Cabbar ŞIKTAŞ Iğdır
Tarih : 2006-06-21
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Genel yapımız itibariyle önyargılıyızdır. Örneğin lokantada önümüze gelen çorbanın tadına bakmadan tuzumuzu dökeriz... Salatamıza da aynı muameleyi gösteririz. Buda bizim toplum olarak önyargımızın bir göstergesidir diye düşünüyorum... Şimdi makalemin başlığını görür görmez, eminim yazıyı okumadan yıldırım hızıyla aklınızdan bir sürü senaryo geçirmişinizdir... Kimi Iğdır’ın Korhan yaylasında ki kalesinin yıkıldığını düşünecek, kimi eski Iğdır’da olduğu gibi, saygı sevgi kalesinin yıkıldığını tahmin edecek, kimisi ise toplum ahlakının çöküntüye uğradığını varsayarak kaleleri yıkacaktır... Halbuki benim asıl bahsetmek istediğim yıkılan kaleler bunlar değildir... Iğdır’da öyle kaleler var ki yıkılışından haberimiz bile yok... Geçenlerde bir işyerinde oturmuş iş yeri sahibi ile sohbet ediyorduk... İşyeri sahibi değerli kardeşimiz yaptığı ticaretten bahsetti ve eskiden bir Iğdır’lı Erzurum, İstanbul, Bursa, Konya, Antep gibi şehirlere telefon ettiğinde kamyonlar dolusu mal alabilmekte ve ticaret yapmaktaydı... Ancak şimdilerde dışarda ki esnafın Iğdır esnafına güveninin kalmadığını, çeklerinin, senetlerinin ödenmediğini, açık hesap mallarının parasını alamadıklarını dile getirerek şartların çok ağırlaştığını belirtti... Bunu anlatan küçük ölçekli bir iş adamı... Ve ekliyor esnafımız: “Birileri belkide bu sözlerimden ötürü tepki gösterebilir... Ama benim gördüğüm Iğdır halkının gerek ahlaki yapıdan ötürü ve gerekse ticari yapıdan ötürü ülkemizin büyük şehirlerinde ismi hiçte iyi algılanmamaktadır... Şahsen ben birzamanlar göğsümü kabartarak Iğdır’lıyım derdim... Ama şimdilerde maalesef ki kısılarak Iğdır’lıyım demekte ve Iğdır’lı olduğumuzu duyanların alaycı tavırları ile karşılaşmaktayım” diyor esnafımız... Ahlaki yapının bozukluğu elbetteki bir tek Iğdırla sınırlı değildir... Ülkemizin birçok ilinde eğlence mekanlarının varlığı herkes tarafından bilinmektedir... Ancak Iğdır küçük ve herkesin biribirini tanıdığı bir bölge olunca durum özellik kazanıyor... Mesela İstanbul’da birileri bar pavyon kabadayılığı yaptığında kimse kınamaz... Ama Iğdır’da bu durum ciddi anlamda göze batar... Çünki aşağı yukarı herkes biribirini tanıyor biliyor... Yaşanan olumsuzluklar dalga dalga yayılır ve herkes olan bitenden haberdar olur... Iğdır’ın çok sağlam kaleleri vardı. (Gerçi şimdide var ama eskisi gibi değil) Örneğin eskiden komşuluk ilişkileri akraba ilişkilerinden daha önde gelirdi. Komşular biribirilerinin mutfağını paylaşır, derdini ortaklaşır, sevincini birlikte yaşarlardı... Şartlar öyle bir hal aldı ki aynı apartmanda oturan iki komşu aylarca yıllarca biribirilerini bile görmüyorlar... Herşeyi güllük gülüstanlık göstermenin bir manası ve mantığı yoktur. Hepimiz birtakım erezyona uğramış, hepimiz kendimizi gerçeklerden soyutlamış ve kovuğumuza çekilmişizdir...

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.