı olarak katılan Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden yaptığı konuşmada: "Sokakta bağırmakla olmuyor. Ülke uçurumdan yuvarlanmış, Atatürk düşmanlığı yapanlar ödüllendirilmiş, ülkeye kurşun sıkanlar özgürleştirilmiştir" diyordu…

Memleketimizin sorunu yok desek kendimizi kandırmış oluruz. Memleketimizde sorun var ve bu sorunları hepimiz görmezden geli yor, dış güçlerin oyuncağı gibi oynatılıp duruyoruz.

Beyler: Okyanusun ortasında debelenmenin hiçbir manası yoktur. Sizi dost deyip kullananlar, satacakları günüde çok iyi bilmektedirler. Her şey apaçık ortada, umulur ki yanlışta olanlar tez elden yanlıştan döner, huzurlu bir yaşam sürerler…